Türkçe sözlükte "keleplemek" sözcüğünün anlamı

KELEPLEMEK SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

keleplemek

KELEPLEMEK SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte keleplemek sözcüğünün tanımı

keleplemek İpi çile yapmak.

KELEPLEMEK SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile keleplemek sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen keleplemek sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «keleplemek» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 束缚
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: para kelepl
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: to kelepl
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: ज़ंजीर
• Türkçe - Arapça Çevirmen: ل kelepl
• Türkçe - Rusça Çevirmen: наручники
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: manilha
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: kelepl করতে
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: pour kelepl
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: untuk kelepl
• Türkçe - Almanca Çevirmen: um kelepl
• Türkçe - Japonca Çevirmen: 手かせ
• Türkçe - Korece Çevirmen: 속박
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: kanggo kelepl
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: xiềng tay chân
• Türkçe - Tamil Çevirmen: kelepl செய்ய
• Türkçe - Marathi Çevirmen: kelepl करण्यासाठी
• Türkçe: keleplemek
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: manetta
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: kajdany
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: наручники
• Türkçe - Romence Çevirmen: manacle
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: Για kelepl
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: om kelepl
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: manacle
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: Manacle

«KELEPLEMEK» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

keleplemek sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. keleplemek ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

Antakya ağzı: dilbilgisi ve sözlük - Sayfa 156

Açılmasın deyi ben de keni kele kelek kelep kelep kelep keleplemek keleş kelkarga kelli o kelpeten kemçik kemçik ağızlı keme kemkeın kemmün kemre ken Ken,can kenci kende kenden kendine kendini kendir kendire kendiye kendiyi kene ...

Bülent Nakib, 2004

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 609

T. kelepçe takmak, kelepçe vurmak. kelepir a. ve s. değerinden çok aşağı bir fiyatla alınan ya da alınabilecek olan (şey). keleplemek (-i) ha. ipi kelep durumuna getirmek, kelep yapmak. kelepser a. Far. atın başını vurmasını önleyen kayış. keler ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Gençler için nutuk - Sayfa 94

... katlama kefek karamak katma keke karamuk katmak kekeç kara yer kav kekelik kardaş kavara keleme kardeşlenmek kavlağan kelep kargımak kavlıç keleplemek karık kavlık keleş karıkmak kavrak kelik karılmak kavram kelli karımak kavrama ...

Mustafa Kemal Atatürk, ‎Sinan Bayraktar, 2006

Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 215

["kavun" maddesine de bakınız] kelep : gelep, tezce. kelepçe : kil itmek. kelepir : paypanak, ürün. kelep yapmak (ip ve sicimi dirseğine sararak -) : keleplemek. kelime : deyim, deyiş, horata. kelli felli : hökcnekli, ökelekli, sallı soplu. kemale ...

Türk Dil Kurumu, 1957

Karadeniz: ansiklopedik sözlük - 2. cilt - Sayfa 650

... kelep "ipliğin parmaklara dolandınlarak yumak yapılması" İK 56 (İkizdere) Anadolu'da yaygın olarak kullanılan kelep "iplikten veya ipekten yapılmış büyük çile, kangal şeklinde büyük iplik"SD 869 keleplemek f. Fırlatmak (Giresun Yağlıdere) ...

Özhan Öztürk, 2005

Tekstil terimleri sözlüǧü - Sayfa 137

m> Eğirme ve bükme sonrası ipliğin iki el ya da sopa arasında yatay sekiz biçiminde (yarım metrelik dönük çile) sarılarak çile yapılması. KELEŞ BASKI Boyanın kumaş yüzeyine gerektiği gibi tutunamadığı baskı hatası. KELEVE 1.

Atila Ergür, 2002

Kilis ağzı ve şiirleriyle Karacaoğlan'ın Kilisliliği - Sayfa 228

Ellere takilan özel demir bagi. keleplemek: 1 - îpligi çile halinde sarmak. 2- Tarlayi ince sürmek. keleste, kelesde: Kereste. 1- Marangozlann kullandigi ölçülüp, biçilerek hazirlanmis tahta. 2- Yemek islerinde kullanilan yag, et, zerzevat gibi ...

Faruk Elhan, 2004

Azerbaycan Türkçesi'nden Türkiye Türkçe'sine Büyük Sözlük

... keleplemek. Kcl kotani : Kara saban. Kclcflcnmck : Kelep edilmek. Kclküttc : Kalküta. Kclc gclmck : Gebe olmak (manda). Kcllahi : Hür, serbest. Kclck : 1. Kelek. 2. Hile, tuzak. 3. Foya. Kcllc (Far.) : 1. Kelle. 2. Kafatasi. 3. mec. Kclck açmag ...

Yaşar Akdoğan, 1999