"iflâhını kesmek"辞典でのトルコ語の意味

トルコ語でIFLÂHINI KESMEKの発音

iflâhını kesmek

トルコ語でIFLÂHINI KESMEKはどんな意味ですか？

トルコ語辞典でのiflâhını kesmekの定義

あなたの力を消費する力を遮断し、再び改善できない状況をもたらす。

iflâhını kesmek Gücünü tüketmek, bir daha düzelemeyecek bir duruma getirmek.

IFLÂHINI KESMEKの翻訳

当社のトルコ語多言語翻訳者が翻訳した25ヵ国語のiflâhını kesmekを探してみましょう。

自動統計翻訳によって、このセクションで示されているトルコ語から他の言語へのiflâhını kesmekの翻訳を訳しました。この場合は、必須の翻訳単位はトルコ語で«iflâhını kesmek»という単語です。

• トルコ語翻訳家 - 中国語: 切繁荣
• トルコ語翻訳家 - スペイン語: corte prosperar
• トルコ語翻訳家 - 英語: cut prosper
• トルコ語翻訳家 - ヒンディー語: कटौती प्रास्पर
• トルコ語翻訳家 - アラビア語: قطع الازدهار
• トルコ語翻訳家 - ロシア語: вырезать Проспер
• トルコ語翻訳家 - ポルトガル語: corte Prosper
• トルコ語翻訳家 - ベンガル語: কাটা বন্ধ
• トルコ語翻訳家 - フランス語: Prosper de coupe
• トルコ語翻訳家 - マレー語: cut makmur
• トルコ語翻訳家 - ドイツ語: Schnitt prosper
• トルコ語翻訳家 - 日本語: カット繁栄
• トルコ語翻訳家 - 韓国語: 컷 번영
• トルコ語翻訳家 - ジャワ語: Cut Prosper
• トルコ語翻訳家 - ベトナム語: cắt vượng
• トルコ語翻訳家 - タミル語: வெட்டு செழித்தோங்கினாலும்
• トルコ語翻訳家 - マラーティー語: कट यशस्वी
• トルコ語: iflâhını kesmek
• トルコ語翻訳家 - イタリア語: taglio prosperare
• トルコ語翻訳家 - ポーランド語: cięcia Prosper
• トルコ語翻訳家 - ウクライナ語: вирізати Проспер
• トルコ語翻訳家 - ルーマニア語: cut Prosper
• トルコ語翻訳家 - ギリシャ語: κομμένα Prosper
• トルコ語翻訳家 - アフリカーンス語: cut voorspoedig
• トルコ語翻訳家 - スウェーデン語: skuren blomstra
• トルコ語翻訳家 - ノルウェー語: cut blomstre

«IFLÂHINI KESMEK»に関連するトルコ語の本

以下の図書目録からiflâhını kesmekの使いかたを見つけましょう。iflâhını kesmekに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。

Türk folklor araştırmaları - 16. cilt,307-325. sayılar - Sayfa 7262

gözlük Canina (ezan) okumak : (far. tr. dey) kimseyi perisan etmek, hakkindan gelmek, iflâhini kesmek.) Cartayi çekmek 2 : yellenmek Civatalan gevsemek : (¡tal. tr. dey.) çok тек Olcimama : toy delikanlilarin düsüp kalk kadm Cilâ çekmek : (ar.

İhsan Hinçer, 1975

Küçük bahçe - Sayfa 185

Elinden geldiğince hepsini izliyor, hepsinin iflâhını kesmek için bütün gerekenleri yapıyordu. Ama yine de yukardakilere yaranamamışsa buna doğrusu nankörlük denirdi. Görevini tam yapmak için o kadar düşman biriktirmişti karşısında.

Çetin Altan, 1978

Karşılaşmalar (1984-1992): deneme - Sayfa 31

... 'ezmek', 'komak', 'iflahını kesmek' vb. gibi iktidara, iktidar özlemine ilişkin deyişler de alanlarda, caddelerde, otobüslerde kendini oradan oraya atmaktadır. Öyle ki, artık ekonomik iktidarda yarışın kaybedilmesi oranında cinsel hayatın gizli dil ...

Adalet Ağaoğlu, 1993

Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi - Sayfa 161

Eğeri altın sırmalı küheylanı altından çekmek isteyenler olursa, hın hısım ayırmaksızın topuna ağzının perhizini verir. Bu perhiz konusunda biraz daha ayrıntıya inmek üzere söyleyelim ki Hüsrev Paşa, Koca Reşit Paşa'nın iflahını kesmek için ...

Salâh Birsel, 1982

Geçmişten günümüze Bor - Sayfa 203

İki yakası bir araya gelmemek: durumunu düzeltememek. İmanına kav koymak: ızdırap çektirmek. İnciğini içe çökertme: iflâhını kesmek. İncir çekirdeğini doldurmamak: önemsiz işler için. İp Allah sivri külah: ipe sapa gelmeyen, avara kasnak.

H. Emin Atlı, 1999

Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 271

iflahını kesmek Mk. gücünü tüketmek, çok yormak. iflas o. Ar. (Ticarette) Borçlarını ödeyememe, batkı, batkınlık. § iflas etmek I) (ticarette) batmak; 2) mec. (düşünce, sav...) değerden düşmek: Savı iflas etti. ifrat, -tı o. Ar. Herhangi bir konuda ...

Türk Dil Kurumu, ‎Kemal Demiray, ‎Muammer Bakr, 1977

Zurnada Peşrev Olmaz - Sayfa 106

Bunları elde tutmak için kimin iflahını kesmek gerekiyorsa hedef olarak da onu gösterirsin: -Muhtar idris yüzünden, öteki dünya elden gidiyor. Dinleyenler, Muhtar idrisl yok edip öteki dünyanın elden gitmesini önlemeye kalkarlar. öteki dünya ...

Çetin Altan, 1978

Trabzon Maçka etimoloji sözlüğü - Sayfa 84

Boducini çikarmak dubuçuni çikarmak iflahını kesmek anlamında gövden, karın, işkembeyle ilişkilcndirilmektedir. DUDlLİ: Tarla kuşu, ' çobanaldatan. DS: dodili (Trabzon, Kayseri), dodi- bik (Çorum), dodili kuşu (Amasya), dudibik (Çokum) ...

Kudret Emiroğlu, 1989

Halk plaji - Sayfa 53

Ağzı yukarda çekilen beher sepete derya sanki bütün gücüyle yükleniyor, Davut Beyin iflâhını kesmek için elinden geleni yapıyordu. Avuçları, beli, dizleri sızlamağa başlamıştı. İplerden sızan sularla pantalonu daha şimdiden sırsıklamdı.

Samim Askin, 1954

Her yönüyle Yahyalı - Sayfa 82

Yaşlılıktan güçsüz kalmak. 2. Uyku ağır basıp dalmak. içinden gelmek: Gönlünden kopmak. İçine etmek: Batırmak, berbat etmek. içine kurt düşmek: Kuşkuya kapılmak. iflahını kesmek: İş yapamaz duruma getirmek. imanı gevremek: Çok sıkıntı ...

Veli Türkmenoğlu, ‎Sami Köşker, 1992