Significado de "ırgalanmak" en el diccionario de turco

PRONUNCIACIÓN DE IRGALANMAK EN TURCO

ırgalanmak

QUÉ SIGNIFICA IRGALANMAK EN TURCO

definición de ırgalanmak en el diccionario turco

girando, girando, temblando.

ırgalanmak Irgalamak işi yapılmak, sarsılmak, sallanmak.

TRADUCCIÓN DE IRGALANMAK

Conoce la traducción de ırgalanmak a 25 idiomas con nuestro traductor multilingüe.

Las traducciones de ırgalanmak presentadas en esta sección han sido obtenidas mediante traducción automática estadística a partir del idioma turco.

• Traductor turco - chino: ırgalan到
• Traductor turco - español: ırgalan a
• Traductor turco - inglés: ırgalan to
• Traductor turco - hindi: करने के लिए ırgalan
• Traductor turco - árabe: ırgalan ل
• Traductor turco - ruso: ırgalan в
• Traductor turco - portugués: Irgalan para
• Traductor turco - bengalí: ırgalan করতে
• Traductor turco - francés: Irgalan à
• Traductor turco - malayo: untuk ırgalan
• Traductor turco - alemán: Irgalan zu
• Traductor turco - japonés: にırgalan
• Traductor turco - coreano: 에 ırgalan
• Traductor turco - javanés: kanggo ırgalan
• Traductor turco - vietnamita: ırgalan để
• Traductor turco - tamil: ırgalan செய்ய
• Traductor turco - maratí: ırgalan करण्यासाठी
• turco: ırgalanmak
• Traductor turco - italiano: ırgalan a
• Traductor turco - polaco: ırgalan do
• Traductor turco - ucraniano: ırgalan в
• Traductor turco - rumano: ırgalan la
• Traductor turco - griego: ırgalan να
• Traductor turco - afrikáans: ırgalan om
• Traductor turco - sueco: ırgalan till
• Traductor turco - noruego: ırgalan til

10 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «IRGALANMAK»

Descubre el uso de ırgalanmak en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con ırgalanmak y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.

Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 741

tan yay-ı-1- mak/yayılmak (ırgalanmak, yayılmak, salınmak. Kâş., açılmak, genişlemek, hayvanlar otlakta otlamak, çayıra çıkmak. SDD), yayılmak: gevşemek, erimek, çözülmek, dağılmak, enlileşmek, yüzeysel duruma gelmek, sığlaşmak.

İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991

Divanü lûgat-it-Türk tercemesi - 4. cilt - Sayfa 218

[Rad., Sag., Kaz. ; Caf., T. T., An. tnd. ; îd.]. Krş. ; Rad., Çağ. — irgak — iri çengel, olta iğnesi. I, 141-5 ; ırgal — = sallanmak, ırgalanmak. [Caf., T. T., An. tnd.J. I, 249-10 ; — dı I, 249-8 ; — ur I. 249-10; urgan — = ırgalanmak. /Rad., Taran., Çağ.

Maḥmūd Kāshgarī, ‎Besim Atalay, 1986

Atatüran 4. Cilt

Halil Ağa da tarlasını bir yanda merkep, bir yanda öküz, ırgalana ırgalana sürmeye çalışır. Ama üretim düşermiş, ekim zorlaşırmış, kimin umurunda... E, hakça söyle bakalım şimdi Halil Ağa... Sen benim yerimde olsan, efkâr dağıtmak için, ...

Özden Aydın, 2015

İyi Yolculuklar

... üzerindenetraf Van Gogh'un tabloları gibidalgalı görünüyordu.Ortalıkta kimsecikler yoktu. Kasaba, sıcağın işgalinden yılmış, sokaklarını terkedip evleriningölgelerine sığınmıştı. Yoldan tek tükgeçen kamyonlar,ırgalana ırgalana gidiyorlardı.

Özgür Soylu, 2015

Kelimebaz: - Sayfa 165

... çaylamak, çemremek, çirenmek, çırpınmak, davranmak, deprenmek, ırgalanmak, ırganmak, ipinmek, kırmaşmak, kıybıktanmak, kıymındamak, kozgalamak, oynamak, sökünmek, talbınmak, tavranmak, terpenmek, yeltemek, yorımak.

Sevan Nişanyan, 2013

Vatan saǧolsun: Hikâyeler - Sayfa 65

Nazlı kız yavri, — Geç kaldım biraz, aha şimdi bitiyor! dedi, ıslak bez üstünde ırgalana ırgalana dönmeye başladı. Şehir oğlanlarının, kızlarının yeni dansları kaç para eder Nazlı kız yavri'nin tahta silerken ırgalanması yanında. Bir de dans ...

Aziz Nesin, 1970

Mevlâna Sekkâkî divanı - Sayfa 376

Clauson, EDPT, 217 : ırğa- "sallamak", ırğal- "sallanmak", ırgat- "sallandırmak"; Kom. yırğa-, Xvâr. ırğa-/yırğa- ~ Mong. cirğa- "sallamak", Kıp. ıra- "beşikte sallamak"; Kâşğari, I, 254 : ırğan- "ırgalanmak", II, 322 : ırğaş- "ırgalanmakta yardım ve ...

Sekkâkî, ‎Kemal Eraslan, 1999

Türk lehçeleri grameri

bazı fiilleri şu şekilde sıralayabiliriz: aayla-n- "düzenlenmek", aala-n- "bağırmak", aybda-n- "ricada bulunulmak", azıra-n- "beslenmek", bekte-n- "prangalanmak", bijekte-n- "bıçaklanmak", aat-tm- "sallanmak, ırgalanmak", ...

Ahmet Bican Ercilâsun, 2007

Türk halk edebiyatı antolojisi - Sayfa 206

Kelimeler : Vala: yüz örtüsü; ırgalanmak: sallanmak, sarsılmak; melek- sima: melek yüzlü, bodur; Kızma: buruna takılan süshalkası; cığıl cığıl: parıl parıl; keman: ok yayı. f HİCRANÎ Hicranî 1908 yılında Bayburt'un Ahpunus köyünde doğmuştur.

Cemil Yener, 1973

Ebū Ḥayyān, Kitābu'l-Idrāk li lisāni'l-Etrāk: fiil : ... - Sayfa 733

Kelime tarihî Türk dili alanında Uyg. yayıl- "to be shaken, upsey, be put into disarray" (ERDAL II 685) ve MKyayıl- "ırgalanmak" (DLT III, 192) da tanıklanmıştır. 672. Kİ yaylat- "yıkamak" (Ar. ğasele) yaykadıV33al9 YaY-QaDyY, D46b5 (ayr.

A. Melek Özyetgin, 2001