Türkçe sözlükte "kısıkça" sözcüğünün anlamı

KISIKÇA SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

kısıkça

KISIKÇA SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte kısıkça sözcüğünün tanımı

kısıkça Biraz kısılmış olarak.

KISIKÇA SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile kısıkça sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen kısıkça sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «kısıkça» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 由哽咽
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: ahogado por
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: choked by
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: द्वारा दम घुट
• Türkçe - Arapça Çevirmen: اختنق من قبل
• Türkçe - Rusça Çevirmen: душил
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: sufocada por
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: দ্বারা চাপা পড়ে
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: étouffée par
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: tercekik oleh
• Türkçe - Almanca Çevirmen: durch verschluckte
• Türkçe - Japonca Çevirmen: によって窒息
• Türkçe - Korece Çevirmen: 에 의해 숨 막혀
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: patine dening
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: nghẹn ngào bởi
• Türkçe - Tamil Çevirmen: மூலம் அடைப்பட்டு
• Türkçe - Marathi Çevirmen: करून रोपाची वाढ खुंटविली
• Türkçe: kısıkça
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: soffocata dal
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: zagłuszyły przez
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: душив
• Türkçe - Romence Çevirmen: sufocat de
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: πνιγμένος από
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: verstik deur
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: kvävdes genom
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: kvalt av

«KISIKÇA» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

kısıkça sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. kısıkça ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

Türkiye Türkçesinde niteleme sıfatları: örnekli niteleme ... - Sayfa 284

7; Kısa günün karı kısaca Mutfakta (kısaca) boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık M.Ş. Esendal kısacık Uzun kılıçlar değil, yaptığı kısacık bıçaklar bile iki kat olur, kırılmazdı Ö. Seyfettin, Diyet, s.

Engin Yılmaz, 2004

İkinci Hayat: - Sayfa 22

Kısıkça bir kahkaha atan hastabakıcı, kat düğmelerinin yanıp sönen ışıklarına bakarak omuzlarını umarsızca silkelemişti. “Adını dosyadan okumadan önce bizim oralardan olduğunu, yani Portekizli olduğunu sanmıştım birden, çünkü çok ama ...

Sedat Kaygalak, 2013

Türk folklor araştırmaları - 9. cilt - Sayfa 3546

2 — Kısık: Mağaranın daha ilerisinde, kısık (darlık) denen bir oluk vardır. Halk, günahlarını affettirmek için bu oluktan geriyor. Günahı olan, vücutça ne kadar zayıf olursa olsun geçemiyor. Günah sızlar ise ne kadar cüsseli olursa olsun kısıktan ...

İhsan Hinçer, 1964

Muğla efsaneleri: (araştırma-inceleme) - Sayfa 251

Bir kısık varmış. Kısıktan geçerken okurmuş. Hayalat yakınmış, insan olmuş, cibili tavuk olmuş. Ne kadar kap kaçak varsa önüne yığmış. Her şey olmuş, deve olmamış. Evvelsi insanlar mevkilerine lakap takarlarmış. Filan yer ğardeş, falan yer ...

Mehmet Naci Önal, 2003

Ayaṣli ile kiracilari - Sayfa 13

n — Ertesi günü erken, gene bilmem niçin, Halide'yi ararken, mutfakta, kısaca boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemenili, sırtı örme hırkalı, ihtiyarca bir hanımla karşılaştık, konuştuk. Bu hanım, şoför Fuad'ın anası, Faika Hanımın kaynanası imiş.

Memduh Şevket Esendal, 1957

Türkçede kelime teşkili hakkında bir anket ...: T.d.t.c. ... - 1. cilt - Sayfa 38

lara girerek manalarını miktarca ve derecece tadil eder, azaltır: Uzunca —oldukça, kısa denmiyecek kadar uzun. Kısaca, güzelce, çirkince, büyükçe, küçükçe, genççe, ihtiyarca, uzakça, yakınca, hızlıca, kısıkça, açıkça, boğukça ...

Ahmet Cevat Emre, 1933

Ahmet Midhat Efendi'de çalışma fikri - Sayfa 116

Bunların kimisi san'atkâr, kimisi esnaf, kimisi mirasyedi ve kimisi de me'mur sınıfından olmak üzere her biri birer başka mesâlikin sâlikânından olup, kıyafetleri ve o kıyâfetlerin muktezâsından olan kısıkça, boğukça sadâ ile bir omuzlarını ...

Erol Ülgen, 1994

Türk Edebiyatı - 219-230. sayılar - Sayfa 47

Kar ile dolmuştu kanlı çizmesi, önünde bir yığın düşman kellesi, Eli yarasında, kısıkça sesi, Kulak verdim; vatan, vatan diyordu. Bir arslan heybeti mezar taşında, Silahı, çantası yanı başında, Kahraman Türklerin her savaşında; Şehit abidesi ...

Ahmet Kabaklı, 1992

Loṣ ayna: Roman - Sayfa 94

Sâhir, iliklerine kadar ürperdiğini hissetti: — Açık konuşun, dedi kısıkça. Ne demek istiyorsunuz? Yeni bir gıcık, İlhanın konuşmasına bir süre engel oldu. öksürük kesildikten sonra da kolay kolay kendine gelemedi. Soluk almakta güçlük çektiği, ...

Erhan Bener, 1960

Türkçenin üreme yolları ve "dil devrimciliğimiz". - Sayfa 28

... kaymak'tan KAYIK delmek'ten DELİK; solmak'tan SOLUK eşmek'ten EŞİK olmak'tan OLUK; kalmak'tan KALIK (evde kalmış kız!) büzmek'ten BÜZÜK v.s., v.s... BELİRLİ SINIRLI PASİFLİK : (Eylemin pasif etkisi kısıkça, eksikçe, normalin — 28 —

Sadık Göksu, 1966

«KISIKÇA» TERİMİNİ İÇEREN HABERLER

Ulusal ve uluslararası basında konuşulanları ve kısıkça teriminin aşağıdaki haberlerde hangi bağlamda kullanıldığını keşfedin.

Adem Güneş

Babamın kısıkça açtığı radyodan bizlerin bilinçaltına duyurduğu bayram sabahı mesajları yatak keyfimize eşlik ederdi… Bayram namazına gitme hazırlıkları, ... «Aksiyon, Ağu 13»