10 ТУРЕЦЬКА КНИЖКИ ПОВ'ЯЗАНІ ІЗ «FENERI NEREDE SÖNDÜRDÜN»
Дізнайтеся про вживання
feneri nerede söndürdün з наступної бібліографічної підбірки. Книжки пов'язані зі словом
feneri nerede söndürdün та короткі уривки з них для забезпечення контексту його використання в турецька літературі.
1
Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ...
«İş senin bildiğin gibi değil. Fenaya saracağa benzer. » FENER ÇEKMEK : 1 — Elinde fener olduğu halde önden gidip başı çekmek. 2 — Bir kalabalığa önderlikte bulunmak. Kötü bir işte elebaşılık yapmak. FENERİ NEREDE SÖNDÜRDÜN?
Hamidoğlu Fethi Gözler, 1975
2
Bir zamanlar Antalya: tarih, gözlem ve anılar : yakın ... - 2. cilt - Sayfa 187
'Feneri söndürmek' deyimi Gelin, isterseniz, Antalya'da Tevfik Işık'tan birkaç yıl öncesine, yani Antalya'da henüz elektriğin olmadığı günlere dönelim: Antalya'da ... Aileden birisi geceleyin eve geç geldiği zaman, 'Feneri nerede söndürdün?
3
Dört güzeller: toprak, su, hava, ateş - Sayfa 328
Mehmet Akif'in "Seyfi Baba" manzumesinde anlattığı türden "Sopa bir elde, kırık camlı fener bir elde / Boşanan yağmur iliklerde, çamur ta ... Şimdi dilimizdeki çok geç veya sabaha karşı eve gelenler için kullanılan "Feneri nerede söndürdün?
4
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 152
Feneri nerede söndürdün? (Geç gelenlere şaka olarak söylenir.) Niçin bu kadar geciktin? Bütün gece yoktun, nerede sabahladın? Fenersiz yakalamak: 1) Hazırlıksız yakalamak. Beklenmedik bir zamanda istenmeyen bir durumda yakalamak.
Seni bekliyordum, dedi, feneri nerede söndürdün? — Heyhât, zavallı, diye kabardım, fener söndürmedim. Bilâkis hezaran es bi eydi hisad hezaran eşiaa-yı hürriyet ikâd ettim. — Ne yaptm, ne yaptın? — Söylediğimi anlamadın mı? — Yoook.
6
Toplum ve edebiyat: deneme--eleştiri - Sayfa 76
semiştir. Şu öykü, Türklerle Osmanlıca konuşmanın tutarsızlığını ortaya koymaktadır: «— Seni bekliyordum, -dedi-, feneri nerede söndürdün? — Heyhat, zavallı, -diye kabardım-, fener söndürmedim. Bilâkis hezaran es bi eydi hisad hezaran ...
7
Türkçenin nakısları: atasözleri, deyimler, tekerlemeler, ... - Sayfa 266
Pek çok hayat mâcerâsı yaşamak, iyi veya kötü günlerin tadını tatmış olmak. Tecrübeler kazanmak. Fellik fellik aramak (kaçmak). Telâş ve heyecanla koşuşturarak her tarafı aramak (saklanmaya çalışmak). Feneri nerede söndürdün. Niye bu ...
Kâzım Yetiş, Sâmiha Ayverdi, 1993
8
Silinmiş alkışlar içinde: Mücap Ofluoğlu kitabı - Sayfa 63
Ben de onu ve salondakileri selamlarken Galip Arcan, "Feneri nerede söndürdün Nedim" demez mi?.. Allahtan imdadıma Sami Ayanoğlu yetişti. "Galip Beyci- ğim, gece feneri Nedim'le birlikte söndürdük. Vapuru kaçırdı herhalde" derken, ...
Mücap Ofluoğlu, Nuri Dikeç, 2008
9
Nezihe Muhiddin: bütün eserleri - 2. cilt - Sayfa 314
Genç çırak sırıtarak beni karşıladı: "Feneri nerede söndürdün?" diye bir de şaka yaptı. Hemen ciddiyetimi takınarak bana teklifsizce elini uzatan aptal suratlı çırağın tombul yanağına bir tokat aşk ettim. Aklı başına geldi. O, uslu uslu ısmarladığım ...
Nezihe Muhittin, Yaprak Zihnioğlu, 2006
10
Türk Dil Kurumu yayınları: TDK tanıtma yayınları. Dil ...
Şu öykü, Türklerle Osmanlıca konuşmanın tutarsızlığını ortaya koymaktadır: — Seni bekliyordum, -dedi-, feneri nerede söndürdün? — Heyhat, zavallı, -diye kabardım-, fener söndürmedim. Bilâkis he- zaran es bi eydi hisad hezaran eşi'a-i ...