Meaning of "kabuğunu çatlatmak" in the Turkish dictionary

PRONUNCIATION OF KABUĞUNU ÇATLATMAK IN TURKISH

kabuğunu çatlatmak

WHAT DOES KABUĞUNU ÇATLATMAK MEAN IN TURKISH?

Definition of kabuğunu çatlatmak in the Turkish dictionary

cracking the shell to get rid of the power, the negative or the worse in which it is located.

TRANSLATION OF KABUĞUNU ÇATLATMAK

Find out the translation of kabuğunu çatlatmak to 25 languages with our Turkish multilingual translator.

The translations of kabuğunu çatlatmak from Turkish to other languages presented in this section have been obtained through automatic statistical translation; where the essential translation unit is the word «kabuğunu çatlatmak» in Turkish.

• Translator Turkish - Chinese: 要敲碎蛋壳
• Translator Turkish - Spanish: Para romper la cáscara
• Translator Turkish - English: To crack the shell
• Translator Turkish - Hindi: खोल दरार
• Translator Turkish - Arabic: ل كسر شوكة
• Translator Turkish - Russian: Чтобы взломать оболочку
• Translator Turkish - Portuguese: Para quebrar a casca
• Translator Turkish - Bengali: শেল ফাটল
• Translator Turkish - French: Pour casser la coquille
• Translator Turkish - Malay: Crack the shell
• Translator Turkish - German: um die Schale zu knacken
• Translator Turkish - Japanese: シェルをクラックします
• Translator Turkish - Korean: 쉘 균열
• Translator Turkish - Javanese: Kanggo kokain Nihan
• Translator Turkish - Vietnamese: Để crack vỏ
• Translator Turkish - Tamil: ஷெல் சிதைப்பதற்கு
• Translator Turkish - Marathi: शेल उमलणे
• Turkish: kabuğunu çatlatmak
• Translator Turkish - Italian: Per rompere il guscio
• Translator Turkish - Polish: Aby złamać powłoki
• Translator Turkish - Ukrainian: Щоб зламати оболонку
• Translator Turkish - Romanian: pentru a sparge shell
• Translator Turkish - Greek: Για να σπάσει το κέλυφος
• Translator Turkish - Afrikaans: om die dop kraak
• Translator Turkish - Swedish: att knäcka skalet
• Translator Turkish - Norwegian: å knekke skallet

10 TURKISH BOOKS RELATING TO «KABUĞUNU ÇATLATMAK»

Discover the use of kabuğunu çatlatmak in the following bibliographical selection. Books relating to kabuğunu çatlatmak and brief extracts from same to provide context of its use in Turkish literature.

Nesriyatindan - 89. cilt - Sayfa 30

layıp bir bütün ve homogen kütle haline sokarak defibrörün çalışmasını kolaylaştırır. b) Kamışın kabuğunu çatlatmak ve dolayısile de ezilmesini ve Usaresinin akmasını kolaylaştırmak suretile değirmenlerin daha çok üsare çıkarmasını sağlar.

Türkiye Şeker Fabrikaları, 1968

Günümüzde Karaman ve Hazar Türkleri - Sayfa 38

Pontus davasının milli örtüsünü kaldırmak için Anadolu'nun sosyokültürel ve tarihi gelişiminin kabuğunu çatlatmak gerekmektedir. Bu nedenle, Karadeniz, Balkanlar, Doğu ve Güneydoğu gibi ülkemizin hemen her yöresinde ortaya çıkan ...

Orhan Türkdoğan, 2009

Etnik sosyoloji: Türk etnik sosyolojisi - Sayfa 216

Pontos davasının millî örtüsünü kaldırmak için Anadolu'nun sos- yo-kültürel ve tarihi gelişiminin kabuğunu çatlatmak gerekmektedir. Bu nedenle, Karadeniz, Balkanlar, Doğu ve Güneydoğu gibi ülkemizin hemen her yöresinde ortaya çıkan ...

Orhan Türkdoğan, 1997

Bunalım ve devlet - 1. cilt - Sayfa 324

Dağılan toplumu bütünleştirmek, toplumu tutulduğu hastalıktan kurtarmak ve çaresizlik kabuğunu çatlatmak gerekiyordu. Aksi halde ortaya çıkan boşluklardan, umutsuzluktan (pesimizm) terörizmin yararlanması doğaldı. Öyle bir yere gelindi ki, ...

Selahattin Babüroğlu, 1984

Türk resmi ve eleştirisi: 1880-1950 - Sayfa 119

Zaim'in epistemolojik düzeyde bilinçsizliği, ontolojik düzeyde Türk aydınının yıllarca çalışarak kabuğunu çatlatmak için uğraştığı geleneksel, kalıpçı dünya görüşünü sergilediği söylenebilir. 1940-50 arasındaki on yıl, milli kültür ideolojisinin ...

İpek Duben, 2007

Aşk-ı Sükûn:

Bu damlacıklar kalp kabuğunu çatlatmış, içindeki âdem olma nüvesini ortaya çıkartmış, rahmete kavuşturmuştu. Rahmete rahmet damlasıolan hayattaki sıkıntılar ulaştırıyordu insanı.Bizi rahmete ulaştıranhayatdemlerini hatırlayıp, şükrettim.

Nuriye Çeleğen, 2011

Peygamberin Kardeşleri:

Doğrusu, okuduğumuz bahsin bu noktada bizeçokfazla yardımcı olduğu söylenemezdi. Risale'nin şefkatli müellifi, kemal ve kibriya bahsinde birçetin cevizin sert kabuğunu çatlatmış, ceviziaçıp meyvesiniyemeyi isebizim gayretimizebırakmıştı.

Metin Karabaşoğlu, 2009

Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 162

Kabuğunun ağzı açık (fıstık). Ç ıtlak fıstık. 2. Hafifçe çatlamış (cam, tabak). çıtlamak: 1. Fıstık gibi şeylerin kabuğunun ağzı açılmak. 2. Hafifçe çatlamak. Düşmüş, kol kemiği çıtlamış. ... Hafifçe çatlatmak. 3. Söylenecek şeyi tam söylemeyip azıcık ...

Ömer Asım Aksoy, 1946

Küçük Mingo'nun Hikayesi:

Oturmuş ve yumurtaları çatlatarak yemeye başlamış. Kabukları da suya atmış, böylece Hint timsahı kimsenin yumurtalarını yediğini göremeyecekmiş. Ama firavunfaresi hem dikkatsiz olduğundan bir yumurta kabuğunu kenarda unutmuş hem ...

Helen Bannerman, ‎Anıl Özbek, 2012

Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü:

İnsanı çatlatacak kadar sıkıcı bir öğleden sonraydı. Eddie'yle Eliza ... Derken beni cambir kavanozdadeniz kabuğu koleksiyonumun olduğu banyoya tekrar sürüklemiş veminik birkabuğun içindeki aynı sarmala dikkatimi çekmişti. Onusaçına ...

Aimee Bender, 2014