Significado de "sızlatma" no dicionário turco

PRONÚNCIA DE SIZLATMA EM TURCO

sızlatma

O QUE SIGNIFICA SIZLATMA EM TURCO

definição de sızlatma no dicionário turco

Sangramento do trabalho de sangramento.

sızlatma Sızlatmak işi.

TRADUÇÃO DE SIZLATMA

Conheça a tradução de sızlatma a 25 línguas com o nosso tradutor turco multilíngue.

As traduções de sızlatma a outras línguas apresentadas nesta seção foram obtidas através da tradução automática estatística; onde a unidade essencial da tradução é a palavra «sızlatma» em turco.

• Tradutor português - chinês: 刺痛了
• Tradutor português - espanhol: hormigueo hasta
• Tradutor português - inglês: tingles up
• Tradutor português - hindi: ऊपर tingles
• Tradutor português - arabe: تينغل يصل
• Tradutor português - russo: покалывает до
• Tradutor português - português: formiga -se
• Tradutor português - bengali: আপ tingles
• Tradutor português - francês: picotements jusqu´à
• Tradutor português - malaio: tingles up
• Tradutor português - alemão: kribbelt up
• Tradutor português - japonês: アップtingles
• Tradutor português - coreano: 최대 따끔
• Tradutor português - javanês: tingles munggah
• Tradutor português - vietnamita: tingles lên
• Tradutor português - tâmil: வரை tingles
• Tradutor português - marata: वर tingles
• turco: sızlatma
• Tradutor português - italiano: pizzica up
• Tradutor português - polonês: drży się
• Tradutor português - ucraniano: поколює до
• Tradutor português - romeno: furnicaturi up
• Tradutor português - grego: τσούζει έως
• Tradutor português - africâner: tingles up
• Tradutor português - sueco: tingles upp
• Tradutor português - norueguês: kribler opp

10 LIVROS EM TURCO RELACIONADOS COM «SIZLATMA»

Descubra o uso de sızlatma na seguinte seleção bibliográfica. Livros relacionados com sızlatma e pequenos extratos deles para contextualizar o seu uso na literatura.

Özü'den Tuna'ya Kazaklar - 1. cilt - Sayfa 200

1501 - 1507 tarihlerinde çıkarılan yasalarla sızlata vergi vermeksizin ithalat ve ihracat hakkını elde etti. Çiftlik arazileri büyük şantiyelere dönüştürülerek ihracata yönelik üretime geçildi. Sızlatanın bütün gayreti iktisadi güç elde etmekti.

Yücel Öztürk, ‎Zencânı̂, 2004

Türk halk müziği el kitabı - 1. cilt - Sayfa 166

1 66 sıra germe sıra gezme (bkz. sıra gecesi) sızlatma Kavalın belli bir ses alanında (orta bölgede) sesleri alt oktavları ile, bazan da alt oktavları ve üst beşlileriyle birlikte duyuracak biçimde çalma. horlatma: "Kavalda sızlatma dinleyende ...

Mehmet Özbek, 1998

Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 554

Göynerti is. Sızlama, acıma, yanma, ağrıma. Göynetme is. Sızlatma, acıtma, kaşındırma. Göynetmek f. 1- Yakmak, acıtmak, kaşındırmak. 2- mec. Rahatsız etmek, inkarcılık doğurmak, incitmek, manevi yönden ıstırap vermek. Göyöskürek is. tıp.

Seyfettin Altaylı, 1994

Âlimler ve Zalimler:

Adalet Bakanı'nı arayarak bir medya patronuna davasına müdahil olduğunuz tapeyi de kabulettiniz. İşteaynı ses, aynıdosya, aynı süreç. Allah'ını seviyorsan, doğru konuş, insanlara hakaret etme, vicdanları sızlatma! M Ey'İslamcılar' İslam'a ...

Ekrem Dumanlı, 2015

Ne İstiyor Bu Şemsi?: Bir Anadolu Çerkezinin Anıları - Sayfa 647

Daha yeni hakkın rahmetine kavuşmuş babanın mübarek kemiklerini sızlatma!” Cevdet amca, Şemsi'nin Kafkasya ile mektuplaşmasını bile büyük bir suçmuş gibi algılıyor, onu o suçtan caydırmak için çalışıyordu. Köylerden yayan gelenler ve ...

Hilmi Taşkın, 2011

Gökyüzü Mavi Kaldı: Halk Edebiyatı Seçkisi

Bülbül konar mıydı dalına bazı Hangi kuştan aldın sen bu avazı Söyle doğrusunu gel inkâr etme Benim herderdime ortak sen oldun Ağlarsam ağladıngülersem güldün Sazım bu sesleri turnadan m'aldın Pençe vurup sarı teli sızlatma Ay ...

Sabahattin Eyuboğlu, ‎Yaşar Kemal, 2014

Ah: Ahım Günahımdır

Her âdem Yusuf değil ki aşkı kuyularda yeşertsin. Her âdem Âdem değilki dünyayı cennetetsin. Sonra unutma aşkdenilen külfetin nimet olduğunu, ezelden gönlüne nakşedilmiş bir rahmet olduğunu. Ve kemiklerini sızlatma aşk ettikleri, âşık ...

Fatih Duman, 2012

Ağalar Saltanatı:

Recep Paşa'nıntesirsiz kaldığını görünce valide sultan ellerine sarıldı, sonraayaklarına kapandı: – Şevketlûsultanım, biricik oğlum, göz yaşlarıma bak, annene acı, pederinin kemiklerini sızlatma. – Ne diyorsun valide, bukendini bilmezlere ...

Yavuz Bahadıroğlu, 2007

Göz Açıp Gördüğüm:

derken, 'Başımınbahtı Kazan!'diye ağlatasın! Çekilip baba, geridön, Altın başlıotağına sürüp git, İhtiyarcık olmuş anama ümit ol, Kara gözlükız kardeşimi ağlatma, İhtiyarcıkolmuşanamı sızlatma, Oğul için babaölmek ayıp olur! Yaradan hakkı için ...

Dede Korkut, 2013

Divanü lûgat-it-Türk tercemesi - 4. cilt - Sayfa 520

I, 464-6; sızlat — = sızlatmak, soğuktan ağrı veya sızı duyurmak. [Rad., Kar., Kaz.f. II, 346-18 ; — tı II, 346-12 ; — ur IIH 346-17; — si (— sı) = sonu sâkin kelimelerde izafet edatı. III, 209-6, 209-7, 210-4, 210-7, 210-13 ; slbek = değirmen taşının ...

Maḥmūd Kāshgarī, ‎Besim Atalay, 1986

NOTÍCIAS NAS QUAIS SE INCLUI O TERMO «SIZLATMA»

Conheça de que se fala nos meios de comunicação nacionais e internacionais e como se utiliza o termo sızlatma no contexto das seguintes notícias.

Sözcü'den Erdoğan'a: Konuşma da Şehidin Kemiklerini Sızlatma

"Hainler azdı... Bir askerimiz daha şehit oldu... Türkiye ağlıyor..." diyen Sözcü, bugün manşetinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şehit cenazesine ... «Aktif Haber, ago 15»