Türkçe sözlükte "nafakalanmak" sözcüğünün anlamı

NAFAKALANMAK SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

nafakalanmak

NAFAKALANMAK SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte nafakalanmak sözcüğünün tanımı

nafakalanmak Geçimi sağlanmak.

NAFAKALANMAK SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile nafakalanmak sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen nafakalanmak sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «nafakalanmak» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 获得支持
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: obtener apoyo
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: nafakalan to
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: समर्थन मिलता है
• Türkçe - Arapça Çevirmen: nafakalan ل
• Türkçe - Rusça Çevirmen: получить поддержку
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: obter apoio
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: nafakalan করতে
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: obtenir de l´aide
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: untuk nafakalan
• Türkçe - Almanca Çevirmen: nafakalan zu
• Türkçe - Japonca Çevirmen: 支持を得ます
• Türkçe - Korece Çevirmen: 지원을받을
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: kanggo nafakalan
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: nhận được hỗ trợ
• Türkçe - Tamil Çevirmen: nafakalan செய்ய
• Türkçe - Marathi Çevirmen: nafakalan करण्यासाठी
• Türkçe: nafakalanmak
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: ottenere supporto
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: uzyskać wsparcie
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: отримати підтримку
• Türkçe - Romence Çevirmen: obține sprijin
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: nafakalan να
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: nafakalan om
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: få stöd
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: få støtte

«NAFAKALANMAK» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

nafakalanmak sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. nafakalanmak ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

Diccionario español-turco - Sayfa 313

baglamak /-e/ asignar (a alguien) una pensión alimenticia. nafakalanmak [nafakalanmak] i. ser provisto con suficiente dinero para poder vivir, subsistir. nafile [na:fI'la] a. 1. en vano, inútil. 2. para nada, sin propósito. ~ yere en vano, para nada.

Carmen Uriarte, ‎Sonsoles Taltavull Cañete, ‎Bilge Cerah Sunal, 2011

Tank - Tango: Roman - Sayfa 28

Bereket erenlere, onlar geldi de köşemizde nafakalanmak kısmet oldu... Bilmem ki onlar da yakında gideceklermiş. Şehremanetile Evkaf arasında kavga çıkmış. Mahkemelik olmuşlar. Halim babayı bırakınız, münazaa bitinceye kadar yüzlerce ...

Aka Gündüz, 1940

Türkçe yazım kılavuzu - Sayfa 158

... nakis nalça namzetlik nadir nakislamak naldöken nanay nadirât, -ti nakisli nalm nane nadiren nakil, -kli nalinci naneli nafaka nakil nallamak nanemolla nafakalanmak nakit,-kdi Nallihan naneruhu, -nu natía nakkare nam nanesekeri, -ni nafi, ...

Feridun Narin, ‎Erdinç Uzun, 1984

Dürerü'l hukkâm - Sayfa 323

Amma nafakaya sâlih olmayan at ve kitab gibi vedî'alardan nafaka takdir olunamaz. Çünkü bunlar ile nafakalanmak için bunlar bey'a muhtaç olup, halbuki gâibin malı infak için bey olunamaz. Takdirü'n-nafaka üzerine vedî'a sarf olunduğunda ...

Hoca Eminefendizade Ali Haydar, 2000

Paşa hanım - Sayfa 283

Sâmiha Ayverdi. BÜYÜK TERBİYECİ MEVLÂNÂ Beşer târihinin ezelden ebede, değişmez bir kaderi vardır. Her devirde her asırda bâzen dalâletler ile haşir neşir olur?, bâzen de gerçekleri kendine rehber tutup onlarla nafakalanmak ve içinin ...

Sâmiha Ayverdi, 2009

Türkisch-deutsches Wörterbuch - Sayfa 846

... Alimentations-pflicht / -sini almak V Prügel beziehen -sini çikarmak (od. temin etmek) seinen Lebensunterhalt bestreiten nafakalanmak s. nafakasini çi kann а к nafe [â] 1. (aus dem Nabelstück gearbeiteter) feiner Pelz spez. Fuchspelz m 2.

Karl Steuerwald, 1988

Sâmiha Ayverdi - Sayfa 249

Evet, bağımız bağçemiz, hanımız, hamamımız yoksa da, aynı menbaın feyzi ile nafakalanmış seçkin ve güvenilir bir dost halkamız var. Şahsen, o tükenmiz menbaa çanağını uzatmış bahtiyarlardan olduğum ve gene o menbaın suyundan ...

Aysel Yüksel, ‎Zeynep Uluant, 2005

Yer yüzünde bırkaç adım: 1969-80 seyâhat notları

Eyyam sürmüş, görmüş geçirmiş ihtiyarların mâzi bereketi ile nafakalanması misâli, sanki zevk, istiğrak, vecd ve cezbe demlerini içine sindirip saklamış bu köhne binâ da, geçmiş zamanların yâdı ile, tesellî içinde son günlerini yaşıyordu.

Sâmiha Ayverdi, 1984

Nafaka Kanunu - Sayfa 82

MADDE 266 — Zevce berâ-yı nafaka gaib olan zevcinin nafaka cinsinden olmayan urûzunu hayvanını ve akarını bey' edemeyeceği gibi kâdî dahi bunları bey' edip esmânından nafakalanması için zev^ ceye emir ve izin vermesi meşrû olmaz.

Turkey, ‎Orhan Çeker, 1985

Dost - Sayfa 149

Ammâ ne yazık ki hıristiyan Garb, müslüman Şark'ın bu ikramının nankörü olmuş ve minnet borcunu ödemek şöyle dursun, kıskanç ve kasıtlı bir karşı cephe kurarak, nafakalanmış olduğu ekmek kapısına hiyânet etmeği, âdetâ bir îman borcu ...

Sâmiha Ayverdi, 1978