10 ТУРЕЦЬКА КНИЖКИ ПОВ'ЯЗАНІ ІЗ «BELERMEK»
Дізнайтеся про вживання
belermek з наступної бібліографічної підбірки. Книжки пов'язані зі словом
belermek та короткі уривки з них для забезпечення контексту його використання в турецька літературі.
1
XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ... - Sayfa 489
XVII. 59) § Türkmen lisanında yokuş olan yere hep belen jlj derler. (Ev. XVII. 3, 48) § Revad [Fa.] : Yüksek yer belen İİIj gibi. (Nuh. Tuh. XVII. 51-1) § Püşte oij [Fa.] : Belen ve depecik. (Nuh. Tuh. XVII. 177-1) Yarma belerdi ucası bir yığın Sımsıkı ...
Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin,
1963
2
Her yönüyle Yahyalı - Sayfa 61
Saç örgüsü. belermek □ Heyecan karşısında gö• zün büyümesi, korkmak. belermek • □ Bir işten yılmak. belermek : Meyvelerin olgunlaşmaya başlaması. berk a □ Katı, sert. berkişmek • Sertleşmek. berkitmek □ □ Sıkılamak, sertleştirmek.
Veli Türkmenoğlu, Sami Köşker,
1992
3
Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 90
(Kam.) berekât: Bereket. berelmek, (belermek): (Göz) haddinden fazla açılmak ve açılıp kalmak. Hesap pusulasını görünce gözleri bereldi. Yemek boğazına durdu, gözü bereldi, § Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü berelir. (Gaz. Ata).
4
Bâleybelen Muhyî-i Gülşenî: ilk yapma dil - Sayfa 642
... dî- de-gâh) fengaçem: göz belermek (çahîden) fenge: gözlik Caynek): FEN- §E fenîd: Ijatun (uzligi ('anber- bâris; zereçk) fenîç: göz boncugi (bur- mug, muhre-i çeçm) fenkipem: göz kapmak fenmez: çigir gözi çiçegi (behâr) fenmig: 'aynu'1-hir ...
5
Langenscheidt Pocket Turkish Dictionary: Turkish-English, ... - Sayfa 47
-1/1. eloquence; 2. rhetoric. befah 1. troublesome, calamitous; 2. quarrelsome; 3. bully, pimp. Belcika /". n. Belgium. Belpikali Belgian. belde city, town. belediye municipality; ~ ba$kani mayor. belermek to stare (eyes), to be wide open. beles si.
6
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 260
... tü- remek, ucukmak. meydana çıkmak : belermek, pıyel- mek. meydana gelmek : buranmak, dürü- mek, palazımak, töremek. meydana getirme (düzgün bir şekilde -) : çırpı. meydana getirmek : kaşdarmak, yetirmek. meydanlık : ören. meydan ...
Belermek 34. Bassak 35. Bildir 36. Biyaz 37. Bisirgeç Hayvanlann ahinnda insanlann yatti- gi bir kose Yeni gelin ve lohusa kadinlann hayali korku ile hastalanmasi Çok büyük, iri yan Ne idügü belirsiz Yünü ip yapan iginin basi Çamasir Çivcili ...
8
Dili, deyimleri, mahallı̂ oyunları, manzum bilmeceleri, ve ... - Sayfa 4
BELERMEK : Yılmak. «Gözü belerdi : Gözü yıldı.» BENDEK : Sadece tarlası olup, çifti, öküzü olmuyan fakir çiftçi. BERDİ : Bataklıklarda yetişen kamışın yumuşağı, kurutularak yakacak olarak kullanılan susamsı sazlık otu. Tadı kıt olan hoşaf ve ...
9
Memleketin Develi - Sayfa 119
BEL BAĞI : Kuşak, kemer. BELDE : Pamuk fitil. Lâmba ve idare fitili. BELEMEK : 1. Bulamak. 2. Çocuğu kundağa sarmak. BELENMEK : Bir şeye bulanmak. BELİK : Saç örgüsü. BELERMEK: Yılmak. «Gözü belerdi». BELLEMEK: 1. Öğrenmek.
10
İmlâ kılavuzu - Sayfa 68
Belen belletici begenme belenmek belletmek begenmek belermek belli behemehal belertmek bembeyaz beher bele? bemol,-lü behey beleççi ben behimi beleççilik.-o'i bencil behre belge bencileyin beis,-e's belgeleme bencilik,-gi bej ...
Atatürk Kültür, Dil, ve Tarih Yüksek Kurumu (Turkey),
1988