与 «BAHANE ETMEK»相关的土耳其语书籍
在以下的参考文献中发现
bahane etmek的用法。与
bahane etmek相关的书籍以及同一来源的简短摘要提供其在 土耳其语文献中的使用情境。
1
Türk dillerinde sontakılar - Sayfa 405
260. sıltân Aslen Moğolca şilta- "sebep olmak; -miş gibi davranmak, gibi yapmak, bahane bulmak" (MED: 707) ... Türk dil ve lehçelerinde de rastlanmaktadır Kıp. şılta- "bahane bulmak" (EZ: 9b/2) Tat. sılta- (cburra-) "bahane etmek; atıf yapmak, ...
Yong-Sōng Li, Mehmet Ölmez, 2004
2
Peygamberliğe Yapılan İtirazlar:
Bazılarıdabunu bahane etmek istemişler. Bir deHuveytıb ibni Abdü'lUzzâ'nınkölesi Abisâ kitaplara sahipmiş, Müslüman olunca müşrikler: “İşte Muhammed'e bu öğretiyormuş.” demeye kalkışmışlar. Bir de Selmânı Fârisî'den bahsedilmiştir.
3
Asrın Getirdiği Tereddütler-4:
Tadili erkân:Namazı; rükunlerini, şartlarınıyerine getirerekeda etme,gerektiği gibi kılma. Fukahâ: Fıkıh âlimleri. Serrişte etmek: Bahane etmek, dile dolamak. Tecrim etmek: Suçlu bulmak, suçlamak. Usare: Sıkılan meyveden çıkansu,özsu.
4
Deyimler Sözlüğü: Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi
Kıskanmak. gabat gelmek: Rastlamak, karşılaşmak. gabır–gubur etmek: Hırlayarak saldırmak,hırıltılı sesçıkararak saldırmak ... etmek: Birişi yapmaktan kaçınmak, yapmak istememek, bir şeyi yapmamak içinbahane aramak, bahane uydurmak.
Mehmet Kara, Mehmet Nebioğlu, Cihan Dinar, 2014
5
KARAKTER VE DAVRANIŞLARDA DİKKAT EDİLECEKLER: Çocuklara ...
“Etrafımızdaki, ibadet ettiği halde İslam'a uygun davranışları olmayan kişilerin hatalarını, ibadetlerimizi yapmamaya bahane kabul etmek”; Bundan dolayı; “Namaz kılmasam da ben iyi bir insanım, kimsenin malında namusumda gözüm yok, ...
Sanki şakacı bir rüzgâr, bittiğinde güzel görünecek bir pazıl bulmacasına üfleyerek darmadağın etmiş bütün parçaları sağa ... Onu bu şirkette kalıcı hale getirmek için eskiden olduğu gibi Osman beyin sağlık sorunlarını bahane etmek yeterli ...
7
Kur'an-ı Kerim Tefsiri: Hak Dini Kur-an Dili
Bir de Cebrâ ile Yesâra adlarında iki Rum, Mekke'de kılıç yaparlar, aynı zamanda Tevrat ve İncil okurlarmış, Hz. Peygamber arasıra bunlara uğrar, okuduklarına rast gelirse dinlermiş. Bazıları da bunu bahane etmek istemişler. Bir de Huveytıb ...
Elmalılı Hamdi Yazır, 2015
8
Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 358
El terpetmek a - İşi geciktirmemek için acele etmek, daha seri çalışmaya başlamak, b • Vurmak için hazırlık yapmak, vurmak istemek, ... El yeri Başvurmak, müracaat etmek, sonradan meseleye dönmek, yeniden konuşmak için vasıta, bahane.
9
Aldatmaya Gittim Dönücem: - Sayfa 107
bahane etmek yerine, kendi sorumluluğumu kendi ellerime almayı seçmiştim. Ben izin vermediğim sürece kimse beni incitemezdi. Bu olaydan aldığım dersi, hayatımın merkezine yerleştirdim. Kendi kişisel kararlarımda, kariyerimde, sosyal ve ...
10
Türkiyat mecmuası - 17. cilt - Sayfa 241
Osm. şıltak ( ) "ihtilâf, bahane ; münakaşa, münazara" ( Kadı Burhâneddin Divânı, Bürhân-ı Kât? Tercümesi : TTS, II, ... Kırg. şıltak, şıltoo "bahane, özür, sebep, münâsebet" (Yudakhin, 919); Çag. şalla- "bahane etmek, özür bulmak" (Wb., IV, ...
Mehmet Fuat Köprülü, Reşit Rahmeti Arat, 1972
