与 «IMTIZAÇSIZ»相关的土耳其语书籍
在以下的参考文献中发现
imtizaçsız的用法。与
imtizaçsız相关的书籍以及同一来源的简短摘要提供其在 土耳其语文献中的使用情境。
1
Cennetten Bir Köşe Aile:
Yuvanınhuzursuz, annebabanın imtizaçsız olduğuailelerde neşeteden çocukların durumu ise yürekler acısıdır. Aile içi kavganın ortasında kalan çocuklar maddimanevi büyük kayıplara uğrarlar. Butürailelerde yetişençocuklar gereken terbiyeyi ...
2
Tevfik Fikret: hayatı, şahsiyeti ve eserleri - Sayfa 25
Pek çoklarımızın yaptığı gibi bir mesele hakkında Auguste Compte'un, bir diğer mesele hakkında Herbert Spencer'in, bir üçüncü mesele hakkında Shiller'in reyini kabul ederek imtizaçsız bir mecmua-i nazariyat, beynelmilel bir meşher-i efkâr ...
İsmail Hikmet Ertaylan, 1963
3
Ṣair Eṣref: hayati, hatirlari, ṣiirleri - Sayfa 50
... sırasında başlıca üç mcziyyeti nazar-i hürmeti celb eder. Tssm. bir istikamet, namuslulara hürmet, namussuzlara husûmet. Yalnız hecviyelerüni görerılerce imtizaçsjz, mücâdeleye mâıl kimselerden addedebilecek görerılerce imtizaçsız, ...
4
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 408
... boyasız papatyasız muhafazasız kazasız eczasız cezasız hafızasız arızasız imzasız kozasız dolambaçsız ağaçsız tıkaçsız ilâçsız amaçsız yırtmaçsız araçsız saçsız taçsız mizaçsız imtizaçsız inançsız kazançsız hınçsız harçsız borçsuz harçsız ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz, 2004
5
İttihat ve Terakki'nin son günleri: suikastlar entrikalar - Sayfa 129
mazisi sert, asabi, hatta imtizaçsız hareketlerle geçen Canbulat Bey, son günlerde İttihat ve Terakki içinde Kara Kemal Bey'in bütün hareketlerine şiddetle itiraz edenlerin en önünde bulunuyordu. Bahusus Canbulat Bey'in, Meşrutiyetin ...
Mustafa Ragıp Esatlı, İsmail Dervişoğlu, 2007
6
Fransızca-türkçe: resimli büyük dil kılavuzu ... - Sayfa 685
InCOherent.e adj. irtibatı olmıyan, dağınık : assemblage incoherent = dağınık bir içtima. Fig. İmtizaçsız, münasebetsiz : mots incoherents = münasebetsiz kelimeler. InCOheslOn (ko-e-sion) n.f. İrtibatsızlık, ittihatsızlık. Ant. Cohesion. Incolore adj.
Reşat Nuri Güntekin, Ali Süha Delilbaşı, Nurullah Ataç, 1935
7
Yeni Türk lûgati - Sayfa 212
Yaşamak için bir nevi badem. Sakız lâzım olan şey, nafaka, ma badeuni. aş, maişet. Birlikte yaşayış, geçinme, muaşeret. Dirliksiz [s] Muaşereti müşkül, imtizaçsız. Dirsek [s] Bilek ile omuz arasında kolun kemiklerinin birleştiği yerdeki büküm.
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
8
Abdülhak Hâmid'in mektupları - 1. cilt - Sayfa 410
Zira İsmail Bey'in imtizaçsız bir zat olduğunu Tahran'dan bilirim. Beyefendimizin Osman Bey'le beraber gittiklerini biraderimden işitmiştim. Haleb'i anladık ama Bağdat'a gitmek işi nereden çıktı? İnşallah encamı hayırlıdır. Hemen Cenab-ı Hak ...
Abdülhak Hâmit, İnci Enginün, 1995
9
Bir deli kizin hâtira defteri - Sayfa 166
Gördüm. Fakat renkler o kadar imtizaçsız, o kadar silikti ki.. İffet Melih, ressamı methediyordu: — Hanımefendi! Ressam Turgut Nevzat Avrupadan yeni geldi. Pariste yaptığı tablolar çok tutulmuştur. O bilhassa renklere çok itina eden istikbali ...
İskender F Sertelli, 1943
10
Guguklu saat - Sayfa 144
... Beyoğlunun sekiz katlı sakil taş apartmanlarile yanyana gelmiş basık, ahşap, aşı boyalı evlerin imtizaçsız görünüşlerine şaşarak, hulâsa hiçten şeylerle avunup oyalanarak uzun uzun gezdim, yoruldum, bir çok acıdım, iğrendim, duruldum.
