«DÜZGÜNLÜ» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR
düzgünlü sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin.
düzgünlü ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.
... eğerinançsız ise, üzüntü vekederle birlikte rezilolmaya; butürbir kitap Müslüman kimsenin elinde bulunsa ya da o Müslüman bu tür bir kitabı okusa hayır ve iyiliğe, sevinç ve istikamet düzgünlü/.e işârettir. Rüyadaelinde dürülübirkitap görmek ...
Ali Budak, Yusuf Belbağı, 2014
Lui devrinde o düzgünlü allıklı, yapma benli, göğsü yarı bele kadar dekolte, gerdanı kordeleli, saçları yarım metre kabarık taranmış saray hanımları... Ne kadar yapmacık olmak mümkünse o kadar yapmacık hanım- Yeni İstanbul, 25.01.1963 lar.
3
Yanlış kapı - Sayfa 313
Baldır bacak hep meydanda, neye? Yanak, dudak allıklı, düzgünlü, neye? Belbelli... Her iş ortada. Koluna giren götürüyor. Kadım erkeği kolkola. Biri oraya dalıyor, biri buraya... İyi yerine geldik. Allah bilir ya, anlattıklarına pek de inanmıyordum.
4
Bir Icim Su - Sayfa 144
Baharda çiy bir beyazlık, yahut düzgünlü bir pembelik sunan, sonra başlarından zevksiz bir yeşillik cübbesi geçirip karşımıza dizilen ağaçlar, şimdi, tarihi renkler ve anlamlar almıştır. Kimisi defineler içinden çıkmış bakır sikkeler, kimisi yer ...
5
XIX. yüzyıl Beyoğlusu - Sayfa 415
"Nisuaz'da çalışan garsonlar, 1917 yılında İstanbul'a üşüşen o 'kürklü, çiz- meli, saçları çok düz taranmış, bol düzgünlü, bol mücevherli' kontesler, prensesler değildir, artık. Kapıdan girince hemen sağdaki vestiyerden fırlayıp paltonuza ...
6
Fuhș-i atîk ve hamamci ülfet - Sayfa 75
... esmer, kumral, sarışın, çilli, allıklı, düzgünlü, hotozlu, oyalı yemeni- li, enseden, gerdandan, koldan dekolte, harara bürünmüş gibi ne olduğu belirsiz, çeneden buruna, tepeden kaşlar üzerine kadar kapalı bir simayı meçhul üzerinde yalnız iki ...
7
Sadri Ertem: Hayati ve eserleri - Sayfa 84
O, mantolarının üstüne başörtülerini örten, düzgünlü, sürmeli hanımlarla kürklü yakalı, gümüş köstekli efendilerin arasında iki gecede müthiş şöhret kazandı. Sesini işitenler: — Yanık söylüyor. Nurolsun... Diye takdir ediyorlardı. Birkaç gün ...
8
Turk Klasikleri - 30. sayı - Sayfa 50
... çeşit çeşit yeldirmeli, yaşmaklı, feraceli, başörtülü, yaşlı, genç. kâfuri beyaz, esmer, kumral, sarışın, çilli, allıklı, düzgünlü, hotozlu, oyalı yemenili, enseden, gerdandan, koldan dekolte, İsrara bürünmüş gibi ne olduğu belirsiz, çeneden buruna, ...
9
İstanbul için şehr-engiz - Sayfa 123
Alayı düzgünlü, allıklı, rastıklı, sürmeli, benli; iki dirhem, bir çekirdek. Bunlar Beyoğlu'nun piyasa malı yosmalarıdır. Başka deniz hamamına hiç gitmezler. O sekizi bilmem kaç geçe kalkan vapurdan gayrısına da binmezler. Aklı fikri, yeni bir av ...
Yıldız Meriçboyu, Yapı Kredi Bankası, 1991
10
Abdülhak Şinasi Hisar: hayatı, san'atı, eserleri, en seçme ... - Sayfa 112
Dâima çömelerek yerlerde oturan, dâima uçlari ziftten sararmig iki parmagi arasinda in- ce bir sigara tutan, dâima içkiden bozulmug gibi hiriltih bir sesle konugan geçkin, sariya boyah saçh, alhkh, düzgünlü, ma- vimtirak bir mora, kirmizimtirak ...
Serṃet Saṃi Uysal, Abdülhak Şinasi Hisar, 1961
