TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «SIKLAMAK»
Ketahui penggunaan
sıklamak dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
sıklamak dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 592
sıkışmak: Sıkışmak. sıklamak, sıkramak : «Ağlamak» la beraber, onu kuvvetlendirmek için kullanılır. Ağladı, sıkladı. § Sıklama: Nale. (T. D.) § Sık tamak : Bükâ etmek, feryat etmek, nevha etmek, terket- mek. (T. D.) § Sıktamak : ölü için ağlamak.
2
Gökyüzü Mavi Kaldı: Halk Edebiyatı Seçkisi
Sâni: İkinci. Saprak: Saf,delimsi. Sası: Kötü, pis. Saya: Gön ayakkabı. Sayd: Av. Seyf: Kılıç. Seyr: Düş, rüya. Sığın: Geyik. Sıklamak: Sızlamak. Sındı: Saye: Gölge. Sayrı: Hasta. Segâh: Türk müziğinde bir makam. Seğmen, seymen: Gelin almaya ...
Sabahattin Eyuboğlu, Yaşar Kemal, 2014
3
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 932
+* komprime. sıkıyönetim b. a. savaş durumu, ayaklanma gibi olağanüstü durumlarda, yurtta güvenliğin sağlanması, korunması için, ordunun yardımıyla sağlanan ve özgürlükleri geçici olarak kısıtlayan yönetim. siklon s. çok sıkılmış. sıklamak ...
4
Eşrefoğlu Rûmî: hayatı, eserleri ve dîvânı - Sayfa 79
... mağlup olmak, kırılmak Kakımak Kızmak, hiddetlenmek Kotarmak Azad etmek, kurtarmak Salma Serbest Sanu Zan, hayal, tasavvur Sınar Hemcins Sıklamak Şikayet etmek Sinle Kabir Yavuz Sanu Kötü niyet Osmanlı Türkçesinin XV.yüzyılın ...
Mustafa Güneş, Eşrefoğlu Rûmî, 2006
5
Atatürk ve Türk dili: Atatürk devri yazarlarının Türk dili ... - Sayfa 625
Sıklamak = Sızlamak: Şikâyet etmek. Banlamak =Bağırmak: nida etmek, ezan okumak. Yayak = Yayan. Çak : (Bugün yazı dilimizde bunun yerine "tıpkı, aynıyla, tam" sözleri kullanılır. Fakat, halkımızın dilinde "cik, çık, çıkla" gibi şekilleri de ...
Zeynep Korkmaz, Kâzım Yetiş, 1992
6
Bugünkü dille Dede Korkut masalları - Sayfa 7
Sancılmak. — Saplanmak. Sarvan. — Deveci, deve çobanı. Serçeşjme. — Kumandan. Sinirlemek. — öldürmek, sinirlerini çıkanmak. Sinleimek. — Köpek açlıktan yavag yavaş havlamak, sızlanmak. Sığın. — Büyük geyik, yaban ineği. Sıklamak.
7
Erciş'li Emrah ile Selvi Han hikâyesi varyantların tesbiti ... - Sayfa 291
180/31 — Sağbet : emniyet. 181/ 2 — İşmar : el, göz veya baş ile yapılan işaret. 183 / 5 — Çar : başörtüsü. 183/11 — Sıklamak : alıcı ile bakmak, denemek, dikkatli bakmak. 187/24 — Uğri : hırsız. 188/ 4 — Kakart : gaga 188/ 6 — Gön 291.
8
XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ...
67-1) sığurmak : — > sığımı ak. sıkalmak : Sıklaşmak, kesafet peyda etmek. § Et-tekâsüfü ,_iîl5ol [Ar.] : Sıknaşmak ve sıkalmak . (Terceman. XV. 204) sıkılcım : 1. izdiham, tazyik, sıkışıklık. § Teng-â-teng ISo" [Fa.] : Sıkılcım p*JLL* . (Deş. XVI.
Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin, 1971
9
Yirminci yüzyıl Türk edebiyatı: 1900-1940 - Sayfa 137
Ağlamaz, sıklamaz. Kimin vurduğunu anlar. Sonra kasabaya gelir. Hükümete koşar. Babamı vuran filândı! Tutun, der. Aldıran olmaz. Kız yine köye döner. O vakit nereden geldiği, nereli olduğu belli olmayan sarhoş bir zaptiye mülâzımı varmış.
Mahir Ünlü, Ömer Özcan, 2003
10
Yirminci yüzyıl Türk edebiyatı - 1. cilt - Sayfa 171
Ağlamaz, sıklamaz. Kimin vurduğunu anlar. Sonra kasabaya gelir. Hükümete koşar. Babamı vuran filândı! Tutun, der. Aldıran olmaz. Kız yine köye döner. O vakit nereden geldiği, nereli olduğu belli olmayan sarhoş bir zaptiye mülâzımı varmış.
Mahir Ünlü, Ömer Özcan, 1987
