TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «TINGIRDATMAK»
Ketahui penggunaan
tıngırdatmak dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
tıngırdatmak dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 273
1 - Metalden yapılan şeyleri birbirine vurarak veya onlara başka bir şeyle vurarak ses çıkarma. 2 - al. Çalgı sesi. Dıngridama is. Tıngırdamak fiili. Dıng ılde mag f. Tıngırdamak. Dıngıldatma is. Tıngırdatmak fiili. Tıngırdat- Dınğıldatmağ is.
benden memnun olursa yine gelir. Yeni müşteriler getirir. Onun için işi sırf sahneye çıkıp saz tıngırdatmak sanma. Görevin buraya gelen herkesi memnun etmek. Onlar memnun olurlarsa ben de memnun olurum. Ben memnun olursamseni de ...
Ali Erkan Kavaklı, Ömer Faruk Paksu, 1998
3
Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek: 70'li Yıllarda ...
İsterpikaplardan taşsın,ister radyodan yayılsın, her evde müzik vardı. Bugün olduğu gibi hayata eşlik ediyor, özellikle gençler müziksiz duramıyordu. Okullarda müzik dersinden geçebilmek için hiç değilse birazmandolin tıngırdatmak gerekirdi.
4
Bir maniniz yoksa annemler size gelecek: 70'li yıllarda ... - Sayfa 123
Okullarda müzik dersinden geçebilmek için hiç değilse biraz mandolin tıngırdatmak gerekirdi. Mandolin bir müzik aletinden çok, bir okul gereciydi. Kırtasiyecilerde bile satılır, siyah kumaştan, ağzı büzgülü, evde dikilmiş kılıflarda taşınırdı.
5
Yeni Türk lûgati - Sayfa 1131
Tınaz [i] Ot ve sap yığını, Tıngadak [i] Düşmeği taklit ve tasvir eder. Tıngıldamak [f] Ba : tıngırdamak. Tıngıltı [i] Tıngırtı. Tıngırdamak [f| Tıngırtı etmek, madeni şeyler gibi kuru ve gürültülü bir ses çıkarmak. Tıngırdatmak [f| Gürültü ile ses çıkarmak, ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
6
Sivas kitabı: bir topluöldürümün öyküsü - Sayfa 328
Türkiye'nin hızla değişen ve karmaşıklaşan siyasî yapısında "Müslümanca " politika yapmak, köy kahvelerinde saz elde "atışma", "dudak değmez", "muamma" tıngırdatmak kadar kolay değil ve Mümtaz Türköne gibi çapsızlann kılavuzluğunda, ...
7
Gez dünyayı gör Konya'yı - Sayfa 333
Teres: Kötü huylu Termiye: Yahudi baklası Tıngırdatmak: Alay etmek Tıs kedi: Topluluk içine girmeyen Tiyek: Asma sürgünü Tiyin: Sincap Tomatis: Domates Tor: Peştemal Tosbağa: Kaplumbağa Töngül: Çok yaşlı Türüm türüm: Güzel kokan U ...
8
Asansör ve Dario Moreno anıları - Sayfa 195
ir sokak arasında bulduğu eski püskü kenarı çatlak bir gitarı tıngırdatmaya başlayınca büyük zevk aldı. Sefaleti, acı biçimde tattı. Tam Lale Sineması'nın karşısında dükkanı olan Madam Bohara'nın acıyıp bedava leblebi verdiği ...
9
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 78
... gıcırdatma şangırdatma tangırdatma zangırdatma çıngırdatma tıngırdatma zıngırdatma şakırdatma takırdatma fıkırdatma kıkırdatma şıkırdatma tıkırdatma şapırdatma kıpırdatma tıpırdatma fışırdatma hışırdatma çatırdatma patırdatma çıtırdatma ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz, 2004
10
Anadolu derebeyi ocaklarından Köse Paşa hanedanı - Sayfa 208
Fakat buralarda yaşayanlar, "mülkiyet ve hürriyet" çanlarını tıngırdatmaya koyulduklarında, İmam Bey dünyasını değiştirmiş olacaktır. 1855 Mart'ında, 3 yıldır Divriği müdürlüğünü yürüten Abdi Efendi'nin azledildiği görülür. Sivas valisine ...
BARANGAN BERITA YANG TERMASUK TERMA «TINGIRDATMAK»
Ketahui apa yang diterbitkan oleh akhbar nasional dan antarabangsa dan cara istilah
tıngırdatmak digunakan dalam konteks perkara berita berikut.
Kaybetmeye doyamayacağınız oyun: This War of Mine
Peki bir saat gitar tıngırdatmak, birini iki parça et, bir parça ilaç için öldürmüş olmanın yükünü alır mı omuzlarınızdan? This War of Mine'daki oyun seansım, ... «Radikal, Dis 14»
Bu sergide tatlı şaşkınlıklar ve unutulmaz selfiler var
'Nicanor Abelardo Kuyruklu Piyano Projesi' adlı iş, bu imalatın videosu ve neticesinden oluşuyor. Oturup hem videoyu seyredip hem de piyanoyu tıngırdatmak ... «Hürriyet, Dis 14»
Tramvay.. Defile.. Emine hanım.. Nebahat Hanım..
Ee, tabi arada sırada, bir şeyler tıngırdatmak, çalıp söylemek de lazım.. 'Sarı kurdelem sarı, dağlara saldım yari. Dağlar kurbanın olam (aman), tez gönder nazlı ... «Bolununsesi, Apr 14»
