10 ТУРЕЦЬКА КНИЖКИ ПОВ'ЯЗАНІ ІЗ «AĞIR OTURMAK»
Дізнайтеся про вживання
ağır oturmak з наступної бібліографічної підбірки. Книжки пов'язані зі словом
ağır oturmak та короткі уривки з них для забезпечення контексту його використання в турецька літературі.
1
Kayseri ağzı - 1. cilt - Sayfa 25
Agir isin kalfasi degil. Karmasik. güç isleri yapacak birisi degil; öylesi islere gelemez, becere- тez. Agirligmca altin degmek. Çok degerli olmak. Agir oturmak. Her ise atilmamak, uslu oturmak. Agir söz. Ktndisine söylenen kisinin onuruna ...
2
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 21
Ağır olmak: 1) Ağırbaşlı, ciddî, soğukkanlı olmak. 2) Acele etmemek. Ağır oturmak: Her işe atılmamak; uslu durmak. Ağır söz: Kırıcı, incitici, dayanılması güç söz; onur kırıcı söz. Ağız açmamak: Hiçbir şey söylemeden durmak. Konuşmamak.
3
Obezite Kaderiniz Değil: (Kilo Vermenin Ötesinde, Kaliteli ... - Sayfa 249
Algılanan Zorlanma Ölçeği 10 Puanlık Ölçek 5 6 7 8 9 10 0 Hiçbir şey (kanepede oturmak) 0.5 Çok çok hafif 1 Çok hafif 2 Hafif (rahat, uzun süre devam ettirilebilir, az efor) 3 Orta (halen rahat; ancak daha sıkı soluma) 4 Biraz ağır (terleme ama ...
Doç. Dr. Halil Coşkun, 2013
4
Essential 22000 English-Turkish Phrases:
Onlar beyaz benimle yürümek zorundadır; onlar layık. 19185 They shine as sweet as simple doves Onlar gibi tatlı gibi basit güvercinler parlaklık 19186 They sit heavy on the soul Onlar ruhun ağır oturmak 19187 They stand like solitary ...
5
İngilizce-Türkçe çağdaş iş dünyası sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 419
419 HEAVY / adı. n / ağır. kaldınlması zor; sakil, büyüklüğüne göre ağır; (yağmur, rüzgâr, fırtına) şiddetli, kuvvetli; fazla; (kâr, ... kömür yakmak; to hang - on one's hands (zaman) geçmek bilmemek; to lie - on one's conscience yüreğine oturmak.
Ender Gürol, Ali Kılıçlıoğlu, 1994
GÜN AKŞAMA EVRİLİRKEN o geçen gün gelip de yanıma oturan yaşlı adamgirdi çayhanenin kapısından içeri. Görür görmez tanıdım onu. Ağır adımlarla banadoğru yürüyordu. Gelipde benim masama oturacak diyekalktım ayağa.
7
Langenscheidt Pocket Turkish Dictionary: Turkish-English, ... - Sayfa 530
vli. bat(ir)mak; agir agir inmek; ijokmek. ?ukurlas.mak; (uykuya) dalmak; (has- tfi) olumL- yakla§mak; (para) yalirrnak; ... v/i. otur(t)mak; konmak. tunemek; (meclis) toplan- mak; binmek;//'^. durmak, bulunmak; ~ down oturmak; ~ in katilmak; ...
8
Gelibolulu Mustafa ʻÂlı̂ ve mevâʻıdü'n-nefāis ... - Sayfa 201
Böyleleri toplum kurallarını bilmeyen kişiler olarak kabul edilirler560. ee) Bir Mecliste Oturma Adâbı Bir kişi devlet ... Zira, zarif kişilere göre, önce baş köşeye geçip oturmak, sonra da insanların saygıdeğerleri geldikçe ağır ağır kapı arkasına ...
Mustafa bin Ahmet Âlî, Mehmet Şeker, 1997
Dünyayı dolaşmış, başka ülkelerde işkovalamış biri için boş oturmak sıkıcıdır. Paraya ihtiyacım yok. Ama boş oturmak bir süre sonra ağır gelmeye başlamıştı. İşte o sırada, bizim şirketin patronlarından biri çağırdı, gittim ve beni üst başkanla ...
10
Oturma izni: öyküler - Sayfa 50
öyküler Yüksel Pazarkaya. birine. Sonra bir merdiven. Sanki hiç merdiven görmemiş yaşamı boyunca, hiç merdiven çıkmamış. Başlar bir tökezleme. Her adım ağır, her adım çelikten top. Birinci kata varılır. Aynı şaşkınlık, aynı kendinden uzaklık.
