Znaczenie słowa "edeplenme" w słowniku

WYMOWA SŁOWA EDEPLENME

edeplenme

CO OZNACZA SŁOWO EDEPLENME

Definicja słowa edeplenme w słowniku

Eduplenme Praca lub sytuacja.

edeplenme Edeplenmek işi veya durumu.

TŁUMACZENIE SŁOWA EDEPLENME

Poznaj tłumaczenie słowa edeplenme na 25 języków dzięki naszemu tłumaczowi wielojęzycznemu.

Tłumaczenie słowa edeplenme na inne języki w tej sekcji zostało uzyskane za pomocą automatycznego tłumaczenia statystycznego, gdzie podstawową jednostką tłumaczeniową jest słowo «edeplenme».

• Tłumacz turecki - chiński: edeplen最多
• Tłumacz turecki - hiszpański: edeplen Hasta
• Tłumacz turecki - angielski: edeplen Up
• Tłumacz turecki - hindi: edeplen ऊपर
• Tłumacz turecki - arabski: edeplen أعلى
• Tłumacz turecki - rosyjski: до edeplen
• Tłumacz turecki - portugalski: edeplen Up
• Tłumacz turecki - bengalski: edeplen আপ
• Tłumacz turecki - francuski: edeplen Up
• Tłumacz turecki - malajski: edeplen Up
• Tłumacz turecki - niemiecki: edeplen Up
• Tłumacz turecki - japoński: アップedeplen
• Tłumacz turecki - koreański: edeplen 최대
• Tłumacz turecki - jawajski: edeplen Up
• Tłumacz turecki - wietnamski: edeplen Up
• Tłumacz turecki - tamilski: edeplen அப்
• Tłumacz turecki - marathi: edeplen अप
• turecki: edeplenme
• Tłumacz turecki - włoski: edeplen Up
• Tłumacz turecki - polski: edeplen górę
• Tłumacz turecki - ukraiński: до edeplen
• Tłumacz turecki - rumuński: edeplen Up
• Tłumacz turecki - grecki: edeplen Up
• Tłumacz turecki - afrikaans: edeplen Up
• Tłumacz turecki - szwedzki: edeplen Upp
• Tłumacz turecki - norweski: edeplen Up

KSIĄŻKI POWIĄZANE ZE SŁOWEM «EDEPLENME»

Poznaj użycie słowa edeplenme w następujących pozycjach bibliograficznych Książki powiązane ze słowem edeplenme oraz krótkie ich fragmenty w celu przedstawienia kontekstu użycia w literaturze.

Peygamberimiz'in Kur’ân-ı Tefsîri:

Tedebbür: Bir şeyin sonunudüşünme, nereyevaracağını düşünmek. Teeddüpetmek: Edeplenme, utanma,çekinme. Teemmül:Enine boyuna düşünme. Tefâvüt: İki şey arasındaki farklılık. Tefe'ül etmek: Uğur sayma, fal açma. Teferru': Dallanma ...

Prof. Dr. Suat Yıldırım, 2014

Dünyada Ahiret Yörüngeli Yaşama Gayreti Zühd:

Kendilerinden istenilen makbul insan seviyesini kazanma, İslâmî terbiye ile edeplenme gibi faziletlerden habersizdirler. Böyle bir dertlerihiçolmaz. Onuniçin de farkında olmasalarbile bunlarkendilerine zulmetmiş, yazık etmiş insanlar olarak ...

Mehmet Yavuz ŞEKER, 2014

Tevbe Risalesi:

İmam Gazali. kuvveti ve nefisle yapılan bir mücadeleyle dinin izin verdiği halin dışında şehvetini kontrol altına alma, şeriatın edebiyle edeplenme sonrasında ortaya çıkar. Dinî hisleri onu kuşattığı için, şehveti sakinleşir. Böyle birkimse, şehvetin ...

İmam Gazali, 2013

Klasik Türk şiirinde lâle - Sayfa 191

Teeddiib: Edeplenme, edebini takinma, edepli davranam. Tehi: Bos. Tehniyet: Tebrik etme. kutlama. hoç geldin deine. Tekye: Tekke. Ten-pщ: Bedenine giyinmiç. Tesne: Susamiç; çok istekli. Teçvîç: Kanslirma, karmakansik etme. Tirâr.

Ahmet Kartal, 1998

Osmanlıca - 2. cilt - Sayfa 164

... başkalaşma, bozulma) gibi. lclâli: Mehmûz-ül-fâ* larda bir değişiklik yoktur: <-i-^* müteessif (esef- lenen, kederlenen) - «-*- » teessüf (eseflenme, kederlenme), vJ" mü- teeddib (teeddüb eden, utanan) - v»» teeddüb (edeplenme, utanç duyma ...

Faruk Kadri Timurtaş, 1964

Osmanlıca grameri: eski yazı ve imlâ, Arapça, Farsça, Eski ... - Sayfa 164

mü- teeddib (teeddüb eden, utanan) - çol» teeddüb (edeplenme, utanç duyma, edepli davranma), J*^. müteehhil (evlenmiş olan, evli) - J*^" te- ehhül (evlenme), f^* müteellim (elemlenen) - p* teellüm (elemlenme), J*t» müteemmil (derin ...

Faruk K. Timurtaş, 1964

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 279

J Edeplenme | ( A m- ) Edep ve Edeplenmekj terbiye kazanmak, terbiye olunmak. [ Se moraliser.J Edepli (i. f.) Terbiyeli, zarif, nazik. [AJodeste; poli,e,chaste; pudigue] Edepsiz (/./.) Terbiyesiz, utanmaz, arsız, hayasız § Çok bağırıp çağıran, sert ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Azerbaycan Türkçesi'nden Türkiye Türkçe'sine Büyük Sözlük

Edl-cdalct (Ar. ) : Adalet. Edcblcndirmck : Terbiyesini vermek, us- Edli-düdiü : Yerli yerinde. landirmak. Edliyyc (Ar.): Adliye. Edcblcnme : Uslanma, edeplenme. Edliyyc nazirliyi : Adâlet bakanligi. Edcblcnmck : Uslanmak, edeplenmek. Edna (Ar.) ...

Yaşar Akdoğan, 1999

Vuslata davet: - Sayfa 160

Öyleyse derviş, tasavvuf ehli ve ehlullâh demek o zât-ı şerife layıktır ki, o kimse zâhir ve bâtın edebiyle edeplene. Zâhir edebi, abdest, namaz, oruç ve Allah Teâlâ'nın emrini tutup, nehyinden kaçmak, [3a] helalı helal, haramı haram bilmektir.

Selim Baba, ‎İsa Çelik, 2004