10 ТУРЕЦЬКА КНИЖКИ ПОВ'ЯЗАНІ ІЗ «ANAFORA KAPTIRMAK»
Дізнайтеся про вживання
anafora kaptırmak з наступної бібліографічної підбірки. Книжки пов'язані зі словом
anafora kaptırmak та короткі уривки з них для забезпечення контексту його використання в турецька літературі.
1
Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 41
1. para vermeden, yolsuzlukla elde edilen kazanç, nesne - anafor mal için çukurcuma'ya gitmişti, eli boş döndü. 2. bir kimseden ya da bir yerden alınan para, haraç- anafora alışmış, iş yapmaz, öyle geçinir. anafora kaptırmak bkz. • anafora ...
2
Büyük lûgat ve ansiklopedi: ek - Sayfa 487
Bu köyler, Ege denizi kıyısında Suvla koyu da denilen Anaforla /ımam'ndan 8 km kadar içeride, tepelik bir alanda bulunur. ... Haraç: Biz onun anaforunu verdik. den yarımadanın Kilit noKtası oıan _ ÇES DEY Anafora kaptırmak, suyun veya ...
3
Türkçedeki yabancı sözcükler sözlüğü - Sayfa 34
4 mec. karmakarışık gidiş, sürükleniş. anafora kapılmak Yun. T. 1) bir burgaca yakalanıp sürüklenmek. 2) mec. elinde olmayarak bir işe sürüklenmek. anafora kaptırmak Yun. T. mec. herhangi bir şeyinin emeksiz, karşılıksız olarak alınmasına ...
4
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 38
Anafora kaptırmak: Emeksiz, karşılıksız vermek. Anafora konmak: Emek vermeden elde etmek. Bak. Beleşe konmak. Anafora vermek: Boşa gitmek; malım, parasını heba etmek, yitirmek. Anahtarı beline takmak: Evde yönetimi ele almak.
5
Sular Altında Bir Ülke:
Burada da canlı çiçekler, bitkiler vardır. Kendilerini anafora (girdaba) kaptırır, nazlı nazlı başsallarlar. Ama Hemen zehir birçoğunayaklaşmaya gelmez. vermeye başlarlar. Başka türlükorunamadıklarından böyle hareket etmeye mecburdurlar.
6
Malatya, 1830-1919: Adıyaman (Hısn-ı Mansur), Akçadağ, ... - Sayfa 92
Bütün o muazzam su kitlesi bu huniden, kaya parçalan üzerinden dik aşağı iniyor ve bu yüzden öyle büyük anaforlar ve ... Nihayet Allah bizi bir anafora kaptırarak kenara götürdü, orada birkaç düzine defa döndürdü durdu, fakat aklımızın ...
7
Lord Stratford Canning'ın Türkiye hatıraları - Sayfa 202
Onun başının altından çıkan bu belâ, zamanla öylesine çatallaştı ki, harbi ancak bir mucize önleyebilir. Bütün medeni âlem bu anafora kendini kaptıracak, korkarım. Elimden geleni yaptım, gidişi doğru bulduğu zamanlarda şahsî gayretimle, ...
Stanley Lane-Poole, Can Yücel,
1959
8
Türk parlamento tarihi: TBMM-IX. dönem, 1950-1954
Bu huyundan vaz geçsin; aksi takdirde, yüreğini kavuran ihtirası onu öyle bir anafora kaptırır ki, günün birinde, ayıldığı zaman kendisini, hiyanet demesek bile, kör bir cehaletin ortasında bulur. Bu sözlerimize istediği kadar kızabilir. Fakat ne ...
9
Moltke'nin Türkiye mektupları - Sayfa 249
Nihayet Allah bizi bir anafora kaptırarak kenara götürdü, orada birkaç düzine defa döndürdü durdu, fakat aklımızın birazcık başımıza gelmesine de müsaade etti. Artık kürekler olanca kuvvetle kullanılıyordu, fakat acaba kıyıya varabilecek miyiz, ...
Helmuth Graf von Moltke, Hayrullah Örs,
1969
10
Garipçiler: I. Yeniciler - Sayfa 65
Kendini anafora kaptırmış, kıyı kıyı giden saman çöpleri, karpuz kabukları mı? Suyun içinde beyaz beyaz açılıp kapanan, avuç içinde bir anda dağılıveren denizanaları mı?... Saymakla bitmiyor ki! ☆ Buraya da öyle, bir kara şehrinden, denize ...