«KILAĞILAMAK» தொடர்புடைய துருக்கியம் புத்தகங்கள்
பின்வரும் புத்தக விவரத்தொகுப்புத் தேர்ந்தெடுப்பில்
kılağılamak இன் பயன்பாட்டைக் கண்டறியுங்கள்.
kılağılamak தொடர்பான புத்தகங்கள் மற்றும் துருக்கியம் இலக்கியத்தில் அதன் பயன்பாட்டுச் சூழலை வழங்குவதற்கு அதிலிருந்து பெறப்பட்ட சுருக்கமான சாரங்களைத் தொடர்புபடுத்துகின்றன.
1
Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 145
... kıhıf, -hfı Kervankıran kesmelik -nu kıkırdak kervansaray kesmik kethüda kıkırdakdoku kes kesp ketim, -tmi kıkırdamak kesafet, -ti kesre ketmetmek kıl kesat kesret, -ti ketmolmak kılağı kese kestane keton kılağılamak kesecik kestanecik ketum ...
2
Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 333
Ustura, bıçak gibi kesici araçlar çarka vurulunca yüzlerinde oluşup keskinliklerini azaltan ince kalıntı. kılağılamak (-i) Kesici araçların bileği taşıyla kılağısını alarak keskinliğini artırmak, kılaptan o. Sırma katılarak eğrilmiş iplik. kılavuz o. I. Genel ...
Türk Dil Kurumu, Kemal Demiray, Muammer Bakr,
1977
3
Divanü lûgat-it-Türk tercemesi - 4. cilt - Sayfa 743
Krş. : Rad., Kaz.— yanıt = tehdit. III, 14-17, 14-19; — ında III, 14-20; yanlık = çoban çantası. III, 45-8; yana =fiilin sonuna gelip anlamında pekitme yapan bir edat. Bk : yamu. III, 236-6; yana — = bilemek, el üzerinde kılağılamak. Krş. : Rad., Kaz.
Maḥmūd Kāshgarī, Besim Atalay,
1986
4
Yeni Türk lûgati - Sayfa 559
Kılağılamak[f]Bilemek [el Düzeltmek, sivriltmek. kılaptan [i] Sırma ve ya tel ile karışık ipek veya pamuk iplik Bakırdan yal | dızlı sırma taklidi. kılaptanlı [s] Sırma taklidi, taklit ve sahte tellerle karışık. | Kılar [i] Kuzgunyağı da denilen bir ot ismi.
İbrahim Alâettin Gövsa,
1930
5
Türk kültür tarihine giriş: Türklerde yemek kültürü - Sayfa 104
BİLEĞİ VE BÎLEGİTAŞI Çeliğe su verip, kılıç yapmak ve ondan sonra da onu kılağılamak, elbetteki yüksek bir teknik işidir. Ama bileği ile bileği taşı, günlük hayat içinde, insanlardan ayrılmayan bir âlet idi. Nerede kesici bir âlet var ise, orada da ...
6
Sivas Akpınar'ın yazısız tarihi - Sayfa 370
Zağlamak: Bileylemek, kılağılamak. (Arg. Küfür etmek, y.n.) Zahir (Ar): Görünen, belli, açık. Zahire (Ar): Gerektiğinde kullanılmak üzere saklanan tahıl. Zahmet (Ar): Sakınn, eziyet. Zangırtı: Güçlü titremeyle oluşan ses. Zaptiye (Ar): Osmanlı ...
7
Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 147
... -ni kıkırdamak kınaçiçeğigiller kıkır kıkır kınakına kıl kınamak kılağı kınamsık kılağılamak kınamsımak kılaptan kılavuz kındıraç kılbunın Kınık kılcal kınkanatlılar kılcan kınlamak kılçık kınnap Kıpçak kırılayazmak Kıpçakça kırılgan kıpı kırım kıpık ...
8
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 1201
Osmanlı döneminde, padişahın av köpeklerini yetiştiren, onlara bakan, padişahla birlikte ava giden görevli. zağcı a. ha. bileyici. zağlamak (-0 ha. 1 bileylemek, kılağılamak. 2 (yılan) hızla akarcasına kayıp gitmek. 3 (iplik) makaradan, yumaktan ...