터키어에서 TARAZLANMAK 의 뜻은 무엇인가요?
터키어 사전에서 «tarazlanmak» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
터키어 사전에서 tarazlanmak 의 정의
직물의 경우 와이어가 실로 감싸 져있어 실이 팽창합니다. 지저분하고, 섞이도 록, 와이어를 부 풀리기 위해서. / (가죽의 경우) 거칠다. tarazlanmak Kumaş için, üzeri tel tel ipliklerle kaplanmak, iplikleri kabarmak. / (Saç için) Dağınık, karışık olmak, tel tel kabarmak. / (Deri için) Pütür pütür olmak.
터키어 사전에서 «tarazlanmak» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
«TARAZLANMAK» 관련 터키어 책
다음 도서 목록 항목에서
tarazlanmak 의 용법을 확인하세요.
tarazlanmak 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.
1
İshak: Hikâyeler - Sayfa 12
Yerde, kilimin ortasında tarazlanmış bir vişneçürüğü, sonra ayna. Durdu, ilgisiz, kısık gözlerle aynaya baktı. Döndü, sofaya çıktı ve yine aynı telâşlı adımlarla kapıyı geçip gülünç bir kaplan gibi odanın ortasına attı kendini. Yine o tarazlanmış ...
2
Almanca-Türkçe sözlük - Sayfa 9
... tarazlanmak, telesimek 3. (Werkzeug) fanmak; abgenutzt pirpit, hurada; cicigi çikmiç; teles, silik, köhne 2ung/ açin(dir)ma; natürliche ~ mil. eskime ve açinma 2ungs.- krleg m yipratma harbi 2ungs.quote / yipranma payi 2ungs.schlacht ...
3
Düello. Âdem oğlu: bir peygamberin tarihi: roman - 10. cilt - Sayfa 23
... paltosunun eteğinin tarazlanmış ve yağlı düğme deliklerinin acınacak surette açılmış olduğunu görünce bir ah çekti. Geçen hafta Sürat katarının önünde bir yukarı bir aşağı dolaşırken birinci mevki bir vagonun kapısında endamlı, iyi yapılı ve ...
Ruşen Eşref Ünaydın, Necat Birinci, Nuri Sağlam, 2002
4
Yeter ki karamasın -- - Sayfa 54
... bir içgüdüyle ağaç dallarında sürekli yer değiştiren sakalar gibi. Yeryüzünü de aynı hızla değiştirmek isterdiniz. Kolları ve pa- «BALYOZ» VE «ÖZGÜRLÜK* çaları tarazlanmış, hızlı boy attığınız için kısalmış 54 «BALYOZ» VE «ÖZGÜRLÜK» .
5
Karincayi tanirsiniz - Sayfa 50
Bacağında, paçaları tarazlanmış bir pantalon. Ayaklarında kaba, yırtık postallar... Süleyman'ın dikkatle baktığını görünce o da baktı. Sonra birden seslendi: — Vay, beyim! Merhaba! Tıraşsız bir yüz: Her yanından, diken demeti gibi fışkırmış sert ...
6
Yalancı şafak: roman - Sayfa 184
Sözgelimi ayrılığın sarsıntısı, ayrılık acısı olmaktan çıkıp, gurur kırıklığına evrilmişse kavşayan bir şeyler olmalı. işte eprimiş, tarazlanmış koltuğun kumaşı, cicimin saçakları toz içinde, şu altın yaldız çerçeveyi, o boş çerçeveyi, resimsiz çerçeveyi ...
7
İstanbul yalnızlığı - Sayfa 21
Profilden görüntüsünde perukanın tarazlanmış kabarıklığı, Türkiye'mizin dörtbir yanına kompozitörü Drakula kimliğiyle tanıtmak için eşsiz bir fırsat yaratmış bulunmaktadır. Bu arada trenler geçer, durmuş lokomotiflerden buharlar püskü- rür, ...
8
Karşılaşmalar (1984-1992): deneme - Sayfa 15
rım diplerinden kirli suların aktığı, tarazlanmış saçlarıyla şişman kadınların pencerelerden sarktığı, çok yaşlı bir adamın kapı önünde güneşlendiği ve bir köpeğin bir adamın peşinden gittiği.... Beyaz Kentte'de gece sahnelerine bakarken bunları ...
9
ʻAğrı'nın derinliği - Sayfa 239
Açlıkla tarazlanmış gözler... Bir kere öğrendiğinde asla unutulmayan o açlık bilgisi... Aklıma anneannem geliyor. Niye bilmiyorum birçok kez bana anlattığı o hikâyeyi hatırlıyorum: "O kadar açtık ki bir gece önce yenmiş balıkların kemiklerini ...
10
Türkiye halkının kültür kökenleri: teknikleri, ... - 5. cilt - Sayfa 635
pürçük - pürçek = dokumaların tarazlanmış, saçaklanmış yerleri (Ada, Ant). - saya = kundura yüzü (Af, Çkl, Brs, İst, Sk, Sn, To, Mr, Nğ); kundura yüzündeki dikişler (Ama, Nğ). - sayacı = ayakkabı yüzlerini dikip kalıba koyan, kunduracı (Nğ).
