터키어 사전에서 "kıvramak" 뜻

터키어 에서 KIVRAMAK 의 발음

kıvramak

터키어에서 KIVRAMAK 의 뜻은 무엇인가요?

터키어 사전에서 kıvramak 의 정의

주름, 주름, 모여, 주름. / 빨리 걷는다. 행동을 취하는 것.

KIVRAMAK 의 번역

터키어 다중 언어 번역기 를 사용해 kıvramak 의 25개국어 번역을 확인해보세요

자동 통계기반 번역을 통해 터키어 에서 이 항목에 표시된 다른 언어로 kıvramak 번역 이 이루어집니다. 이 항목의 기본적인 번역 단위는 터키어 단어 «kıvramak» 입니다.

• 터키어 - 중국어 번역기: 扭来扭去
• 터키어 - 스페인어 번역기: a retorcerse
• 터키어 - 영어 번역기: to squirm
• 터키어 - 힌디어 번역기: ऐंठना
• 터키어 - 아랍어 번역기: إلى فرفر
• 터키어 - 러시아어 번역기: извиваться
• 터키어 - 포르투갈어 번역기: a contorcer-se
• 터키어 - 벵골어 번역기: squirm করতে
• 터키어 - 프랑스어 번역기: à se tortiller
• 터키어 - 말레이어 번역기: bersungut
• 터키어 - 독일어 번역기: zu winden
• 터키어 - 일본어 번역기: 身をよじるします
• 터키어 - 한국어 번역기: 어색해 하는
• 터키어 - 자바어 번역기: squirm
• 터키어 - 베트남어 번역기: để thấy lúng túng
• 터키어 - 타밀어 번역기: நிம்மதியின்றி செய்ய
• 터키어 - 마라티어 번역기: वळवळ करण्यासाठी
• 터키어: kıvramak
• 터키어 - 이탈리아어 번역기: a dimenarsi
• 터키어 - 폴란드어 번역기: skręcać
• 터키어 - 우크라이나어 번역기: звиватися
• 터키어 - 루마니아어 번역기: la agita
• 터키어 - 그리스어 번역기: να ανησυχώ
• 터키어 - 아프리칸스어 번역기: om wriemel
• 터키어 - 스웨덴어 번역기: våndas
• 터키어 - 노르웨이어 번역기: keepe

«KIVRAMAK» 관련 터키어 책

다음 도서 목록 항목에서 kıvramak 의 용법을 확인하세요. kıvramak 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.

Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 268

(Naci Gümüş, Yeni Şafak Gazetesi, 12.01.2004) evlüm çerlüm (DS-V) Görgü, yetenek. evmek kıvramak Çabuk ve acele davranmak./Bir davranışa başlamak için çabuk ve çevikçe devinmek. Haydin ulan sersemler!" dedi. "Evmek kıvramak yok ...

Necmi Akyalçın, 2007

Türkçenin grameri - Sayfa 221

... hayvan sesleri veren fiiller : anramak (arşları) tnramak (köpek) okramak (at) kökremek (sığır) şakramak (kuş) çok- ramak çıhramak çihremek gibi. b. Bazı hareketleri gösteren fiiller : titremek tepremek ktpraşmak kıvramak YAP1BİLGİSİ 221.

Tahsin Banguoğlu, 1986

Kayseri ağzı: Sözcükler - Sayfa 400

kıvıldamak "kıvıldaşmak" Birçokları bir arada bulunan karınca, ufak kurt hayvancıklar kımıldayıp kaynaşmak. * kıvıştamak "kıvışdamak" Cansız gibi, uyuyor gibi, dururken yavaş yavaş kımıldamak. * kıvıştı Hareket, kımıldama. * kıvramak (mec.) ...

Kâzım Yedekçioğlu, 1989

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 630

2 kıvrak davranış. kıvramak (nsz) 1 fazla bükülerek buruşmak, kıvırcık duruma gelmek, buruşup toplanmak. 2 ha. hızlı yürümek. 2 lıa. harekete geçmek, davranmak kıvrandırmak(-ı) 1 kıvranmasına yol açmak 2 mec. aa çektirmek, çok üzmek.

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Yüksek fırınlar: roman - Sayfa 278

Ne ivmek vardır, ne kıvramak! Yaz kış, ilkbahar sonbahar, kağnı tekeri gibi yavaş gider! Koştur babam koştur Almanya'da! Kalp hastası olduk hepimiz!..» Deri ceketini taktı sırtına. Koca İbrahim'inkini de askıdan alıp uzattı. İçeri koştu sonra.

Fakir Baykurt, 1983

Gençler için nutuk - Sayfa 95

... kıskacı kocuşmak kesik kıskacılık koçan kesim kısmık koçmak kesinmek kışla kodoş keskenmek kışlak kokak kesmik kışlamak kokmak keş kıtır kokundan keşen kıvıl kokuşmak keşiklemek kıvracık kolan keşkek kıvrak koltuk kete kıvramak kom ...

Mustafa Kemal Atatürk, ‎Sinan Bayraktar, 2006

Irazcanın dirliği

Kafası hâlâ karmakarışık. "Hazırlık göreyim mi, görmeyeyim mi?" diye düşünüyor, kaynanasının yüzüne bakamıyor. Ondan da korkuyor, Bayram'dan da. Akşamüstü, Bayram'ın sabrı tükendi. "Haydin ulan sersemler!" dedi. "Evmek kıvramak yok ...

Fakir Baykurt, 2010

Üçüncü Uluslararası Türk kültürü kongresi bildirileri: ...

Yaşayan dilimizdeki "kıbramak/kıvramak"t& da, bu anlamı görüyoruz. /. Yeryüzünde resmen ilk Hıristiyan Devleti olan Türkmen/Arsaklı- lar (Arşakunik, M. S. 51-2-428)da, Eski-Türk Toresi'nin Aziz-Greguvar (301-325) MezhebVne Girmesi ...

Alev Kâhya-Birgül, ‎Atatürk Kültür Merkezi (Ankara, Turkey)., 1999

Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 421

... eşmek, evkelemek (kadınlar salına salına -), gopuşla- mak [bk. dığrayıvermek], hingilde- mek (sendeleyerek -), kay dalamak (kıvrak - ), kıfıtmak [bk. abcal abcal - ], kıpırtmak, kıvramak [bk. dığrayıvermek], kıvranmak, koduş- lanmak [bk. aabcal ...

Türk Dil Kurumu, 1957

Yeni Türk lûgati - Sayfa 573

Kıvrak [s ] Kangal olmuş, pek ziyade kıvrılmış, Derlitoplu, becerikli. Canlı, ateşli, çalâk. Nazlı, cilveli, ynak, açık. Kıvramak [f Bükülüp *uruşmak, kıvırcık olmak. Kıvrılmak [f] İğrilip ükülmek, çekilip toplan - ıak. Kangal olmak. Kat - ınmak, bükülmek.

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930