TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «BIN TARAKTA BEZI OLMAK»
Ketahui penggunaan
bin tarakta bezi olmak dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
bin tarakta bezi olmak dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 73
Bin(bir) ayak bir ayak üstüne: Hepsi ayakta büyük bir kalabalık. Binde bir: Çok ... Bin dereden su getirmek: Birini kandırmak için çeşitli gerekçeler öne sürmek, diller dökmek. Bindiği ... Bin tarakta bezi olmak: Aynı anda birçok işle uğraşmak.
2
Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ... - Sayfa 88
«Ona bin dereden su getirerek evlenmesi icap ettiğini anlattı.» Ö. Seyfettin. BİN PİŞMAN OLMAK : Aşırı derecede pişman olmak. «Bursa'ya gitmediğine şimdi bin pişman oluyordu.» BİN TARAKTA BEZİ OLMAK : Çeşitli işlerle meşgul olmak.
Hamidoğlu Fethi Gözler, 1975
3
Türkiye Türkçesi ad işletimi (biçim bilgisi) - Sayfa 473
... otlamak / bileğinde altın bileziği olmak / bin tarakta bezi olmak / burnu havada olmak / burnu kaf dağında olmak vb. C: cami yıkılmış ama mihrabı yerinde / canı burnunda olmak / canını sokakta bulmak / cebinde akrep olmak / cebinde taşımak ...
4
Deyimler, atasözleri, beyitler ve anlamdaş kelimeler - Sayfa 200
SORUMLULUK MEŞGULİYET İşi başından aşkın olmak • Başını kaşımağa (kaşıyacak) vakti olmamak • Bin tarakta bezi olmak • (Bir şeyden) baş kaldıramamak (Aylardır, başını kaldırmadan yeni kitabı üzerinde çalışıyor) • (Bir şeyden) baş ...
5
Türk atalar sözü hazinesi - Sayfa 347
(AVP.) (ÖÂA.) Bindiği (oturduğu) dalı kesmek. (ÖÂA.) Bini bir akçeye (paraya). (ÖÂA.) Binin yarısı beş yüz, (o da bizde yok). (AVP.) (Ş.) (ÖÂA.) Bin kalıba girmek. (ÖÂA.) Bin kat. (ÖÂA.) Bin (kere) pişman olmak. (ÖÂA.) Bin tarakta bezi var. (AVP.) ...
İsmail Hilmi Soykut, 1974
6
Çağdaş Türk edebiyatı: Cumhuriyet dönemi. Öyku̇, ...
Eskici ve Oğulları her iki kesimdeki hızlı değişmenin yarattığı çözülüşün içinde yaşayan bireyler olarak romana ağırlıklarını koyarlar. Müfettişler Müfettişi ile (devamı olan) Üç ... Bin tarakta bezi vardı. Birbirine yakın gözleriyle kuşku içindeydi.
7
Hür şehrin insanları - 2. cilt - Sayfa 693
Acemi herhalde biraz, dedi, böyle kadınların bin tarakta bezi olur. Zavallının başını derde sokar. Madem ki tanıyorsunuz... Sevaptır, -söyleyin!» dedi. İşte söyledim. — Teşekkür ederim! Beyoğlu'nun hakikaten acemisiyim! Lâkin Beyoğlu'nda da ...
8
Mevlânâ dîvân-ı kebîr - 5. cilt - Sayfa 460
Şu iş için biz de akılla, bin tarakta bezi olan gönülle yabancı kesildik. Aşk gerçekten de ululuktur, beyliktir; şiir de onun davuludur, alâmetidir. Çekin ha; beyimiz pek kızgındır; her seher çağı her şeyi yağmalar durur. Bırak şunu da ayrılığı anlat; ...
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Abdülbâki Gölpınarlı, 2007
9
Anadilimizin söz denizinde: sözcükler, ikilemeler, ... - Sayfa 109
Aynı kavrama dayanan kılını bile kıpırdatmamak deyimi ise ilgili olduğu bir konuda en ufak bir ilgi göstermemeyi, ... Kırk (bin) dereden su getirmek, kırk kapının ipini çekmek, kırk tarakta bezi olmak, kırk yılda bir, kırk yılın başı, bin derde deva, ...
Öğleye doğru molavermekiçinbirhanaindiler. İkikatlı,ahşapbir bina idi. GermiyanoğullarındanMesutisimli bir ihtiyar işletiyordu. Köse, ihtiyarı eskiden tanırdı. Her tarakta bezi olduğunu bildiği için arkadaşlarını vaktinde ikaz etmeyi düşündü: “Pek ...
Yavuz Bahadıroğlu, Cemil Tokpınar, 2001
