APAKAH MAKSUD KAVANÇO dalam TURKI?
Klik untuk
melihat definisi asal «kavanço» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
Definisi kavanço dalam kamus Turki
Lulus dari lembaga ke papan. Jangan menggantikan seseorang dengan sesuatu genre yang sama. Jangan letakkan pekerjaan yang lain, bungkusnya. kavanço Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme. / Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma. / Bir işi başka birine yükleme, başına sarma.
Klik untuk
melihat definisi asal «kavanço» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «KAVANÇO»
Ketahui penggunaan
kavanço dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
kavanço dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 149
aptal, kaba saba, görgüsüz kimse kavallamak • aptallık etmek, sıkmak kavanço a. it. • 1. bir nesneyi yerine aynı türden bir şey koyarak değiştirme, alma 2. değiş tokuş, takas 3. bir işi, bir görevi boş gezen birisinin başına sarma kavanço edilmek ...
2
Türk argosu üzerinde incelemeler - Sayfa 166
... al- : Yeterince içki içmek, sarhoş olmuş durumda bulunmak. kavanço-kavança-kamança-komança-kamanço-ko- manço : kavança-kavanço < İt. caveza) : Aynı tür nesnelerden birini diğeriyle değiştirme, birini koyup yerine bir başkasını alma; ...
3
Türk argo sözlüğü - Sayfa 135
Kavanço (i.) 1. Degistirme, aym cinsten bir seyin yerine baskasim koyma. Kahveciningetirdigi kâgitlari, çaktirmadan, cebimdeki doktorlu kâgitla kavanço ettim. 2. Bir isi, baska birine yük- leme, basma sarma. O dalgayi da mi sana kavanço ettiler ...
Evvelâ, en ucuzdan yani kahveden girişip sonra içkiye kavanço.3" Şişesi çeyreğe gelsin rakı. Bardağı yüz paraya taşınsın bira. Bardağın altındaki tabaklar yangın kulesi gibi yükselsin dursun. Bir mezeci mi geçiyor, hemen, "Gel buğda!".
A. Sermet Muhtar Alus, Eser Tutel, Faruk Ilıkan, 1999
5
Beyoğlu: (kısa geçmişi, argosu) - Sayfa 182
"KATAVASYA" BALIÖI (Gr) Karadeniz'den, Marmara'ya göçen yag~li balik- Se- ninki simardi, katavasya baligi olmazsa, balik yemiyor. "KAVANÇO" ETMEK (it) Degiçtirmek- Birisi çiçeleri kavanço etmis, raki diye votka servisi yaptik, rezalet çikti.
6
Esir şehrin mahpusu - Sayfa 333
Arkadaşlarla hovardalık kumpanyaları kurmuşuz! Bana geleni tadına baktıktan sonra, ben size devrediyorum, size geleni siz bana kavanço ediyorsunuz. Gün yüzü görmemiş, utangaç gelinler, on beşinde kız oğlan 8? Esır Şehrin J/MaJıpiisu.
7
The Lingua Franca in the Levant: Turkish Nautical Terms of ...
"Our old shoes, clothes, and underwear are always turned over to Tornavida." (Çinge- neler 232); [slang of gamblers] Iste bu atis esnasmda ewelce avucunda sakladigi aynalmm tekini kavanço eder "During this throw he substitutes one of the ...
Henry Romanos Kahane, 1958
8
Türkçe sorunları kılavuzu - Sayfa 125
... katyuvarı kauçuk <kauçuğa <kauçuğu <kauçuktan kavaf <kavaftan, kavafhane kavakçı Kavaklıdere'ye, Kavaklıdereli <Kavaklı- derelilere kavalkemiği kavalye kavanço kavas <kavastan kavasya kavata kavela kavgımak kavil <kavle <kavli, ...
9
Egeʼden: hikâyeler - Sayfa 155
hikâyeler Halikarnas Balıkçısı. SON TÜRKÜ /\nA «Kör Hüseyin» derlerdi. Yaşı yüzü geçkindi. Altmış yaşındayken heybetle gürliyerek denizi apak eden büyük bir fırtınada yelkeni kavanço etmek için sku- nasmın provasına gitmişti. Bir şimşek ...
Halikarnas Balıkçısı, 1972
10
Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 143
kaşarpeyniri, kategori katiyet, -ti Kavak -ni katetmek katkı kavakinciri, -ni kaşbastı katı katkısız kaval kaş göz etmek katı, -t'ı katlamak kavalye kaşık katık katlanmak kavanço kaşıkçı katıksız katletmek kavanoz kaşıkçıkuşu, -nu katılaştırmak katliam ...
