与 «KOÇUŞMAK»相关的土耳其语书籍
在以下的参考文献中发现
koçuşmak的用法。与
koçuşmak相关的书籍以及同一来源的简短摘要提供其在 土耳其语文献中的使用情境。
1
XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ...
(Ferec. XV. 107) § Ol küstah heman ağaca urûc edip laklak yuvası olduğu şâha sarmaştı ^soi-jL* . (Mevahib. XVI. 198) § Muâneşe *iîU« \Ari\ : Sarmaşmak &J-s* ve koçuşmak. (Bab. XVI. 2, 317) § I'tinak Jb^l [Ar.] : Birbirinin kollarını boynuna ...
Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin,
1971
2
Mevlânâ dîvân-ı kebîr - 5. cilt - Sayfa 347
Sen nazlanırsın, sevgilin de nazlanır; naz iki oldu mu ayrılık meydana çıkar. Fakat yalvarır yakarırsan bu yalvarıp yakarmadan yüzlerce buluşmak, yüzlerce koçuşmak belirir. Nazdan, koca bir il dar gelir de gönüle, Irak yolculuğu sevdası düşer.
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Abdülbâki Gölpınarlı,
2007
3
Hatırla Barbara - Sayfa 136
Onların âdetlerinde örtünmek olmaz, belki öpüşmek, koçuşmak fahrlarıdır. Oynayıp dinlemeli olunca yabancı erkeklerin dizlerinde otururlardı, boyun kulak açık. Aralarında bir gayet mahbubeye merhumun taalluku olmuştu. Cem Sultan'ın ...
4
Uluğ Bey ve Çevresi Uluslararası Sempozyumu bildirileri: ... - Sayfa 139
quot;, doğrudan "buluşmak"; "birleşmek, bira- raya gelmek, biri birini bulmak"; "koçuşmak" yani kucaklaşmak ve "öpüşmek" kelimelerinin de Farsçada karşılıklarının olmadığı, bu hareketlere kaynak olan duyguların Türklerde ...
5
Ali Şir Nevaî: hazılayan Agâh Sırrı Levend - 2. cilt - Sayfa 239
Kiyürmek = geçirmek, sokmak. Kiz — keçe. Koçuşmak = kucaklaşmak. Kolan = yabani at, eşek, davar. Koldamak = t lini tutmak, yardımcı olmak. Kolmak = özür dilemek, nikâhla kız isteyip almak. Konğarmak, kongarmak = yerinden kımıldatmak, ...
... belki öpüşmek, kocuşmak (kucaklaşmak) fahrlarıdır (öğünmeleridir, sevinçleridir). Oynayup dinlenmelü olıcak yâd erleriın dizlerinde otururlardı. Boyun, kulak açık."263 Nis şehri yeşillikler ve güzellikler içinde bahçeleri, geniş sokakları, güzel ...
7
Evliyâ Çelebi ve Seyahatname - Sayfa 1
kmak, karavaş, karavul, karıkmak, kart, katı, kend, kendü, keneş, kımız, koç, koçuşmak, kolçak, konşuluk, kopmak, koşun 1., koşuntu, koyak I, kum, küfek 1., küle.k, meral(maral), muştuluk 1., nicel., öç etmek, ödünü sıdurmak, ötmek, ...
Nuran Tezcan, Kadir Atlansoy,
2002
8
Divanü lûgat-it-Türk tercemesi - 2. cilt - Sayfa 92
J\L£r koçuşdı: " ^,-*-^-İ<liA> J' ol mening birle ko- çuşdı = o, benimle kucaklaştı", (-jjLJ- <3 U-M" koçuşur - koçuşmak) . [+] Bay Kilisli basma nüshada^ (*J«--J*--^,ı>,J»-^ ^JJujUUj cümlesini iyice anlıyamamış. Yaptığı tercümede de bunu an- ...
Maḥmūd Kāshgarī, Besim Atalay,
1985
9
Divan-i kebir - 5. cilt - Sayfa 276
Fakat yalvarır-yakarırsan bu yalvarıp yakarmadan yüzlerce buluşmak, yüzlerce koçuşmak belirir. Nazdan, koca bir il, dar gelir de gönüle, Irak yolculuğu sevdası düşer. Ululanmanın kanını dökmezsen kan coşar, boğar-gider seni. 3240. Yürü ...
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Abdülbâki Gölpınarlı
10
Türk dilinde fiiller: en eski Türkçeden çağdaş Türk ... - Sayfa 136
... dert-le-s- "dertlesmek" 3. tçdeç füllen 8aP- * gapis- < gap-i-s- "kapismak" did- did-i-s- "didismek" gey- geyis- < gey-i-s- "giyismek" gos- goçus- < gos-u-s- "koçusmak" gaç- gaçiç- < gaç-i-s- "kaçismak" söyle- söyles- < söyle-ç- "söylesmek" 8.
Necmettin Hacıeminoğlu,
1991