WHAT DOES ALÇALTI MEAN IN TURKISH?
Click to
see the original definition of «alçaltı» in the Turkish dictionary.
Click to
see the automatic translation of the definition in English.
Definition of alçaltı in the Turkish dictionary
humiliation, humiliation, insecurity. alçaltı Küçük düşürme, hor görme, zillet.
Click to
see the original definition of «alçaltı» in the Turkish dictionary.
Click to
see the automatic translation of the definition in English.
10 TURKISH BOOKS RELATING TO «ALÇALTI»
Discover the use of
alçaltı in the following bibliographical selection. Books relating to
alçaltı and brief extracts from same to provide context of its use in Turkish literature.
Ulu, mutlak, hata yapmaz görünen babası, savaş alanından kaçmış, amcaları ise yakalanarak Türkmen tutsakların arasına üzüntü ve alçaltı zincirleriyle katılmıştı. Mehmet Bey, o zamanlar çocuktu... Amcaları azap çekmeleri için Konya içindeki ...
2
Modern devlet ve polis: Osmanlı'dan Cumhuriyet'e toplumsal ...
İngiliz polisi 1837'de şunları söylemektedir: "Tembellik ve sarhoşluğun, bir işçi ya da dükkan sahibinin kişisel ekonomisi üzerinde tümüyle yıkıcı etkisi olurken, zenginler için -bütün alçaltı- cılığına rağmen- göreli olarak zararsızdır. Bu ilke ...
3
Uc̣an daireler - Sayfa 46
Hiç olmazsa ismi ona uysaymış... işi kolaymış ama alçaltı- cıymış. Etrafındaki insanlarla kendini karşılaştırınca yüreği sızlıyormuş, içinde birşeyler erir gibi, kopar gibi oluyormuş. Çirkin ve esrnermiş. Bazan bütün güzel kadınların kendisine alaylı ...
Şimdi izin verirsen...” Strathmore sesini alçaltı. Sistem güvenlik görevlisi anlamıştı. Zamanı dolmuştu. “Bir tanı programıymış, hadi be oradan!” Chartrukian sistem güvenlik laboratuvarına geri dönerken öfkeyle homurdanıyordu. “Ne tür bir döngü ...
5
Osmanlıca-Türkçe yeni lûgat: islamî-ilmî-edebî-felsefî - Sayfa 522
tL: Zelil eden, zelil kılan, alçaltı», hakirleştlren. J->* MÜZEMMİL: Elbise İçine sarman, örtünen, sargılanmış. j^y MÜZEVVEB: Uydurulmuş, düzme. Fitne, dedikodu. jj^y Muzevvir: Yalancı, dolandırıcı, arabozucu. jy MÜZEYYEN: Bezenip ...
6
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 51
2 mec. insana yakışmayacak davranışlarda bulunmak. alçaltı a. 1 küçük düşürme, hor görme, aşağı sayma, aşağılama. 2 küçük düşürülme, hor görülme, aşağüanma. ör. Bu alçaltıya gereken karşılığı vermelisin. alçalfacı s. küçük düşürücü, ...
7
Resimli-motifli Türk edebiyatı tarihi - 1. cilt - Sayfa 96
Zira yüzyıllar boyu, ezilenler ve sömürülenler, alçaltı lanlar ve saldırıya uğrayanlar, dinsel düşünce yoluyla, gerçek bir kardeşler sitesi rüyasını getirmişlerdir. İslâm kültürünün çağımızın hümanizmasına, sosyalist hümanizmaya katkısı problemi, ...
Seyit Kemal Karaalioğlu, 1973
... beni; hallerimi soruyorsun; zâti de bilirsin ne haldeyim... Sen yürüyen bir selvisin; söz, bir yeldir sana; ben söylerim, sen de şaşkın-şaşkın baş sallar-durursun. 247 Kendi dileğini yüceltmemek gerek; sense sevdiğin kişiyi alçaltı- yorsun... 226.
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Abdülbâki Gölpınarlı, 1964
9
Sırrı fâş eylemek: Alevî modernleşmesi - Sayfa 41
Merkez inanç alanı dışındaki unsurların zaman zaman alçaltı- cı olarak da tanımlanabilecek bir yargı eşliğinde değerlendirmeye açık olması, daha baştan Alevîliğin nasıl okunması gerektiği konusunda olması zorunlu genel güveni sarsan bir ...
10
İslâm dini tarihi: hazret-i Muhammed'in doğumundan ölümüne ...
"Ya Ebû Tâlib, kardeşinin oğlu bizim dinimizi kötülüyor, putlarımızı alçaltı- yor, babalarımızın dalâlette kaldıklarını söylüyor; ya onu bize taarruz etmekten men et, yahut onunla bizim aramızdan çekil." dediler. Ebû Talib onları tatlı sözlerle baştan ...
Yusuf Ziya Yörükân, Türkân Turgut, 2006
