Înțelesul "parıldayıcı" în dicționarul Turcă

PRONUNȚIA PARILDAYICI ÎN TURCĂ

parıldayıcı

CE ÎNSEAMNĂ PARILDAYICI ÎN TURCĂ?

Definiția parıldayıcı în dicționarul Turcă

scânteie O substanță cu o scânteie sau un caracter.

parıldayıcı Parıldama özelliği veya niteliği bulunan madde.

TRADUCEREA PARILDAYICI

Găsește traducerea parıldayıcı în 25 de limbi cu traducătorul nostru multilingv înTurcă.

Traducerile parıldayıcı din Turcă în alte limbi prezentate în prezenta secțiune au fost obținute prin traducerea statistică automată; unde unitatea esențială a traducerii este cuvântul «parıldayıcı» în Turcă.

• Traducător din Turcă - Chineză: 闪光
• Traducător din Turcă - Spaniolă: purpurina
• Traducător din Turcă - Engleză: glitter
• Traducător din Turcă - Hindi: चमक
• Traducător din Turcă - Arabă: لمعان
• Traducător din Turcă - Rusă: блеск
• Traducător din Turcă - Portugheză: brilho
• Traducător din Turcă - Bengali: চিক্চিক
• Traducător din Turcă - Franceză: scintillement
• Traducător din Turcă - Malaeză: glitter
• Traducător din Turcă - Germană: Glitzern
• Traducător din Turcă - Japoneză: グリッター
• Traducător din Turcă - Coreeană: 반짝임
• Traducător din Turcă - Javaneză: barang cemlorot
• Traducător din Turcă - Vietnameză: long lanh
• Traducător din Turcă - Tamilă: மினு
• Traducător din Turcă - Marathi: चकाकी
• Turcă: parıldayıcı
• Traducător din Turcă - Italiană: brillare
• Traducător din Turcă - Poloneză: blask
• Traducător din Turcă - Ucraineană: блиск
• Traducător din Turcă - Română: luciu
• Traducător din Turcă - Greacă: λάμψη
• Traducător din Turcă - Afrikaans: glitter
• Traducător din Turcă - Suedeză: glitter
• Traducător din Turcă - Norvegiană: glitter

CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «PARILDAYICI»

Descoperă întrebuințarea parıldayıcı în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu parıldayıcı și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.

Türkçe-İngilizce teknik terimler sözlüğü - Sayfa 916

ölçmek Measure a liquid (to). ~ ölçüsü Liquid measure. ~ ölçüsüne ait Aerometrical. ~ parıldayıcı Liquid scintil- lator. ~ parıldayıcı sayacı Liquid scintil- latron counter. ~ prizması Liquid prism. ~ renk filtresi Liquid light filter. ~ sabun Liquid soap.

Nuri Özbalkan, 1984

Tazarruʼnâme - Sayfa 380

... müsmir, bereketli. levânıi' : parıldayıcı, parlayıp ışık verici nesneler. levazım: ayrıhnmaz şeyler, gerekler, lüzumlu nesne ve haller. levh: üzerine yazı yazılan veya kazılan yassı, düz tahta, yazı tahtası. leyâl, leyâli: geceler. lezâiz: tatlı olup haz ...

Sinan Paşa, ‎A. Mertol Tulum, 1971

Neşrı̂ tarihi - 2. cilt - Sayfa 32

Sancakların dibinde Sultan Mehmed, parlak ay ve parıldayıcı güneş gibi, 8.000 Rûm serveri ile yetişdi. Çavuşlar, dualar ederek önünce yürür(ler)di. Sultan (Mehmed) ın heybetini ve güc (salâbet) ünü gören Emîr Süleyman, hemen korkup ...

Neşrî, ‎Mehmet Altay Köymen, 1984

Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 143

bağıntıcı abartıcı kabartıcı obartıcı yaşartıcı tartıcı ayartıcı kızartıcı yüz kızartıcı çıldırtıcı fışkırtıcı kışkırtıcı şaşırtıcı yırtıcı iç ısıstıcı ayıcı parıldayıcı yıkayıcı ölü yıkayıcı parçalayıcı ufalayıcı yongalayıcı kulak tırmalayıcı göktırmalayıcı paralayıcı ...

Belgin Tezcan Aksu, ‎Abdurrahman Tariktaroğlu, ‎Efrasiyap Gemalmaz, 2004

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 1176

1 parıldayan, parıldayıcı. 2 a. şimşek. 3 s. ha. çok parlak. Yıldırak ö.a.gökb. ** Süheyl. yıldırıma. 1 gök gürültüsü ve şimşek biçiminde görülen, havayla yer arasındaki elektrik boşalması. 2 ad tamlamalarında belirten olduğunda belirtilenin çök ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Türkiye halkının kültür kökenleri: teknikleri, ... - Sayfa 808

Buna karşılık, yıldızların bol. açık ve parıldayıcı olmaları, kışın donla birlikte, güzel havanın işaretidirler (253). I * * * Bize Yerköy (Yz) de anlatılmıştı: sel geleceği zaman haşarat dere kenarından itibaren acele yukarılara tırmanırlarmış ve köylüler ...

Burhan Oğuz, 2005

Balkanlar'da Türk istiklâl hareketleri - Sayfa 280

Devran : Zaman. Felek. Devir, çağ. Direhşan : Parıldayıcı, parlak. Duhul : İneri girme. Duçar : Gelme, çatma, ulaşma, tutulma, uğrama. — E — Edna : Alçak, daha ya da pek aşağı. Efkâr : Fikirler. Efzun : Ziyade, çok. Aşkın, taşkın. Eltâf : Lütuflar.

Abdürrahim Dede, 1978

Silsile-i zeheb - altun silsile: altun halka - Sayfa 80

Bu alâyişsiz, kerametin belirtilmesini denaet bilen, şeriatten başka mizan ve ölçü tanımayan, boş ve manasız tek kelimesi ve hareketi olmıyan, dışarıdan kuru gibi görünüp de içeriden avizelerinin her mumunda bir güneş parıldayıcı bir sarayın ...

Necip Fâzıl Kısakürek, 1959

Tuhfe-i Murâdı̂: inceleme, metin, dizin

Traditional medicine; formulae; receipts; prescriptions; early works to 1800.

Şirvanî Mahmud, ‎Mustafa Argunşah, 1999

ȘTIRI NOI CARE INCLUD TERMENUL «PARILDAYICI»

Află ce ziare naționale și internaționale au scris despre și cum este întrebuințat termenul parıldayıcı în contextul următoarelor știri.

Atletico Madrid manşetlerde

"Oley, oley, oley şampiyonsunuz" başlığını kullanan Marca, "Parıldayıcı ve stresli bir şampiyonluk. Barça 1-0 öne geçti, Diego Costa ve Arda sakatlanarak çıktı ... «Akşam, Mai 14»