与 «PARILDATMAK»相关的土耳其语书籍
在以下的参考文献中发现
parıldatmak的用法。与
parıldatmak相关的书籍以及同一来源的简短摘要提供其在 土耳其语文献中的使用情境。
1
Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 74
Aynalamag f. 1 - Aynalamak, ayna takmak.// Parıldatmak, cilalamak. 2 - Cam takmak. Aynalatmağ f. 1 - esk. Hançer vs. silahlara cila vurdurmak, parıldatmak. 2 - Cam taktırmak. Aynalı' sıf. 1 - Aynası, camı olan. <2 - Pencereli, penceresi olan.
2
Kralsz Diyar - Sayfa 107
... için kalkacak olan Uyuyan Kral'ı uyandırmak için ne gerekiyorsa yapılmalı." "Ahh, boynuzlarla oklan emi!" diyerek tiksintiyle patladı Hawkril. "Efsaneden başka bir şey değil bu, çocukların gözlerini parıldatmak için uydurulmuş bir masal.
Ed Greenwood, Savaş Kılıç, Nüvit Bingöl,
2004
3
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 551
Parlatma, Işılatmak j parlatmak, parıldatma, parıldatmak. [Faire lııiı e, faire briller-} Işıldama I </□ m.) Panldama, Işıldamak I parıldamak, parıl pard olmı, olmak, göz kamaştırma, kamaştırmak. [Briller, luire; elinceler / Işıl ışıl f.) Gözleri kamaştıran ...
4
On birinci yüzyıl Türk şiiri - Sayfa 262
ım XXXIX, 6 y.-ın XXVIII, 14 yaş- gizlenmek, pusuya yatmak y.-ar XIII, 4 y.-ıp LXXXI, 4 yaşar- yeşermek y.-dı XLI, 45 yaşıl yeşil XLI, 42; XCI, 5 yaşın şimşek XLI, 9 yaşna- şimşek çakmak y.-dı XLI, 9 yaşnat- parıldatmak y. XVIII, 1 yaşur- gizlemek y.
Talât Tekin, Maḥmūd Kāshgarī,
1989
5
Yabancılar için Türkçe dilbilgisi - Sayfa 267
... boyamak — > boyatmak aramak — > aratmak dinlemek — > dinletmek beklemek — > bekletmek ödemek — > ödetmek -t eki ettirgen çatı kurarken bazen -da ekiyle kalıplaşmış olarak kullanılır: kımıldatmak, parıldatmak, takırdatmak... gibi.
6
İsmet Özel: şiire damıtılmış hayat - Sayfa 272
8) Hayata eklemlenmek yerine ona kendi 'çağıltı'sını getirmek isteyen ben'in söz konusu olan bu istemi, 'deniz', 'açık renk', 'sabah' ve 'parıldatmak' kelimelerinin imgesel açılımı etrafında okunduğunda işaret edilmek istenen dünyanın sınırları ...
7
Yeni Türk lûgati - Sayfa 458
Işılatımak [f] Parlat - mak, parıldatmak. Işıldamak [f] Parılda mak, parıl parıl olmak, göz kamaştırmak. Işıl ışıl [h] Parıltıyı, gözleri kamaştırarak bak mağl tasvir eder. Jambon Jeneral sabahlayın çiçeklerin üzerinde görülen su damlacıkları. .Dambon ...
İbrahim Alâettin Gövsa,
1930
8
Maneviyat dünyamızda iz bırakanlar - Sayfa 82
O kapkaranlık günlerde bile gördüğü ışığı daha da parıldatmak üzere çalışmalar yapar. İngilizlere hitaben, gazetelerde çok ağır ifadeli yazılar yazar. «Tükürün İngiliz lâininin hayasız yüzüne» diye yazan Bediüzzaman için İşgal kuvvetlerince ...
9
Ata Atacanov'un şiirleri - 2. cilt - Sayfa 964
-dı, 274 yaldırak: Ağustos ayında yazla güzün arasında doğan parlak yıldız. y.,68 yaldıraş-: Birlikte parıldamak, parıldatmak. y. -ıp, 456 yalın: 1 . Alev. 2. Ateş. y. , 48, 158, 198, 218, 224, 242, 380, 384, 428, 546, 628, 668, 674. 734 y. -a, 158 y.
10
Yunus Emre dı̂vânı: bütün şiirler - Sayfa 293
... geliser "gelecek" kılısar "kılacak" ). ısı, isi : sahib. ısmarlamak : tevdî etmek, emânet etmek. ıssı : sıcak; sıcaklık, hararet. ışıtmak : aydınlatmak, parıldatmak. ışk (a) : aşk, candan sevme, sevgi. ışmar : işâret. -I- •□ i : ey. İbrahim Edhem (öl. 777/8) ...
Yunus Emre, Faruk Kadri Timurtaş,
1980