APAKAH MAKSUD LÂF YAKIŞTIRMAK dalam TURKI?
Definisi lâf yakıştırmak dalam kamus Turki
untuk mengatakan kata semasa perbualan, untuk menyatakannya dengan betul.
TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «LÂF YAKIŞTIRMAK»
Ketahui penggunaan
lâf yakıştırmak dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
lâf yakıştırmak dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
Ayakkabı kitabı - Sayfa 154
Bu kadar mizansene bir de laf yakıştırmak gerekiyor. Ebru Hanım da olayın bilincinde olduğundan "Sultan olsaydım sarayda prim yapardım" diye demecini patlatmış. Kızcağızın Osmanlı Padişahlarının kadın zevki konusunda fikri olmadığından ...
Emine Gürsoy-Naskali,
2003
2
Lâf olsun diye - Sayfa 87
Giymesini de üstüne yakıştırmış belli ki boylu boslu güzel bir kadın doğrusu. Bir de gazeteyi yakına çekince ne göreyim, resim; tanınmış erkek bir artistin makyajlı kadınlığı değil mi..! Arkadaşlar gülmeden katıldılar. Ben de hemen katıldım: Güzel ...
3
Ulu Hakan: II. Abdülhamid Han
... bırakmaz şekilde Midhat Paşaya aidiyet ifade ettiğini yazıyorlar ve «meselenin hakikati belli olmamıştır» sözünden başka lâf bulamıyorlar. ... Eğer ona şeriat hükmüyle bir ad yakıştırmak icap etse «Murtad Paşa» dan başkası bulanamaz.
Necip Fazıl Kısakürek,
2014
4
Kızıma mektuplar - Sayfa 169
Bu laf da bitti! Gelelim yazı ve imza lafına: Ben geçende sana bir yazı örneği yollamıştım; bugün de bir imza örneği yolluyorum. Bu örnekler, bunlar ... Sırtına sâde bir şey geyip de onun içinde yabancı kalmamak, yakıştırmak vardır. Bu da bir ...
Memduh Şevket Esendal, Muzaffer Uyguner,
2001
5
Gayri Resmi Yakın Tarih:
Önce şunu belirtelim: “Hitler yakıştırması” Batıdada sıkça rastlanan bir polemik unsurudur. ... “reductio ad absurdum” (abese irca; saçma olana indirgemek) kavramından ilhamla “reductio ad Hitlerum” (Hitler'e indirgemek) diye bir lâf üretmişti.
6
Sultan I. Kılıç Arslan:
Bu sefer dükkânın içinde, yantarafa geçerek ayağına giymiş, kendisine deçok yakıştırmıştı. ... kesip, örs üstünde terbiye ettikten sonra, kalın bir iple dikerek çarık haline getirmeye çalışırken biryandan da Kılıç Arslan'a laf yetiştirmeye çalışıyordu.
7
Ana hamim - kiz hanim: Ormanda. 2 oyun - Sayfa 65
İşi gücü, mani düzmek, lâf yakıştırıp milleti taşlamak. Hemi önüne geldiği yerde okur, yazar. Makammı da uydurur boyu devri- lesi.. Haşlak Ali, Haşlak Ali, çifte çifte garıları. Birinin garnı gurudu, biri hava doğurdu. Aha onun düzmesi bu da.
8
Yeni Türk lûgati - Sayfa 1068
Tacil etmek. Lâf atmak. Tal ıım [i] Bir arada k Semeresiz lanılan şeyler. Birka kişilik heyet. Bir askeri lüğünün ayrıldığı kısıml dan herbiri. ... Takınmak [i | Ren üstüne takmak, kuşanm: Kendine yakıştırmak, mü: sip görmek. Üstüne müc herat ...
İbrahim Alâettin Gövsa,
1930
9
Ağlatı: Dursun Atılgan'a mektuplar - Sayfa 128
Bu görüşü naylon münevvere yakıştırmak bile güç. Daha ilerde bulunacak bir münevver ... Demet 40, Ağustos 1956 İKİ BİLİNMEYENLİ Lâf dinleyerek yetişen kişilerin çevrelerine yayacakları da lâftır şüphesiz. Ülkemizde eğitimin bugün en çok ...
10
Kürt kapanı: - Sayfa 83
... dünyasının büyük lideri konumu, veyahut İslam dünyasının öncelikli, özellikli lideri gibi bir sıfatı kendilerine yakıştırmak, biraz da bu doğrultuda sonuç almak için geldikleri anlaşılıyordu. ... Biz de dedik ki, lâf istemiyoruz, fiili hareket istiyoruz".