«KAYPAKLAŞMAK» தொடர்புடைய துருக்கியம் புத்தகங்கள்
பின்வரும் புத்தக விவரத்தொகுப்புத் தேர்ந்தெடுப்பில்
kaypaklaşmak இன் பயன்பாட்டைக் கண்டறியுங்கள்.
kaypaklaşmak தொடர்பான புத்தகங்கள் மற்றும் துருக்கியம் இலக்கியத்தில் அதன் பயன்பாட்டுச் சூழலை வழங்குவதற்கு அதிலிருந்து பெறப்பட்ட சுருக்கமான சாரங்களைத் தொடர்புபடுத்துகின்றன.
1
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 604
(bir şeyi) alıp geri vermemek, unutturmak. kaypak s. 1 üzerinde kolaylıkla kayılan, kayağan, kaygan. 2 mec. verdiği sözü tutmayan, sözsüz, dönek (kimse). kaypaklaşmak (nsz) 1 üzerinde kolayca kayılacak bir duruma gelmek, kayganlaş- mak.
2
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 211
... kaynana : kadınana. kaynar : isti, yangar. kaynaşma halinde : kıvıl kıvıl. kaynaşmak : bıçkınmak, bingeçmek, evsilmek, kıvıldamak, metleşmek, vıngıldamak. kaynatmak : aşalandırnıak, çokrat- mak. kaypaklaşmak (yol -): kaypaçlanmak. kaypak ...
3
Bedrettin Cömert'e armağan - Sayfa 216
ı (Demir Perde) terimindeki (demir) sözcüğü bir başına terim olarak kullanılmamış olduğundan, anlamı da çeşitli yönlere çekilebilecek kadar kaypaklaşmaktadır. II. ANLAŞILABİLİRLİK Genel olarak bir dil parçasının ...
4
Napoleon: roman - Sayfa 512
Haziran ayı içinde bulunuluyor ve güneş saat dörtte doğuyor. Şayet Prusyalılar yağmurdan gevşemiş ve kaypaklaşmış yollarda yürüyebiliyorlarsa, onlardan daha fazla harbe ve zorluğa alışmış Fransız kıt aları da böyle bir şey yapmaya pekâlâ ...
Ruşen Eşref Ünaydın, Necat Birinci,
2002
5
Ruşen Eşref Ünaydın: bütün eserleri - 5. cilt - Sayfa 210
Hava nemlenmiş, serinlemiş, toprak ıslanıp kaypaklaşmış. Araba öyle bir uca vardı ki benzine basıldığı, motor sıkıştı- rıldığı hâlde orasını aşmak kolaylığı belirmiyordu, aksine, daha çok ve çabuk kaymak tehlikesi artıyordu. O kadar ki arabanın ...
Ruşen Eşref Ünaydın, Necat Birinci, Nuri Sağlam,
2002
6
Belgelerle Tanzimat: Osmanlı sadrıazamlarından Âli ve Fuad ...
Çevirmesi bize en zor gelen kavramlar, "millet", "kavim", "cemaat" gibi Osmanlıca kullanışları, Tanzimat döneminde bugünkü çağrışımlarına doğru evrimleştiği bir sırada oldukça kaypaklaşmış terimler oldu. Âli Paşa, Avrupa'dan söz ederken ...
Mehmed Ali Paşa, Engin Deniz Akarlı,
1978
7
Uçuş günlüğü: yol yazılzarı - Sayfa 52
Autobahn'ın yer yer kaypaklaşmış asfaltında yol alan otomobil, kırkı pek aşmıyan bir hızla şehre yaklaşıyordu. Ağaç, çayır, toprak ve asfalt kokusu havayı doldurmuştu. Fabrika bacalarının kapkara baskısıyla bunalmışa benziyen az ışıklı bir ...
8
Bütün yönleriyle Ermenek - Sayfa 474
Ayaklarımın altında, çiğnenmekten dolayı kaypaklaşmış hatta aşınmış taşlara basa basa; ayak seslerimizin yankısını kayalarda dinleyerek bu dik yokuştan aşağı iniyoruz. Sağda kayaların temelleri içine oyulmuş, kapısı dört köşe bir mağara ve ...