Significato di "duldalanmak" sul dizionario di turco

PRONUNCIA DI DULDALANMAK IN TURCO

duldalanmak

CHE SIGNIFICA DULDALANMAK IN TURCO

definizione di duldalanmak nel dizionario turco

duldalan per proteggere, entrare sotto scorta.

duldalanmak Korumak, siper altına girmek.

TRADUZIONE DI DULDALANMAK

Conosci la traduzione di duldalanmak in 25 lingue con il nostro traduttore turco multilingue.

Le traduzioni di duldalanmak verso altre lingue presenti in questa sezione sono il risultato di una traduzione automatica statistica; dove l'unità essenziale della traduzione è la parola «duldalanmak» in turco.

• Traduttore italiano - cinese: duldalan到
• Traduttore italiano - spagnolo: duldalan a
• Traduttore italiano - inglese: duldalan to
• Traduttore italiano - hindi: करने के लिए duldalan
• Traduttore italiano - arabo: duldalan ل
• Traduttore italiano - russo: duldalan в
• Traduttore italiano - portoghese: duldalan para
• Traduttore italiano - bengalese: duldalan করতে
• Traduttore italiano - francese: duldalan à
• Traduttore italiano - malese: untuk duldalan
• Traduttore italiano - tedesco: duldalan zu
• Traduttore italiano - giapponese: にduldalan
• Traduttore italiano - coreano: 에 duldalan
• Traduttore italiano - giavanese: kanggo duldalan
• Traduttore italiano - vietnamita: duldalan để
• Traduttore italiano - tamil: duldalan செய்ய
• Traduttore italiano - marathi: duldalan करण्यासाठी
• turco: duldalanmak
• Traduttore italiano - italiano: duldalan a
• Traduttore italiano - polacco: duldalan do
• Traduttore italiano - ucraino: duldalan в
• Traduttore italiano - rumeno: duldalan la
• Traduttore italiano - greco: duldalan να
• Traduttore italiano - afrikaans: duldalan om
• Traduttore italiano - svedese: duldalan till
• Traduttore italiano - norvegese: duldalan til

10 LIBRI IN TURCO ASSOCIATI CON «DULDALANMAK»

Scopri l'uso di duldalanmak nella seguente selezione bibliografica. Libri associati con duldalanmak e piccoli estratti per contestualizzare il loro uso nella letteratura.

Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 228

(Kara.) duldalarım ak : Bir şeyi siper almak, bir yere sığınmak. § Duldalanmak : Bir şeyi siper almak, birinin himayesine girmek. (D. D.) § Duldalanmak : İltica etmek, tesettür etmek. (T. D.) § Sahil-i bahirde birer kayanın arkasında duldalanırken.

Ömer Asım Aksoy, 1946

Türkçenin gücü: Türk dilinin zenginliklerine tanıklar - Sayfa 34

Birkaç örnek üzerinde duralım: XVII. yüzyılda Türkçede 'gölge' anlamında kullanılan dulda sözcüğünü7 ve bunun türevi olan duldalanmak 'sığınmak, siper almak' eylemini görüyoruz; dalda biçimine de XVI. -XVII yüzyılda rastlanıyor8. Bugün ...

Doğan Aksan, 1987

Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 205

insan bir kaya arkasında duldalanmazsa. (Evi.) "... Anadolu halk ağzında: dulda (gölge, sığınma yeri, arka yan), duldalanmak (birinin kayırcılığına sığınmak), duldalık (sığınmalık, ar. şemsiye, güneşlik)... DUMAĞI, es. tr. tumagu (es. tr. tum/- dum ...

İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991

XIII. asırdan günümüze kadar kitaplardan toplanmış ... - Sayfa 226

-dugunca : (Bk. - digince). -dukla : (Bk. -dikte). Dulda : Saye, himaye; rüzgar, yagmur, günes gibi geyler- den mahfuz yer. Yigit duldasmda yigit saklamr Muhannette gölge olmaz, dal olmaz (Kara. XVII.) Duldalanmak : lltica etmek, siginrnak, ...

Türk Dil Kurumu

Âşık Ali İzzet Özkan: yaşamı, sanatı, şiirleri - Sayfa 159

94 KANLI YÂR Beni görüp duldalanır kaçarsın Behey dinsiz merhametsiz kannı yâr Yad ellere ak gerdanı açarsın Bana niçin görünmezsin benli yar. Zülüfleri burma burma koyvermiş Top kâkülü mor belikten ayırmış Tel tel etmiş yüzün koylu ...

İlhan Başgöz, 1979

Ozanların dili, notalarıyla: deyişler, nefesler, semahlar - Sayfa 72

DULDALANMA Kuzeydoğu M. Sarısözen dulda lanma yarmev la yı se versen yandı rır ci ha nı san lı gözle rin a hı rımev time se bep o lur sun tek bana gös termegam lı goz le nn DULDALANMA Duldalanma yâr mevfeyi seversen, Yandırır ...

Hamdi Tanses, 1997

İmlâ kılavuzu - Sayfa 94

... dönücme dövülgen duhuliye dönücmek dövülme duka dönüçsüz dövülmek dukalik,-gi dönüctürmek dövülüç dul dönüçtürülmek dövünme dulda dönüçtürüm dövünmek duldalamak dônuçûm dövüç duldalanmak dönüfümcü dövüççü dumagi ...

Hasan Eren, 1985

Sivas Akpınar'ın yazısız tarihi - Sayfa 371

B Busunmak: Bir yere sığınmak, duldalanmak. Bezaz: Bez satan. Manifaturacı. Bekite bekite: Üzerinde dura dura, vurgulama yaparak. Beribenzer: Çok iyi. Eşi benzeri bulunmaz. Börge: Yünden örülmüş bir tür başlık. Basma: 1- Fistanlık bez.

Hüseyin Şengül, 2001

Trabzon Maçka etimoloji sözlüğü - Sayfa 75

TS: dulda, dalda, duldalanmak, tuldalanmak. DAL DAL AŞAĞA GEL: Çok abartılı konuşanlara söylenen deyim. Dal dal aşağa gel abartıyı bırak, gerçeği, gerçek miktarı söyle. Güzel bir kız üvey annesinin kıskançlığından kaçarak bir ağaca çıkar ...

Kudret Emiroğlu, 1989

Yelatan: - Sayfa 62

Ertesi gün attım ki, attım canımı... Siz bilirsiniz! Yerinden kalktı Bıdılı bunları söylerken. Çeperin duldasından çıkınca Yelatan'dan gelen esintiyi duydu sırtının ortasında: — Oovvh!.. Gene mi esiyor Yelatan? diyerek kalktığı yere duldalanmak 62 ...

Ümit Kaftancioğlu, 1972