துருக்கியம்இல் ALÇAK YAYLAK இன் அர்த்தம் என்ன?
துருக்கியம் அகராதியில் «alçak yaylak» இன்
அசல் வரையறையைப் பார்க்க கிளிக் செய்யவும்.
தமிழ் இல் வரையறையின்
தானியங்கு மொழிபெயர்ப்பைப் பார்க்க கிளிக் செய்யவும்
துருக்கியம் அகராதியில் alçak yaylak இன் வரையறை
குறைந்த பீடபூமி தொடர்ச்சியான குடியேற்றப் பகுதியில், சராசரியாக தானியங்கள் கடல் மட்டத்திலிருந்து 900-1200 மீற்றர் நிலப்பகுதியின் இறுதியில் இருக்கும். alçak yaylak Devamlı oturma bölgesinde, normal tahıl ziraatı yapılan alanların bitişiğinde genellikle deniz seviyesinden 900-1200 metre yükseklikteki yaylak.
துருக்கியம் அகராதியில் «alçak yaylak» இன்
அசல் வரையறையைப் பார்க்க கிளிக் செய்யவும்.
தமிழ் இல் வரையறையின்
தானியங்கு மொழிபெயர்ப்பைப் பார்க்க கிளிக் செய்யவும்
«ALÇAK YAYLAK» தொடர்புடைய துருக்கியம் புத்தகங்கள்
பின்வரும் புத்தக விவரத்தொகுப்புத் தேர்ந்தெடுப்பில்
alçak yaylak இன் பயன்பாட்டைக் கண்டறியுங்கள்.
alçak yaylak தொடர்பான புத்தகங்கள் மற்றும் துருக்கியம் இலக்கியத்தில் அதன் பயன்பாட்டுச் சூழலை வழங்குவதற்கு அதிலிருந்து பெறப்பட்ட சுருக்கமான சாரங்களைத் தொடர்புபடுத்துகின்றன.
1
Türk hukukunda mer'a, yaylak ve kışlaklar - Sayfa 17
Eski hukukumuzda mer'a, yaylak ve kışlakları incelerken şüphesiz İslâmiyetten önce Türk Hukukuna kadar inmek ... hayvanlarını otlatır; kış mevsiminde ise hayvanların otlamasına ve kışı kolaylıkla geçirmesine elverişli alçak bölgelere gider.
2
İslam ve Osmanlı çevre hukuku - Sayfa 87
Zira yararlanma açısından mer'a, yaylak ve kışlak, diğer metrûk arazilere göre bazı farklı hükümlere tabidir. Bu hükümleri ... Kışlaklar ise, dağ köylülerinin kışın hayvanlarını otlatmak ve sulamak için kullandıkları alçak ovalardır. Tıpkı mer'alar ...
3
XIX. yüzyılda Bayburt: sosyo-ekonomik idari ve demografik yapı
Kışlak ve Yaylak Rüsumu Yaylak ve kışlaklar, bir veya bir kaç köy ahalisine ayrı ayrı ya da ortaklaşa tahsis edilmiş olan yerlerdir.24* Yaylak ... Kışlaklar ise dağ köylerinin kışın hayvanlarını otlatmak ve sulamak için kullandıkları alçak yerlerdir.
4
İvrindi ve çevresinin coğrafı̂ etüdü - Sayfa 128
... terkedilerek kış şartlarının daha ılıman geçtiği alçak kesimlere yerleşilmiştir Örneğin, Madra Dağı nın kuzeydoğu yamaçlarında 700 m yükseltideki yaylak sahasında kurulan Hacıhüseyinler Koyu (gunümüzdeki Hacıhüseyinler yaylasının 3 km ...
5
Beşinci Milletler Arası Türkoloji Kongresi: Türk tarihi ... - Sayfa 485
Bir timara dışardan koyun gelip, kışlasa ağırca sürüden bir şiş (2 yaşında kuzu), alçak sürüden 6 akçe alınırdı. Resm-i otlak, her sürüden bir orta koyun, âlâ sürüden bir koyun bahası (20 akça), evsattan (15), ednâdan 10 akçeydi6. Yaylak ve ...
İstanbul Üniversitesi. Türkiyat Araştırma Merkezi, 1989
6
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da göçer-konar aşiretlerin ... - Sayfa 9
YAYLAKLAR ve GÔÇ Çavak asiretlnin yayla olarak degerlendirdigi yükseklikler Mun- zurlarin, Bagirpasa daglannin genellikle ... Ilkbahann sonlanna dogru, alçak kesimlerdeki otlar kurumaya yüz tutarken, henüz karla kapli Munzur daglannda ...
7
Şükrü Elçin Armağanı - Sayfa 300
misâlini genelleştirecek olursak, çıkılan bu belirli yaylak ve inilen kışlak mıntakalarında her ailenin de yerleri belirgindir. ... Her iki yaylanın, Yatağan'a bakan taraflarında, alçak tepeciklerle ayrılmış daha küçük otlaklar vardır.
Şükrü Elçin, Umay Günay, 1983
8
Yayınları - 19. sayı - Sayfa 71
Bu kışlak ve yaylak alanları arasında ve genellikle güneybatı - kuzeydoğu istikametinde vukubulan göç hareketleri, steple ... Güneydeki step alanları ise genellikle alçak plâto düzlüklerinden ibârettir ve irtifaları 400 - 800 m. arasında değişir.
Diyarbakır (Turkey). Tanıtma ve Turizm Derneği
9
Osmanlıdan Cumhuriyete Çubuk kazası - Sayfa 87
YAYLALAR (YAYLAKLAR) Yaylalar da bu civarda çok bulunan geçici bir yerleşme türüydü. ... bağlarla bağlı, çoğu kez köyün ortak mülkiyetinde olan geçici yerleşme olarak tanımlanabilir.322 Çubuk ve çevresi, alçak ve yüksek yer şekillerinin ...
Hüseyin Çınar, Osman Gümüşçü, 2002
10
Evliya Çelebi Seyahatnâmesi: Topkapı Sarayı Bağdat 304 ...
Lâkin yılda bir kerre bu yaylağa gelüp sekiz ay ayş [u] işret edüp kesb-i hevâ ederler. Ba'dehu güz eyyâmında sağîr ü kebîr Adalya'ya gidüp ... Bir alçak kayalı püşte üzre şekl-i murabba' kal'acıkdır. Ve cenûb cânibinde bir dere aşırı bir yalçın ...
Evliya Çelebi, Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı, 2005