QUÉ SIGNIFICA AÇ BÎILÂÇ EN TURCO
Pulsa para
ver la definición original de «aç bîilâç» en el diccionario turco.
Pulsa para
ver la traducción automática de la definición en español.
definición de aç bîilâç en el diccionario turco
hambriento constantemente hambriento y descuidado. Está constantemente abierto y libre de mantenimiento. aç bîilâç Sürekli olarak aç ve bakımsız. / Sürekli olarak aç ve bakımsız.
Pulsa para
ver la definición original de «aç bîilâç» en el diccionario turco.
Pulsa para
ver la traducción automática de la definición en español.
10 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «AÇ BÎILÂÇ»
Descubre el uso de
aç bîilâç en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con
aç bîilâç y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.
1
Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 44
aç alavan (DS-I) Aç açına, açken. Aç alavan çapa vurulmaz. aç biilaç/ bilaç Aç, bakımsız ve güçsüz bir durumda. Tabut gibi bir odada yatıp kalkarak aç biilaç yaşadım. (İş Bankası Yayınları, Adalet Ağaoğlu Kitabı, s. 1 64) Gelinim, torunlarım aç ...
K›rktan sonra ifl iflten geç- Bernard Shaw, yafl›n› aç›kça söyleyen bir kad›ndan korkulmas› gerekti¤ini; çünkü bu- nu aç›klayan bir kad›n›n ... E¤er çal›fl›rsak, do¤ru dürüst e¤itim görürsek, aç biilaç ortalarda kalmayaca¤›m›z› bili- yorduk.
3
IHLAMUR 21: Ihlamur Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
Bu tartı sırasında, örneğin: Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehirde, Kristiania'da aç biilaç sürtüyordum o günlerde. // Tavan arasında uyanık yatıyordum, alt katta bir saatin altıyı vurduğunu duydum. (Knut Hamsun ...
Mehmet Akif Ertaş • Filiz Göğer • Uğur Biryol • Ahmet Mülksüz Taylan • Nuri Demirci • Onur Belge • Hilmi Haşal • Emrah Serbest • H. Kabil Eğridere Kaan Gündoğdu • İbrahim Halil Fincan • Öztekin Düzgün • Ezgi Fatma Açıkgöz • Zehra Serra Hacer Baş • Yağmur Kuzu • Hakan Keleş • Volkan Özaltın • Serkan Demi Levent Suberk • Tan Doğan • Raşit Ulaş Çetin, 2014
4
Çitlembik 7 - Her gün Yeniden Doğmak:
Yüz binin üzerinde kayıpve bir o kadar da insan evsiz barksız, aç bîilaç kaldı. Dünyanın birköşesindeki inanankardeşleri melul mahsun kalmışken, diğer yerlerdeki bilinçli müslümanların serazatbir bayramgeçirmeleri beklenemezdi. Bu şuurla ...
Bununiçinmillet işleri sadece dilde kalır,saray dışındakiler aç biilaç,zelil bir hayat sürerlerdi. Halk saraya içki yetiştirebilmek, saray kadınlarına ziynet olabilmek için çalışır olmuştu. Kazandıklarınınhemen hepsini Tekfur aldığından, yılın yarısını ...
Üstelik, Medine'defazlaca biryiyecek stoklayamamış olduklarıiçinde, aç bîilaç haldedirler. Ahzâb sûresinde Rabbı Rahîm'in bildirdiği üzere, münafıklarınve kalblerinde hastalık olanların türlü çeşit sorularla şüphe denizlerine daldığı; ama ...
Étienne dört kişiyle birlikte sıkıştığı asansörde yukarı çıkarken yeniden aç biilaç yollara düşmeye karar vermişti. Ekmek parasını bile kazanamadığı bu cehennemin dibine tekrar inmek hemen geberip gitmekle aynı şeydi. Asansörün üst ...
8
Bıçak Yarası: - Sayfa 149
Görünüşümle insanları rahatsız ettiğim fikrine kapılmaya tahammül edemiyordum. Firarımla başlayan ilk özgürlük günüm tam bir rezaletti. Hem başıboş dolanmış, hem aç biilaç sürünmüştüm sokaklarda ve soğuk geceyi bir çocuk parkında, her ...
9
Gidenlerin Ardından Sena:
Aç bîilaç kaldım böyle ortada! Bu yaşlı başlıhâlimle neyaparım, ne ederim, nerelere giderimşimdi?” Bu zavallı ihtiyarı kedere boğan mesele anlaşılmıştır... Yolcular bakışırlar... Sözsüz bir mutabakata varılmıştır bu bakışlarda: “Haydi kalkdede.
Fakat ben, kendime bir saatlik eziyeti kâfi görmemiş, aç bîilaç, soğuk iliklerime işleye işleye, Atatürk Kültür Merkezi boyunca bir aşağı bir yukarı yürümüş durmuş, yoruldukça buz gibi taş duvarın üstüne oturup üşümüştüm. Gerçi bu âşık aptallığı ...
NOTICIAS EN LAS QUE SE INCLUYE EL TÉRMINO «AÇ BÎILÂÇ»
Conoce de qué se habla en los medios de comunicación nacionales e internacionales y cómo se emplea el término
aç bîilâç en el contexto de las siguientes noticias.
Bu bayrama gönlü buruk girenler
İsterseniz, gelin, gözlerimizi yumalım ve bir süre kendimizi onların yerine koyalım; farazî olarak aç bîilâç, hasta, yaralı, harâbezâr olalım! Ne hissederiz, işin ... «Yeni Asya, Sep 15»