APAKAH MAKSUD KANTARLAMAK dalam TURKI?
Klik untuk
melihat definisi asal «kantarlamak» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
Definisi kantarlamak dalam kamus Turki
timbang berat badan. Berfikir dan bergerak. Untuk mencuba, untuk menguji. kantarlamak Kantarla ağırlığını ölçmek. / Düşünüp taşınmak. / Birini denemek, sınamak.
Klik untuk
melihat definisi asal «kantarlamak» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «KANTARLAMAK»
Ketahui penggunaan
kantarlamak dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
kantarlamak dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
GAGAUZ Türkçesinin sözlüǧü - Sayfa 132
Bir tür at ge- mi [deli dolu atlara vurulan gem]. kantirmalamaa:1)Kantarlamak, ata kantarma vurmak. 2) Dizginle- mek, hâkim olmak (mec.). kantus: Içip sarho§ olan, sizmi§. kanul: Pi§manhk duyma (Dinî bir keümedir). kanva: Kanaviçe. kanvürt: ...
2
Konuşma dili ve Türkçenin söyleyiş sözlüğü: bir deneme - Sayfa 221
... ka'ni/ kan'kan kankuru'tan kanta'mak kantan'mak kan'mak 'капэ kan'sey kan'serbilim kanserle/mec kan'sïz kansïz'tik 'kant kan tar kantarci kantariye kantarlamak kantarma kantaron kanta§i kantat kantin TÜRKl YETÜRKÇESlNlN SÖYLEYIÇ ...
3
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 573
Ar. esk. çarşıya, pazara getirilen şeylerden alınan tartı vergisi. kantarlamak (-i) Ar. T. 1 kantarda tartmak. 2 mec. (bir kimseyi) denemek, sınamak. 3 mec. düşünüp taşınmak, hesaplamak. kantarma a. azgın, huysuz atları zaptede- bilmek için, ...
4
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 99
... demir parçası (uzun-) : enser. demlik : cukun. deneme : bellengeç ( deneme yollu yapılan iş), sınavuç. denemek : kantarlamak, kişiflemek (yakından-), telemek. denenmiş : smangın, sınangul, sınak. dengine getirmek : ağızlatmak. denildiğine ...
5
Jean Deny Armaǧani: - Sayfa 258
Als Beispiele seien angeführt: acem 'eine Weizenart' DD 67, eigentlich 'persischer (Weizen)'; kantarlamak 'erproben' DD 1675, eigentlich 'abwägen'. Nicht aufgenommen wurden allgemein verwendete Wörter, die im DD nur wegen ihrer von ...
Jean Deny, János Eckmann, Agâh Sırrı Levend, 1958
6
İstanbul-Paris - Sayfa 1
Burada ince lakırdıları kantarlamak gerekirse, şair Nigar Hanımın şiirleri üzerinde de bir erkek ozan elinin gezindiğini söyleyenler olmuştur. Fatma Aliye Hanıma gelince, onun Muhadarat adlı romanını da babası Tarihçi Cevdet Paşa'nın ...
7
Boğaziçi şıngır mıngır - Sayfa 54
Öldürmek için, öldürülecek kişiyi iyi kantarlamak gerek. Tutar eli, görür gözü yerinde olmayanları bitirmeye kalkışanlar, sonunda, bizim gibi, hayıflar ülkesine vizite vermeye gider. Uzun lafın kısası, biz, öldürme izni cebimizde, Sümbülzade'nin ...
8
Dictionar Tatar Crimean - Roman, Kirim Tatarsa - Kazaksa ... - Sayfa 193
•kantar да tartmak a cântâri; a cumpäni. kantargî s. cantaragiu. kantarlama s. cäntärire; cumpänire. kantarlamak v.l. a cântâri; a cumpäni . kantarlangan adj. cäntärit; cumpänit. kantarlaw s. cäntärire; cumpänire. kantarma s. zäbalä. kantarun s.
9
Türkisch-deutsches Wörterbuch - Sayfa 602
Verkäufer m von Schnellwaagen 2. offizieller Wiegemeister kantarcilik Beruf m, Tätigkeit /, Aufgaben pl. e-s kantarci kan taris s. kuduzböcegi kantaríye/r. 1. offizielle Wiegegebühr 2. Gewichtszoll m kantarlamak wiegen *kantara vurmak kantarli ...
10
Dicţionar român - tătar crimean, Sózlík kazakşa - kîrîm ... - Sayfa 88
2. (a se echilibra) deñgesín tapmak; deñklesmek; karar tapmak; teraziylesmek; mizanlasmak. C. v.t. 1. (a cântàri) tartmak; sekmek; kantarga tartmak; kantarlamak; díremlemek; vezin etmek. 2. (a chibzui) túsúnmek; akîl etmek; túsúnúp tasînmak; ...
