KSIĄŻKI POWIĄZANE ZE SŁOWEM «ÇALARMAK»
Poznaj użycie słowa
çalarmak w następujących pozycjach bibliograficznych Książki powiązane ze słowem
çalarmak oraz krótkie ich fragmenty w celu przedstawienia kontekstu użycia w literaturze.
1
Zaman denen oyuncak: mozaik : şiirler - Sayfa 38
çoban şiirlerine katkı babamın babası çobanmış oğlunun oğlu da öyle anlatırdı anam kaval çalarmış büyükbabam köpeği varmış o zaman dağ taş dolaşırmış hadi ot saati hadi bakiym kuzular babamın babası oğluna bırakmış kavalı babam ara ...
2
Alʼlı ile Fırfırı: masallar - 2. cilt - Sayfa 131
O zamanlar, M.D. saz çalarmış. (K.D.S.1) O, kırk beş yıl önce, Erzurum'da, (70) yaşında "Bedi" Beyden dinlemişmiş. O zamanla, M.D. saz çalarmış. (K.D.S.1) 2/Balıkçı Amasya'da, 945 yılında. M.D.'den dinledim. O, kırk yıl önce, Kağızman'da, ...
3
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 38
... başa kakma : takazalama, tapa. başak bağlamak : çalarmak. başak çıkarma zamanı : barsak, başak vermek : cığlamak. , başarı : beşirik, erte (bir işte ilk -). başarmağa çabşraak : dalcızlamak. başarmak : abramak, beşir etmek, be- şirlemek, ...
4
Türkiyeʼde halk ağzından derleme sözlüğü - 3. cilt - Sayfa 1049
(*Persembe -Or.; Düzköy *Kesap -Gr.) çalarmak Ekinler veya meyvalar ol- maga yüz tutmak. (-Ks.; Hacimuslu *Kursunlu-Çkr.; *Kargi -Çr.; *Mer- zifon -Ama.; *Erbaa -To.; Karakum *Ünye -Or.; Kisla *Elmali -Ant.) çalasi [—*□ çalacak (I)] çalaç ...
5
Türk lehçelerinin karşılaştırmalı dilbilgisi - Sayfa 238
... Şafağın yeri de ağarıyordu (Y. Kemal). ağarmak, göçermek, çalarmak Yüzi bir gızaryardı, bir ağaryardı, uzın, inçe bar- m aklarının ucı cümşüldeyerdi (B. Seytekov). bozaımaa, sararmaa, kararmaa, dişermee ozgaımak, bozarmak, yaşarmak, ...
Fărḣad Ramazan oghlu Zei̐nalov, Yusuf Gedikli, 1993
6
Baburnâme: Babur'un hâtıratı - 2. cilt - Sayfa 286
Ûdu ve kitareyi iyi çalarmış. On iki - on üç yaşından beri neyi iyi çalarmış. Bir defa Bediüzzaman Mirza'nın sohbetinde bir havayı neyden güzel çıkarır. Kul Muhammed kitarada o havayı çıkaramaz ve: — "Kitara noksan bir sazdır" — der.
Babur (Emperor of Hindustan), Reşit Rahmeti Arat, 1970
7
Vekayi, Babur'un hâtirati - 2. cilt - Sayfa 200
Ûdu ve kitareyi iyi çalarmış. On iki — on üç yaşından beri neyi iyi çalarmış. Bir defa Bediüzzaman Mirza 'nın sohbetinde bir havayı neyden güzel çıkarır. Kul Muhammed kitarada o havayı çıkaramaz ve : — „ Kitara noksan bir sazdır" — der.
Babur (Emperor of Hindustan), 1946
Bir şeyler çalarmış bir zamanlar, belki de Verdi'nin operalarından kimi havalar çalarmış. Altın kaplama kakmaları fırlamış, mineleri de dökülmüştü. Buz çözülmüştü; kadehlere attı. Bir an her şeyi boş hissetti: gerçekte, karar vermek zorundaydı.
9
Efsane papyon: Arman Manukyan kitabı - Sayfa 142
Vaktiyle keman çalarmış, çok küçükken. Düşünün, 1910'lu yıllarda keman dersi almış, hani kolay olaylar değil. Amcam da mandolin çalarmış. O zamanlar popüler enstrümanlarmış. Akordeonla birlikte ağız mızıkası da çok iyi çalıyordum.
Arman Manukyan, Nuran Çakmakçı, 2008
10
Türk Tarih Kurumu yayınları - Sayfa 200
Odu ve kitareyi iyi çalarmış. On iki — on üç yaşından beri neyi iyi çalarmış. Bir defa Bediüzzaman Mirza 'nın sohbetinde bir havayı neyden güzel çıkarır. Kul Muhammed kitarada o havayı çıkaramaz ve : — „ Kitara noksan bir sazdır" — der.
