KSIĄŻKI POWIĄZANE ZE SŁOWEM «LÂYIK GÖRMEK»
Poznaj użycie słowa
lâyık görmek w następujących pozycjach bibliograficznych Książki powiązane ze słowem
lâyık görmek oraz krótkie ich fragmenty w celu przedstawienia kontekstu użycia w literaturze.
1
Bir Cengâver'in hayati - Sayfa 41
Kıskanmak. ve. lâyık. görmek. „I ığın savaçısı kendi hatalarını bildiği gibi, kendi niteliklerinide bilir. Yolda larının bazıları ikayetçidir ve derlerki: „Ba kaları bizden daha anslı“. Haklı olabilirler, ama savaçı bunlardan etkilenmez, ve mümküm ...
2
Rapor 3-4: Rapor 3 Rapor 4
Kalbler muhtardır diye onları devlete karşı saklanbaç dolabına gizlemeye dâvet edip fiilî ve zahirî muhtariyeti devlete lâyık görmek hangi inanç sisteminin kârı olabilir ve böyle bir samimiyetsizliğe hangi mezhep rıza gösterir? İşte üzerinde ...
Necip Fazıl Kısakürek,
2014
3
Vatan Dostu Sultan Vahidüddin
Şefin şefliğini reddedememek, fakat şefe fazla güvenmemek, Şef üzerinde kendi ağırlığını daima hissettirmeye çalışmak ve kendisini ikinci adam yerine lâyık görmek şeklinde özetleyebileceğimiz bu ilişki zafere kadar sürdü. Refet Paşaya ...
Necip Fazıl Kısakürek,
2014
4
Doğru Yolun Sapık Kolları
Birbirinden ayırmak ve şeriata bağlılığı softaya değil, derin ve gerçek mümine lâyık görmek... «Yarabbi eşyanın hakikatini bana olduğu gibi göster!» «Hikmet müminin kaybolmuş malıdır; nerede bulursa alır.» «İlim dileyiniz, isterse Çin'de olsun.
Necip Fazıl Kısakürek,
2014
5
Yorum ve açıklamalarla Makalat-ı Hacı Bektaş Veli: - Sayfa 477
Rahman rahim rahşanct reca remz rene reva görmek revan Rıdvan rıza rıza-yı sâbiran ricleyn riyazet riyur ruzt ruzigâr ... bekleme işaret, işaretle anlama, gizli söz zahmet, eziyet, sıkıntı lâyık görmek, uygun görmek yürüyen, giden razı olan, ...
Aziz Yalçın, Hacı Bektaş Velî,
1991
6
Bediüzzaman'a Göre Eğitim ve Öğretmen:
Mâbud'a lâyık bir tarzda nefsini metheder. Mâbud'a lâyık bir tenzih ile nefsini meâyipten tenzih ve tebrie eder. Elden geldiği kadar kusurları kendine lâyık görmez ve kabul etmez. Nefsine perestiş eder tarzında şiddetle müdafaa eder.
7
Eski Türkçeden Eski Anadolu Türkçesine anlam değişmeleri - Sayfa 598
EUTS yakıştırmak, faydalı duruma getirmek KB yaraştırmak, uyuşturmak ŞŞÇ düzene sokmak, düzenlemek TS 1. düzenlemek, uygun biçimde yapmak 2. lâyık görmek 3. uydurmak, yakıştırmak yarğu: Kelime için Clauson'da (1972: 963) ...
8
Kenzüʼl-küberâ ve mehekküʼl-ulemâ: inceleme, metin, indeks
90b/3 (F.) lâyık, yakışır, ucuzluk e. 9a/8, 24a/9, 36b/10, 60a/9, 83a/7, 111a/10 e. buyur- (lâyık ı ile emretmek, münâsibce söylemek) 36b/10 e. kıl- (layık görmek, ucuza vermek) 9a/8, 9, 24a/9, 60a/9, 83a/7, 111a/10 esbâb eser esir esirge- esrâr ...
Atatürk Kültür, Dil, ve Tarih Yüksek Kurumu (Turkey),
1991
(Bkz.,. Emri. Bil. Ma'ruf). İyi. Kimseyi. Kötülemek. Rüyada övülmeye lâyık olan kimseyi kötülediğini görmek, fuhşiyat yapmaya, Allah'ın (c.c.) kitabından ve Rasûlullah'ın (s.a.s.) sünnetinden yüz çevirmeye işâret eder.
Ali Budak, Yusuf Belbağı,
2014
10
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 249
... ilişmek, zırnaş- mak. lâübali konuşan : yersiz. lâvabo : peşgün. lâvanta çiçeği : pire otu. lâyık : yerik, yon. lâyık görmek : teskellemek, yon görmek. lâyıkiyle : yonatça. lâzımlık : avruz, dilyenek, goduk, hevrük, petkin, sibek, silbinç, silbiş, sillinç, ...