BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «KAVRULUŞ»
Temukaké kagunané saka
kavruluş ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
kavruluş lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
Sonra üstüme kilitlenen kapılar ve yangın soluğu ile kavruluş. Alevleri ciğerime kadar işleyen bir elem çukuru. Izdırab kuyusu... Bir ara başımda müthiş bir ağrı ile uyandım. Ayağa kalmak istedim ama mümkün değil. Dapdar bir yerdeyim.
2
Türkçede fiillerden türetilmiş isimlerin morfolojik ve ... - Sayfa 143
... ileniş kaşınış koruyuş gidiliş ilerleyiş katılış kovalanış gidiş iletiliş katlanış kovalayış giriliş iletiş katlayış kovuluş giriş imreniş kavrayış kovuş giydiriş inanış kavruluş kuduruş giyiliş inceleniş kavuruş kullanış giyiniş inceletiş kayboluş kurcalanış ...
3
Diriliș tașları: Sezai Karakoc̦'un düșünce ve sanatında ... - Sayfa 246
Geçmiş uygarlığın rönesansını temel alan, insan ruhunun yeni baştan kendini bir soru olarak vaz'etmesi ve ona bir cevap arayıp bulması ülküsüdür. Diriliş, ruhun yanıp kavrulma şartlarından doğacaktır. Yanıp kavruluş, sonra diriliş, yoksa konu ...
4
Bu yalan tango - Sayfa 135
Belki Tanpınar da aynı kavruluş içindeydi. Yekpâre, geniş bir an, akışı parçalanmıyor..." İsteksiz anlatıyordu, mecbur kaldığı için, çünkü Ufuk Işık durmadan soruyordu. Küçük ses alıcı sehpanın üstündeydi. Tutuk, zoraki. Sesi bir zaman daha ...
5
Türkiye Türkçesinde orta hece düşmesi - Sayfa 131
... hatırın, evlâdımın saadeti için bu yaşımda ocak başlarında kavurlmak değil, ateşlerde yansam gene gam yemem." Acımak, s.86. kavruluş (< kav(u)r-Hil-uş) kavşak (< kav(u)ş-ak), -ğı kavşur- (< kav(u)ş-ur-) [kavuştur-] (Özön. s.462) kavuştur- (İ.
6
O yakamoz söner - Sayfa 16
Belki de gözle görülemeyen bir yangın, kavruluş o zaman da sözkonusuydu. Öğretmenimiz Monsieur Arditi, buralı, İstanbullu bir musevîydi. Nice yıllardan beri, hep bu okulun hazırlık sınıflarını okutmuştu. Monsieur Arditi'den çekinirdim.
7
Türk Edebiyatı - 111-116. sayılar
Eksiği, duygunun kazandıracağı renk ve derinlik. Meselâ "Dedeler Kur'an'a hasret ölüyordu." sâdece doğru bir tespit. Bu hasret bizi yakmıyor. İşte o yakıcı nefesi öğretebilecek hiç kimse yoktur. Bunu şâir, bir kavruluş ânında gönlünde bulur ve ...
8
Sıhhatnüma, 1855: Saraya Sunulan Sağlık Öğütleri - Sayfa 53
(Kahve) İşbu kahve sağır kızılcık danelerine müşabih bir meyvenin çekirdekleri olup ala cinsi küçük ve müddevverce olanıdır. Kavrulmamışının fiili sıtmayı def eylediğinden bazı sıtmalarda süfufu müştameldir. Ve kavruluşu su ile pişirildikte ...
Mustafa Hami, Uğurol Barlas, 2004
9
İstanbullular - Sayfa 442
... evden gidince suçlulukla karışık da olsa artık nefes almaya başlaması. Öte yandan kızına duyduğu özlemle yanıp kavruluşu... Çok özlemesine karşın çocuğunu görmeye Ankara'ya gidecek vakit bulamayışı! Allah'ın cezası vakit bulamayışı!
10
Türküler dile geldi - Sayfa 199
Bu türküde bir ananın feryadı, gözyaşları; bir yavrunun ateşler içinde yanışı, kavruluşu vardır. Özellikle Erzurum yöresinde savaşların acılarını dile getiren yüzlerce öykülü türkü vardır. Bu türkünün öyküsünü bana, köyümüzdeki Ömer Çavuş adlı ...
BABAGAN WARTA KANG NGLEBOKAKÉ ARAN «KAVRULUŞ»
Weruhi yèn pawarta nasional lan internasional wis ngomongaké lan kepriyé aran
kavruluş digunakaké ing babagan warta iki.
Ekvator çizgisi hakikat çizgisidir…
Bu yanış, kavruluş bazen bir varlık-yokluk mücadelesi olur. Bu anlamda toplumsal ve siyasal gelişmelerin eşliğinde yaşanır. Böylesi anlarda dünyanın her iki ... «Radikal, Jan 15»
