«ŞAKAKLARI AĞARMAK» 관련 터키어 책
다음 도서 목록 항목에서
şakakları ağarmak 의 용법을 확인하세요.
şakakları ağarmak 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.
1
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 337
Şaka kaldırmak/kaldırmamak: Yapılan şakaları hoş karşılamak/karşılamamak. Şaka maka (derken) : Ağırlığını duymaksızın, ... Şakakları ağarmak/beyazlanmak: Şakaklarındaki saçlar ağarmak/ kırlaşmak. Şalvar gibi: (Pantolon için) Çok bol.
2
Türkiye Türkçesi ad işletimi (biçim bilgisi) - Sayfa 454
Ş: şakası yok / şakakları ağarmak / şakağı atmak / şansı dönmek / şansı yaver gitmek / şeytan azapta gerek vb. T: takati kalmamak / takati kesilmek / takke düştü, kel göründü / talihi yaver gitmek / tan ağarmak / tan sökmek / taş çatlasa / taş ...
3
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 986
(bir kimse) kendisine yapılan şakaları hoşgörüyle karşılamak (ya da karşılayamamak), şakaya katlanmak (ya da ... 0 şakakları ağarmak şakaklarında kı saçları kırlaşmak.. şakalaşmak (nsz; -le) birbirine şaka yapmak şakasız be. ciddi bir ...
(Bu sırada şakakları tamamiyle ağarmış, yüzü vaktinden önce ihtiyarlamış, mahzun ve yorgun halli bir adam, Şefik, arkasında koyu renk bir elbise, şapkası elinde, gürültü etmiye- rek soldaki kapıdan girmiş, etrafına bakarak Nihal'le Zeki- ye'yi ...
5
Edebiyatçılarımız ve Türk edebiyatı - Sayfa 66
O zaman artık bir daha aynaya hiç bakmasam bile, gözümün her iliştiiğ yerde kendimi ağarmış saçlarla ve buruşmuş şakaklarla göreceğim... (Bu sırada şakakları tamamıyle ağarmış, yüzü ' vaktinden önce ihtiyarlamış, mahzun ve yorgun halli ...
Mehmet Behçet Yazar, 1938
6
Türk Edebiyatı - 279-290. sayılar - Sayfa 73
İşte "timsah" kelimesi, bir neslin -şimdilerde saçtan ağarmaya, dökülmeye başlamış bir delikanlı neslin kendi tarihiyle ... tüketip sinn-i kemâlin gıcırdayan basamaklarına terfi ettiler; Belî, artık genç değiller, kırışmış alın çizgileri, ağaran şakakları, ...
Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz. Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman.
8
Emekliler: üç uzun öykü ya da üç kısa roman - Sayfa 28
Şöyle iki tutam, şakakları ile bir renkte ağarmış, bakımlı, özenle taranmış, ablak yüzünü uzunlaştıran, incelten, üstelik genel görünüşüne bir soyluluk veren, sert, kurnaz, sivri bakışlarını bile yumuşatıp totlılaştıran, 'kendini bildi bileli görmeğe a- ...
9
Geri dönülmeyen yol: roman - Sayfa 23
Uzun boylu, açık kumral saçları, mavi gözleri şakaları... Leylanın kalbi burkuluyor, o ... Babası o zamanlar ellibeş yaşlarında, irice, uzun boylu, esmer, şakakları biraz ağarmış ama hâlâ dinç, yaşına göre yakışıklı bir adamdı. Yalnız alnı biraz dar, ...
10
Ankara Mahpusu - Sayfa 18
Lâvabonun üstünde asılı duran aynada şakakları ağarmış, bakışları ölgün, yüzü solgun bir erkek gördü. «Mezardan çıkmış bir cesede benziyorum. Kalbimde ve sırtımda hep o hapishaneyi mi taşıyacağım... Artık hiç bir zaman eski Vasfi ...
