Значение слова "kucaktan kucağa dolaşmak" в словаре турецкий языка

ПРОИЗНОШЕНИЕ СЛОВА KUCAKTAN KUCAĞA DOLAŞMAK

kucaktan kucağa dolaşmak

ЧТО ОЗНАЧАЕТ СЛОВО KUCAKTAN KUCAĞA DOLAŞMAK

Значение слова kucaktan kucağa dolaşmak в словаре турецкий языка

блуждая по оружию (Женщина), будучи незаконно связанным со многими людьми.

kucaktan kucağa dolaşmak (Kadın) pek çok kişiyle yasal olmayan ilişkide bulunmak.

ПЕРЕВОД СЛОВА KUCAKTAN KUCAĞA DOLAŞMAK

Посмотрите перевод слова kucaktan kucağa dolaşmak на 25 языков с помощью нашего многоязыкового переводчика c турецкий языка.

Переводы слова kucaktan kucağa dolaşmak с турецкий языка на другие языки, представленные в этом разделе, были выполнены с помощью автоматического перевода, в котором главным элементом перевода является слово «kucaktan kucağa dolaşmak» на турецкий языке.

• Переводчик с турецкий языка на китайский язык: 漫游武器武器
• Переводчик с турецкий языка на испанский язык: vagar armas a los brazos
• Переводчик с турецкий языка на английский язык: roam arms to arms
• Переводчик с турецкий языка на хинди язык: हथियारों के लिए हथियार घूमने
• Переводчик с турецкий языка на арабский язык: تجول الأسلحة إلى الأسلحة
• Переводчик с турецкий языка на русский язык: бродят руки к оружию
• Переводчик с турецкий языка на португальский язык: vaguear braços para os braços
• Переводчик с турецкий языка на бенгальский язык: কোলে কোলে থেকে ঘুরে বেড়াতে
• Переводчик с турецкий языка на французский язык: errer bras à bras
• Переводчик с турецкий языка на малайский язык: untuk bersiar-siar dari pusingan ke pusingan
• Переводчик с турецкий языка на немецкий язык: durchstreifen die Arme zu den Waffen
• Переводчик с турецкий языка на японский язык: 腕に腕を歩き回ります
• Переводчик с турецкий языка на корейский язык: 팔 에 팔을 로밍
• Переводчик с турецкий языка на яванский язык: ngumbara saka puteran kanggo lap
• Переводчик с турецкий языка на вьетнамский язык: đi lang thang vũ khí cho cánh tay
• Переводчик с турецкий языка на тамильский язык: மடியில் மடியில் இருந்து திரிவதாகும்
• Переводчик с турецкий языка на маратхи язык: शर्यतीच्या करण्यासाठी शर्यतीच्या बहकणे
• турецкий: kucaktan kucağa dolaşmak
• Переводчик с турецкий языка на итальянский язык: vagare armi alle armi
• Переводчик с турецкий языка на польский язык: wędrować ręce do ramion
• Переводчик с турецкий языка на украинский язык: бродять руки до зброї
• Переводчик с турецкий языка на румынский язык: călători arme la arme
• Переводчик с турецкий языка на греческий язык: περιφέρονται όπλα στα όπλα
• Переводчик с турецкий языка на африкаанс язык: swerf arms om wapens
• Переводчик с турецкий языка на шведский язык: allemansrätten vapen till vapen
• Переводчик с турецкий языка на норвежский язык: streife våpen til våpen

КНИГИ НА ТУРЕЦКИЙ ЯЗЫКЕ, ИМЕЮЩЕЕ ОТНОШЕНИЕ К СЛОВУ «KUCAKTAN KUCAĞA DOLAŞMAK»

Поиск случаев использования слова kucaktan kucağa dolaşmak в следующих библиографических источниках. Книги, относящиеся к слову kucaktan kucağa dolaşmak, и краткие выдержки из этих книг для получения представления о контексте использования этого слова в литературе на турецкий языке.

Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 433

(Buket Uzuner, Balık İzlerinin Sesi, s. 115) kucak kucak Bol bol, kucaklar dolusu. Ateş söndü geçti. Ali kucak kucak odun attı diriltti. (Yaşar Kemal, Ortadirek, s. 106) kucaktan kucağa (dolaşmak) Çok ilgi ve sevgi görmek./ Herkesle cinsel Türkçe ...

Necmi Akyalçın, 2007

Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 252

Kucak kucağa: Birbirine sarılmış, yüz yüze oturmuş durumda. Kucaktan kucağa dolaşmak: (Kadın) Pek çok kişiyle düşüp kalkmak, ilişkisi olmak. Kukla gibi oynatmak: 1) Birine her istediğini yaptırmak. 2) Birinin istediğini yapıyor görünerek onu ...

Asım Bezirci, 1990

Türkiye Türkçesi ad işletimi (biçim bilgisi) - Sayfa 479

K: Kaf dağından kar bağışlamak / kaleden kına savurmak / kapıdan çevirmek /kapıdan kovsan bacadan düşer / kırkından sonra azmak / kırkından sonra azanı teneşir paklar / kırkından sonra saz çalmak / kucaktan kucağa dolaşmak / kulaktan ...

Kerime Üstünova, 2008

İkileme - Sayfa 105

... kötüsü köyden köye köy köy (dolaşmak veya taramak) köylü kentli köylü köyüne kucak kucağa kucak kucak kucaktan kucağa kuçu kuçu kulaktan kulağa kul halayık kul köle kul kurban kulu kopegi (olmak) kurda kuja (yem iKiLEME dizini 105.

Vecihe Hatiboğlu, 1971

Kȧnli düǧün - Sayfa 30

Zeyneb'in böyle kucaktan kucağa dolaşırken, gene önüne ilk günahına giren adam çıkmış, Zeynep ondan gebe kalmıştı. İşte Memo, o adamın oğluydu. Anası bahtı kara yüzü ak bir kadındı ama, oğlunun hayırsız öz babası kişizade bir adamdı.

Cahit Uçuk, 196

Bütün eserleri - 7. cilt - Sayfa 101

Resimde gördüğüm kadını her vaziyette, hattâ kucaktan kucağa dolaşırken tasavvur etmek mümkündü. Fakat onu böyle göreceğimi aklıma getire- .--' mezdim. Bu halinde, zihnimde yaşattığım mağrur, müstağni, kuvvetli iradeli kadınla KÜRK ...

Sabahattin Ali, 1966

Bir gazetecinin hayatı: 28 yıl sonra Abdi İpekçi - Sayfa 25

Sonunda evin hemen karşısındaki Işık Anaokulu'na gönderilmesine karar verildi. Hiç değilse bütün gün evden uzaklaşmış olurdu. Ve küçük Abdi iki yaşında, akranları kucaktan kucağa dolaşırken okulun yolunu tutmak zorunda kaldı.

Tufan Türenç, ‎Erhan Akyıldız, 2007

İsmet İnönü ve hârika çocuklar - Sayfa 97

Konser sonunda onu kucakla sahneye çıkardılar ve piyano iskemlesinin çok alçak gelmesi yüzünden üzerine bir yığın nota koyarak oturttular. Mithat Fenmen ... İdil kucaktan kucağa dolaşıyor, her taraftan sual yağmurları yağıyordu. Bunun ...

Şefik Kahramankaptan, 1998

Nemrut Mustafa: tarihi roman - Sayfa 123

Göbeğini iki kişi zor kucaklayabilir, her bir bacağın kalınlığı ancak normal bir insanın bel kalınlığı ile ölçülebilirdi. Yarı ağır işçi, yarı serseri ... kucaktan kucağa dolaşan yosmala- rıyle, dört başı bayındır bir şölen çekilirdi. Kaptan Yorgo çekerdi ...

Mehmet Seyda, 1970

Dış politikada bir nefes: anılar - Sayfa 20

Taner, bebeğin doğduğunu haber alıp eve doluşan genç kızların arasında kucaktan kucağa dolaşmış. Hâkim Nazmi Bey, bir gün önce, jandarma komutanım da yanına alarak, katır sırtında, köylere sarık toplamaya gitmiş. Yağan şiddetli ...

Taner Baytok, 2005