터키어에서 BOĞULA BOĞULA 의 뜻은 무엇인가요?
터키어 사전에서 «boğula boğula» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
터키어 사전에서 boğula boğula 의 정의
Drowned Drown 익사하는 것처럼 익사. boğula boğula Boğulacakmış gibi, bo ğuk bir biçimde.
터키어 사전에서 «boğula boğula» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
«BOĞULA BOĞULA» 관련 터키어 책
다음 도서 목록 항목에서
boğula boğula 의 용법을 확인하세요.
boğula boğula 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.
bakalım BeybabaÎ kelimeleriyle, iltifatlara boğularak kabul olundum. Evet artık Beybaba oluyordum. Babamın hakkında iltifat olarak sarf ettiği bu deyimde o zavallı adamın bu sözü söyleyi?indeki saflığa rağmen ben öyle acı veren bir mana, ...
Hüseyin Rahm Gürpınar, 2015
Nefes aldıkça burnuna unlar kaçıyordu. Çocukluğunda boğula boğula yediği leblebi unlarını hatırladı. Başı, yepyeni duyumlar, tatlar ve anılar içine gömülmüştü. Yalamaya doyamadığı tahtalardan mikrop alabilir, ya da diline kıymık batabilirdi.
Sağ! Ölmemiş! diye bağırmamak için kendini güç tuttu. Doktor da iyileşeceğini söylemişti. Ağzını açıp konuşamıyordu Olga, gözyaşlarından boğulacak gibiydi. Birkaç gün sonra, Minaev biraz daha iyileşince Olga: — Nasıl oldu bu? diye sordu.
O zamanlar büyüklerin kullandığınıgörüp özendiğimiz sigara yerine mısır püsküllerini kağıda sarar dumana boğula boğula içerdik. Acaba şimdiki çocuklar da aynı şeyleri yapıyor mu? Arabanın kampyerine varmasıyla düşüncelerim bölünüyor.
5
Afrodit Buhurdanında Bir Kadın
Bu taş kovukların pis, rutubetli havası içinde hepsi de boğula boğula öksürürler. Fakat, ne siz, ne de bir başkası, demir çarkların, makinelerin homurtusu arasında, ciğerleri koparılırcasına sarsılan göğüslerin çığlığını duymazsınız. Osman ...
6
Ne idik ne olduk - Sayfa 157
Hele ahşap evlerin damlarından boğula boğula gelen köpük köpük yağmur suları ise kovalardan taşmıyor. * Geceleri: "Emniyettesiniz, korkmayın sokaklarınızda, kar yağmur demeden dolaşıyorum," der gibi, ucu demirli sopasını yere vuran ...
Uğur boğula boğula gülmüştü) gökyüzünün kızıllığını turuncu bir çizgiyle yararak uzaklaşıyordu ve yine böyle bir grup yorgun karga ovaya doğru uçuyordu. Kargalar... İlhan'ın kuşları. Onlara bile bile “garga” diyordu. Yıllar önce belediyenin ...
Allahumme salli âlâMuhammed. Porsukkardaş, seniyice ye,tadını damağınayaz, menzile varıncaya kadar, daha kebap bulman zor. Ayhan, etinden kocabirlokma dahaısırdı,boğula boğula: – Siz üçşanlı bey, neden Bursa'ya gitmekte? Konur ile ...
Karşı yamaçtabiri uzun uzunbalgam doluöksürdü boğula boğula. “Çorlu Heko'dur,” dedi, “Ölse de kurtulsa bilingaz21. Böyle yaşamaktansa, öyle ölse. Kurtulsa.” Sırtındaki eskimişsakoya daha bir sarıldıölümü anımsayınca. Saragöl ırgatının ...
diye, Hâdi'nin ayaklarına kapanmış; boğula boğula ağlamış. Yanındakiler, onun, on gün önce de anasını kaybettiğini veterinerin kulağına fısıldamışlar. Bir başka şey daha fısıldamışlar: Yılın bu ayında, “Meymenetsiz” köyü en az otuz ölü ...
