Türkçe sözlükte "alâkadar" sözcüğünün anlamı

ALÂKADAR SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

alâkadar

ALÂKADAR SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte alâkadar sözcüğünün tanımı

alâkadar İlgili, ilgili bulunulan.

ALÂKADAR SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile alâkadar sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen alâkadar sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «alâkadar» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 处理
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: Tratar
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: Dealing
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: व्यवहार
• Türkçe - Arapça Çevirmen: تعامل
• Türkçe - Rusça Çevirmen: Работа
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: lidar
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: concernwho
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: traiter
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: concernwho
• Türkçe - Almanca Çevirmen: Der Umgang
• Türkçe - Japonca Çevirmen: 対処
• Türkçe - Korece Çevirmen: 취급
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: concernwho
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: Xử lý
• Türkçe - Tamil Çevirmen: concernwho
• Türkçe - Marathi Çevirmen: concernwho
• Türkçe: alâkadar
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: Dealing
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: Radzenie sobie
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: Робота
• Türkçe - Romence Çevirmen: Confruntarea
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: Αντιμετώπιση
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: hantering
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: Hantering
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: håndteringen

«ALÂKADAR» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

alâkadar sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. alâkadar ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

İKİ AYDA ADIM ADIM RUSÇA: - Sayfa 380

Касаться/Alakadar etmek, dokunmak Держаться/Bağlı kalmak, tutmak, dayanmak Прежний/Evvelki, önceki. Я хочу, чтобы Полина слушалась меня. Если не слушаться маму. Что будет? Ben Polina'nın bana itaat etmesini isterdim.

FERHAT YILDIZ, 2015

İKİ AYDA RUSÇA SET: E-KİTAP & SESLİ KİTAP - Sayfa 380

Касаться/Alakadar etmek, dokunmak Держаться/Bağlı kalmak, tutmak, dayanmak Прежний/Evvelki, önceki. Я хочу, чтобы Полина слушалась меня. Если не слушаться маму. Что будет? Ben Polina'nın bana itaat etmesini isterdim.

FERHAT YILDIZ, 2015

Mısralara Gizlenmiş Osmanlı Tarihi Ebced:

alışmamızda şairlerin divanlarında bulunan on binlerce tarih manzumesinden sadece Osmanlı tarihini alâkadar eden birkaç yüzü yer almaktadır. Çünkü düşürülen tarihlerin çoğu doğum, ölüm, evlenme, icazet alma, hacca gitme, evlenme, ...

Mehmet Karaaslan, 2015

Yayinlari - 204-205. sayılar - Sayfa 104

2 — Okuyucuyu alâkadar etmesi, 3 — Böyle bir alâkayı cezbetmek bakımından herhangi bir şeyi veya her şeyi ihtiva etmesi, Yine bu anket cevaplan haberin kıymetini de şöyle tarif etmektedirler : 1 — Haber alâkadar ettiği şahısların adedine ...

İstanbul Üniversitesi. İktisat Fakültesi, 1967

Meclisi Mebusan zabıt ceridesi - 3. sayı,2. cilt - Sayfa 458

lFEIIll-Il BEY (istanbul) _- İaşe meselesi, Harbiye bütçesiyle alâkadar olduğu için, bazı arkadaşlar, buna dair söz söylediler. lBendeniz de `biraz söz söylemek istiyorum. iÜç seneden beri, Vharbin bidayetinden beri memleketimizi, ahalimizi en ...

Turkey. Meclis-i Mebusan, 1991

Barla Dostları:

ALÂKADAR. DEĞİLİM. Şu nefiy zamanımda görüyorum ki: Hodfuruş ve siyaset bataklığınadüşmüş bâzı insanlar, bana; tarafgirâne, rakîbâne bir nazarla bakıyorlar. Güya ben de onlar gibi dünya cereyanlarıyle alâkadarım. Hey efendiler!

Ahmed ÖZER, 2014

Türk parlamento tarihi: TBMM - 1. bölüm,2. cilt - Sayfa 642

Kansiklik- lar lrae edllmedlgl takdlrde gerek göstertlen karsiliklann klfayetl ve gerek tedlyesl hakkinda ihtllâf her alâkadar devlet veyahut bu babda düyunu umumlyel Osmanlye hamfflerl bu- lunanlar... (Düyunu umumlye ldaresl) tay edllmls tlr.

Fahri Çoker, ‎Kâzım Öztürk, ‎İhsan Güneş

Zabıt ceridesi - 1. cilt,23-24. sayılar - Sayfa 388

Aynı zamanda memleketin iktisadiyatiyle de alâkadardır ve hem o kadar alâkadardır ki, dahilî, millî, idari suretiyle olduğu gibi hariçteki devletleri de alâalâkadar bir meseledir. Meselâ, yünlükadar eden - lerle ipekliler arasında gözetilecek ...

Turkey. Büyük Millet Meclisi, 1960

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mecmusı - 3. cilt - Sayfa 54

Bir kısım tarifeler tasnif edici tariflerdir, veya ekonomik faaliyetin enine kesiti ile alâkadar olan tariflerdir. Diğer kısım tarifler tahlilî veya iktisadî faaliyetin yatay kesiti ile alâkadar olan tariflerdir. Birinci kısım tarifler iktisatçıların «mübadele», ...

İstanbul Üniversitesi. İktisat Fakültesi, 1942

Türk parlamento tarihi: TBMM, II. dönem, 1923-1927 - Sayfa 40

Gerçl hususl muahhedatta hal olunmayan mesaill Maliye ve Iktisadlye Ile diger mûtteflkler de ay ru derecede alâkadardir. Fakat kendileri daha ziyade alâkadar gorû- nûyoriardi. Kapitûlasyon mesalllnde de muslr gorûnmûstûr. Italya heyetl blze ...

Kâzım Öztürk, 1993

«ALÂKADAR» TERİMİNİ İÇEREN HABERLER

Ulusal ve uluslararası basında konuşulanları ve alâkadar teriminin aşağıdaki haberlerde hangi bağlamda kullanıldığını keşfedin.

Vergilerimizin hesabını kim verecek AA!

Yalçın Akdoğan'ın selefi Bülent Arınç'ın kadrolarını tasfiye edip etmediği bahse konu zevatı alâkadar eder. Bundan ziyade Anonim Şirket statüsündeki AA'nın ... «Zaman Gazetesi, Ara 14»

Dünyanın en büyük sorunu müsbet hareket açığıdır

Meselâ, bir ekmeği yese, kaç ellere muhtaç ve ona mukabil o elleri mânen öptüğünü ve giydiği libasla kaç fabrikayla alâkadar olduğunu kıyas ediniz. Hayvan ... «Risale Haber.com, Eyl 14»

Izdırapla Bütünleşen Ruhlar

İnsan herhangi bir ideale, inandığı ölçüde gönül verir ve alâkadar olur. Alâkadarlığı nisbetinde de yer yer sevinç, zaman zaman da ızdırap duyar. Bu ölçüye göre ... «Sizinti Dergisi, Şub 14»

Madem O var, herşey var

Birisi: Benim hayatımla alâkadar ve mazi kabrine giren zîhayat mahlûkatın heyet-i mecmuâsının cenaze-i mâneviyesi başında bir mezar taşı hükmündeyim. «Yeni Asya, Şub 14»

“Neden siyasetli cemaatlere hiçbir alâka peyda etmiyorsun?”

Halbuki, eğer temas etsen ve alâkadar olsan, birden binler adam Risale-i Nur dairesine girip, parlak hakikatlerini neşredeceklerdi; hem bu kadar sebepsiz ... «Yeni Asya, Ara 13»