TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «ÜRKÜNTÜLÜ»
Ketahui penggunaan
ürküntülü dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
ürküntülü dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
“Ama Jane,şimdiben seninyanındayken bileburüyalar sana ürküntü mü veriyor? Neürkek şeysin sen! Kuruntuları bırak da mutlu gerçekleri düşün yalnız. Benisevdiğini söyledin, Janet. Evet, hiç unutmayacağım bunu; sen de yadsıyamazsınartık.
2
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 1103
0 ürküye kapılmak herhangi bir nedenle büyük bir korku duyumsamak. ürkünçs. çekinme, ürkme duygusu yaratan, korku verici, ürkütücü. ürküntü a. 1 ürkme duygusu. 2 ha. yüzde çıkan ve yüzün başka yerlerine sıçrayan çıban vb. ürküntülü s.
3
Mediko-politik: epilepsi ile orgazm - Sayfa 62
Sonradan adının "Ömer" olduğunu öğrendiğin güzel gözlü genç, karşıya oturanın, Ulucanlar'a geldiğinden beri üzerindekileri hiç çıkarmadığını söyledi, desek bir yıldır hiç yıkanmamıştı. Hep ürküntü'yü düşündüm, sadece "korku" değildi ve bir ...
İkindi geçmiş akşam yaklaşıyordu. Konuşmaya dalmışlarken bir ara Onur, iş olsun diye pencerenin perdesini aralayıp dışarı bakınca evde kıpırtılar gördü: “ Evde birileri mi var?” dedi ürküntülü. Sanem, ampulün patlamış olmasına şükretti.
Gelgelelim salona girmenin dehşetverici törenini yerine getirirken, Henry Crawford gibi biriylekarşılaşacağını bilmek, genç kızın duyduğu ürküntülü heyecanı büsbütün artırıyordu. Mr. Crawfordgerçekten salondaydı. Henüz gelmişti. Çevresini ...
Yine bir gün karanlık metro treninde giderken ürküntülü bir heyecana kapıldı: Belki de anlamadım onu? Belki de o bunu benim için söylüyordu? Bütün gece bir aşağı bir yukarı gezindi durdu odasında, bazen yanılmış olabileceğini düşünerek ...
7
Diken Üstünde - Sayfa 181
“Kapalı bölümdeki ağır ruh hastaları,” dedi Lena. “En üst katta onlar kalıyorlar, feryatlar da oradan geliyor.” Şimdi bahçenin sessizliği daha da ürküntülü bir hal almıştı. Birbirlerine biraz daha sokuldular. Bir ara oturdukları yerin ötesindeki 181.
8
Sihirli Çaylar: - Sayfa 134
Biz biraz şaşkın, biraz ürküntülü seyrediyorduk. Hepsinin gözleri yumulmuş, çehreleri huşu ile donuklaşmıştı. Başlarındaki örtüleri parçalar gibi açarlarken savaş meydanında terlemiş atların solumasında, 'Hu Allah hu' 'Hu Allah huu!
9
Yazılı Türkçenin kelime sıklığı sözlüğü - Sayfa 193
... 25 ürkü 2 ürkünç 5 ürküntü 2 ürküntülü 1 ürkütmek 1 1 ürkütücü 16 üroloji 2 ürperiş 2 ürpermek 31 ürperti 1 1 ürpertici 6 ürpertmek 9 ürün 759 ürüşmek 1 üryan 3 üs 11 üslenmek 1 üslûp 82 üslûpsuz 1 193.
10
Türkiye büyülü hapishanem - Sayfa 28
Karabela adını mahpusta takmışlar, anlaşılan seviliyor, kabadayı havası var, ancak inandırıcı görünmüyor; bir yerde jandarmalar ekmek içi tavuk alabileceklerini söylediler, ürküntü, garip ses ve işaretler çıkardı; Ömer anladı, ürküntü'yü koruyor; ...
BARANGAN BERITA YANG TERMASUK TERMA «ÜRKÜNTÜLÜ»
Ketahui apa yang diterbitkan oleh akhbar nasional dan antarabangsa dan cara istilah
ürküntülü digunakan dalam konteks perkara berita berikut.
Sorumsuzluğun Katlanılamaz Ağırlığı
İşin ilginç ve ürküntülü yanı ise, çatışmanın neden ve sonuçları konusunda tam bir kafa kargaşasının bilinçli olarak yaratılmış olması. Bırakınız sıradan yurttaşı ... «Sonsöz Gazetesi, Apr 15»
Denizin acısı
Büyük bir tabiat olayına tanık olmanın ürküntülü sevinci. Seyri güzeldir sıcacık bir şala sarındıkça ve kahvenizi yudumladıkça. Geriye birkaç fotoğraf kalır. «Zaman Gazetesi, Sep 14»
