Znaczenie słowa "akıntı çağanozu" w słowniku

WYMOWA SŁOWA AKINTI ÇAĞANOZU

akıntı çağanozu

CO OZNACZA SŁOWO AKINTI ÇAĞANOZU

Definicja słowa akıntı çağanozu w słowniku

krab krab krab krab krab krab krab. Stosowany dla osób, które mają ukos w ciele.

akıntı çağanozu Akıntıya kapılmış yengeç. / Vücudunda göze çarpacak bir çarpıklık bulunan kimseler için kullanılır.

TŁUMACZENIE SŁOWA AKINTI ÇAĞANOZU

Poznaj tłumaczenie słowa akıntı çağanozu na 25 języków dzięki naszemu tłumaczowi wielojęzycznemu.

Tłumaczenie słowa akıntı çağanozu na inne języki w tej sekcji zostało uzyskane za pomocą automatycznego tłumaczenia statystycznego, gdzie podstawową jednostką tłumaczeniową jest słowo «akıntı çağanozu».

• Tłumacz turecki - chiński: 放电螃蟹
• Tłumacz turecki - hiszpański: Cangrejos de descarga
• Tłumacz turecki - angielski: Crabs of discharge
• Tłumacz turecki - hindi: मुक्ति की केकड़े
• Tłumacz turecki - arabski: سرطان البحر التفريغ
• Tłumacz turecki - rosyjski: Крабы разряда
• Tłumacz turecki - portugalski: Caranguejos de descarga
• Tłumacz turecki - bengalski: স্রাব হুক
• Tłumacz turecki - francuski: Crabes de décharge
• Tłumacz turecki - malajski: hook pelepasan
• Tłumacz turecki - niemiecki: Krabben der Entladung
• Tłumacz turecki - japoński: 放電のカニ
• Tłumacz turecki - koreański: 방전 게
• Tłumacz turecki - jawajski: discharge pancing
• Tłumacz turecki - wietnamski: Cua dỡ
• Tłumacz turecki - tamilski: வெளியேற்ற கொக்கி
• Tłumacz turecki - marathi: विसर्जित पिरान्हा
• turecki: akıntı çağanozu
• Tłumacz turecki - włoski: Granchi di scarico
• Tłumacz turecki - polski: Kraby odprowadzania
• Tłumacz turecki - ukraiński: Краби розряду
• Tłumacz turecki - rumuński: Crabi de descărcare de gestiune
• Tłumacz turecki - grecki: Καβούρια της απαλλαγής
• Tłumacz turecki - afrikaans: krappe van ontslag
• Tłumacz turecki - szwedzki: Krabbor utsläpps
• Tłumacz turecki - norweski: Krabber av utslipp

KSIĄŻKI POWIĄZANE ZE SŁOWEM «AKINTI ÇAĞANOZU»

Poznaj użycie słowa akıntı çağanozu w następujących pozycjach bibliograficznych Książki powiązane ze słowem akıntı çağanozu oraz krótkie ich fragmenty w celu przedstawienia kontekstu użycia w literaturze.

Türk Edebiyatı - 207-218. sayılar - Sayfa 19

Onun bu rastgelc atıp tutması ve yürüyüşü yüzünden, Osep dâhil, herkes ona, yan yan yürüyen akıntı çağanozu derdi. Adı Kirkor ise de kimse onu, babasının takdığı adla çağırmaz ve böylece de onu: Akıntı Çağanozu diye kestirmeden ...

Ahmet Kabaklı, 1991

Esir şehrin mahpusu - Sayfa 296

"Sakanın Naci" deriz. Arada bir buraya girer. İki gün oluyor. Çeşmede su dolduruyordum. Baktım, omuzunu çarpıtmış, akıntı çağanozu gibi yanpiri yanpi- ri geçiyor. "Sen ne zaman çıktın, bakayım?" dedim. "Dün" dedi. "Kâmil Bey nasıl?" dedim.

Kemal Tahir, 2007

Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 69

... haraççılık, serkeşlik çadır kurmak • çükün dikleşmesiyle (şişmesi) pantolonun önünü kabartmak, önde kabartı yapmak çağanoza. • 1. çalımlı, gururlu, kibirli 2. (bkz) akıntı çağanozu çağanozlaşmak • 1. çalım satmak, gururlanmak çakal a. far.

Bahattin Sezgin, 2013

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 42

İlaç akıntıya iyi geldi. 4 akış yönü, eğiklik, eğim. eş. meyil. ör. Balkonun akıntısı iyi değil. 5 sıvı yapıştırıcıların ya da boyanın ağaç yüzeyine gereğinden çok sürülmesi nedeniyle oluşan taşma durumu. 0 akıntı çağanozu 1) akıntıda yüzebilen bir ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Büyük lûgat ve ansiklopedi: ek - Sayfa 228

{I [Küçük, büyük su birikintileri için] Çıkış yolu, akış imkânı, menfez: Dışarıya akıntısı olan göllerin suyunda normal olarak tuz birikmez. (B. Darkot).|[Suyun akmasını sağlayan eğiklik, meyil: Damın akıntısı. — çeş. dey. Akıntı çağanozu. Argo.

Safa Kılıçlıoğlu, 1985

Türkçenin nakısları: atasözleri, deyimler, tekerlemeler, ... - Sayfa 210

Aklı ermeyen kimseye yol soran, akıl danışan düz ve doğru yolda bile şaşırır. Akından kakından yemek. Saçmalamak, münasebetsiz söz etmek. Akıntı çağanozu. Akıntıya karşı eğri giden çağanoza benzetilerek vücudunda göze çarpacak bir ...

Kâzım Yetiş, ‎Sâmiha Ayverdi, 1993

Ölümü hak eden ölümsüz Aziz Nesin - Sayfa 472

Akıntı çağanozu olmaktan kurtulamayacak olan bu gibi dedeler, kendileri muhtâc-ı himmet'dir; nerede kaldı ki başkasına himmet edeler? Hz. Ali sevgisi Flesûl-ü Ekrem (a.s.m.) sevgisinin ayrılmaz cüz'üdür. Bir kimse kalbini yoklar da, orada ...

Metin Aksoy, 1996

Ispinozlar: oyun - Sayfa 14

AYTEN — Arsa onun! EROL — Yedik mi arsasını? (Dısarda, çocukların yaygarası sürüp gitmektedir.) ÇOCUKLAR — Yuuuu, Balinaya yuuuuu, akıntı çağanozuna yuuuuuuuü! EROL — (GiUüverir) Sahiden, de akıntı çağanozu! (Atme, elinde fits ...

Orhan Kemal, 1965

Leyleğin ömrü - Sayfa 424

Orhan Boran. Sıyrıldık yanlarından. Sağ salim Samatya'ya, kulübün önüne geldik. Eve dönerken dizlerim hâlâ titriyordu. Narlıkapı'da tur başlamıştı. Arkadaşlardan biri seslendi: — «Vaay aslan denizci! Hangi seferden dönüş? Akıntı çağanozu ...

Orhan Boran, 1978

Arkadaş ıslıkları: roman - Sayfa 293

Akıntı çağanozu gibi gelirdin eskiden. Şimdi? — Şimdi çoluk çocuk etrafını almış kalem efendisi gibi. Gerçekten de ne kadar değişmişim. Eskiden olsa onlardan geri kalmamak için neler bulup çıkarmazdım! Şimdi, camm istemiyor. — Lan bu ...

Orhan Kemal, 1968