APAKAH MAKSUD KANGALLANMAK dalam TURKI?
Klik untuk
melihat definisi asal «kangallanmak» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
Definisi kangallanmak dalam kamus Turki
Kangallaman dibawa ke status singal. kangallanmak Kangal durumuna getirilmek.
Klik untuk
melihat definisi asal «kangallanmak» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «KANGALLANMAK»
Ketahui penggunaan
kangallanmak dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
kangallanmak dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 443
kelepcek: Kelepçe. keleplenmek t (Yılan) kangallanmak Baktım ki bir yılan keleplenmiş yatıyar. kelesde : «kereste» kelimesinin özel telâffuzudur. Manası da genel dlidekinden geniştir : Hem marangozlukta kullanılan tahta gereç, hem de başka ...
2
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 265
... eğrek, hayat. misafir olmak : düşkonak olmak ( u- zun müddet -), kangallanmak (a- i»- misafirperver : yolpak. misafir yemeği (yatmadan ikram edilen -) : yatalga. misâl getirmek : bestek, geliştirme. misk : ıpar. miskap : üdürgü. miskin : cecime, ...
3
Doğu Rodop türk ağızlarının sözlüğü: turc-français - Sayfa 133
Kangallanmak// etre fait echeveau. gangallat-, gangallatdır-/ganğallattır- f. Kangallatmak// faire faire echeveau. ganğıran is. Kangren // gangreue. G gangıran. gangırannı s. Kangrenli // â gangreue. ganır- f. Balgam çıkarmak // expectorer.
Mefküre Riza Mollova, 2003
4
Kırgız sözlüğü: sözlük 25000 sözü içine almaktadır - Sayfa 732
Tmgkiy-, kangallanmak. küçük, lâ- kin sisman olmak; tingkiyip «kta-: bacaklan bükmek suretiyle uyu- mak (basbca, kadinlai hakkinda). Tmg§a-, dinlemek. kulak vermek, giz- lice dinlemek. Ting§oo. dinleme, gizlice kulak verme. Tâiniç = tinç.
Konstantin Kuzʹmich I︠U︡dakhin, 1945
5
Dil kılavuzu - Sayfa 292
kan ddkmek kan dokücü0 hunriz kanepe kangal Kangal kangallama kangallamak kangallanmak kan gözesi" ko" hücresi, kan yuvo- n (dirb.) kangren ka ng renies тек kangrenlí kan grubu kan kümesi" (hek. i kanguru kangurugiller kan gütme" ...
6
Diccionario español-turco - Sayfa 249
2. canapé. kangall [karj'gal] S. rollo (de embutido, cuerda, alambre). kangall [kaij'gal] S. perro pastor, tipico de la provincia de Sivas (Turquía). kangallamak /-i/ [kaijgallamak] t. enrollar (algo). kangallanmak [kaijgallan'mak] i. enrollarse.
Carmen Uriarte, Sonsoles Taltavull Cañete, Bilge Cerah Sunal, 2011
7
Deli manda: bütün hikâyeleri : öykü - Sayfa 233
... vardı; içinde keser, destere, rende, çekiç, bir küçük örs, tenekeci makası ve havya, kıskaç, pens, burgu... ne ararsan bulurdun!.. Kangallanmış parça parça J^Bû&aâJ"** teller, bir yığın iğri büğrü çivi... Hepsi gerekliydi damımız yapılırken 233.