APA TEGESÉ KIMLANMAK ING BASA TURKI?
Klik kanggo
deleng deifinisi asli saka «kımlanmak» ing bausastra Basa Turki.
Klik kanggo
deleng pertalan otomatis saka definisi ing Basa Jawa.
Definisi saka kımlanmak ing bausastra Basa Turki
(Menyang Burung) Nyiyapake kanggo mabur. Kita bisa pindhah kaya dheweke ngadeg. kımlanmak (Kuş için) Uçmaya hazırlanmak. / Kalkacakmış gibi kıpırdamak.
Klik kanggo
deleng deifinisi asli saka «kımlanmak» ing bausastra Basa Turki.
Klik kanggo
deleng pertalan otomatis saka definisi ing Basa Jawa.
BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «KIMLANMAK»
Temukaké kagunané saka
kımlanmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
kımlanmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 151
Bu sözcük Uygur- kımlanmak'tır (bk. Zıkkım), ar. zak- larda öteki müslüman olmayan topluluk- !„,„, (ağulu bir bitki)dan gelen zıkkım, larda "müslüman" karşılığıdır. Çomak zıkkımlanmak sözcüğüyle çorlanmak eri. Müslüman. halk dilinde de ...
İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991
2
Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 145
... keskenmek ket, -ti kıç kımıldanmak keski ketal, -li kıçm kıçm kımız keskin kete kıdem kım kım Keskin keten kıdemli kımlanmak keskinlesmek ketencik kığ km kesme ketengiller kığıştamak kma kesmece ketenhelva kığlamak kmacık kmaçiçeği, ...
3
Dil yazıları - Sayfa 229
... zıngıldamak / zırıl zırıl zırlamak m: melim melim melemek/ kım kım kımlanmak p: yalap yalap yalabımak /yalap yalap yanmak r: böğür böğür böğürmek / cayır cayır cayırdamak / cazır cazır cazırdamak / cızır cızır cızırdamak / çatır çatır çatlamak ...
4
Yeni Türk lûgati - Sayfa 561
Kalkmak. | Kımıldatmak [f] Ha| reket ettirmek, azoynatmak. Kımız [i] Kısrak südünün tahammürü ile yapılan içki. Kım kım [i] Durmayarak muttasıl kımıldanmayı taklit ve tasvir eder. kımlanmak{f} Ayağa kalkmak üzre davranmak. ( Kuş) uçmak üzre ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
5
Can ocağında pişen aş - Sayfa 72
Tek bir dalda sal- kımlanmış üzüm taneleri birbirinin aynıydı. Ne var ki birbirinin aynı olan taneleri birbirinden ayıran bir kabuk, tanelerin özündekini saklıyor, özün öze geçmesini kundaklıyordu. Kabuğun içindeki öz, kabuktan kurtulabilse bütün ...
Mustafa Necati Sepetçioğlu, 1981