Znaczenie słowa "salaklaşmak" w słowniku

WYMOWA SŁOWA SALAKLAŞMAK

salaklaşmak

CO OZNACZA SŁOWO SALAKLAŞMAK

Definicja słowa salaklaşmak w słowniku

być głupim, być głupim.

TŁUMACZENIE SŁOWA SALAKLAŞMAK

Poznaj tłumaczenie słowa salaklaşmak na 25 języków dzięki naszemu tłumaczowi wielojęzycznemu.

Tłumaczenie słowa salaklaşmak na inne języki w tej sekcji zostało uzyskane za pomocą automatycznego tłumaczenia statystycznego, gdzie podstawową jednostką tłumaczeniową jest słowo «salaklaşmak».

• Tłumacz turecki - chiński: 成长愚蠢
• Tłumacz turecki - hiszpański: crecer estúpido
• Tłumacz turecki - angielski: grow stupid
• Tłumacz turecki - hindi: मंदबुद्धि हो जाना
• Tłumacz turecki - arabski: تنمو غبي
• Tłumacz turecki - rosyjski: дуреть
• Tłumacz turecki - portugalski: crescer estúpido
• Tłumacz turecki - bengalski: আড়ষ্ট হত্তয়া
• Tłumacz turecki - francuski: développer stupide
• Tłumacz turecki - malajski: berkembang bodoh
• Tłumacz turecki - niemiecki: wachsen dumm
• Tłumacz turecki - japoński: 愚かな成長
• Tłumacz turecki - koreański: 어리석어지다
• Tłumacz turecki - jawajski: tuwuh bodho
• Tłumacz turecki - wietnamski: phát triển ngu ngốc
• Tłumacz turecki - tamilski: முட்டாள் வளர
• Tłumacz turecki - marathi: मूर्ख वाढण्यास
• turecki: salaklaşmak
• Tłumacz turecki - włoski: crescere stupido
• Tłumacz turecki - polski: pogłupieć
• Tłumacz turecki - ukraiński: дуріти
• Tłumacz turecki - rumuński: cresc prost
• Tłumacz turecki - grecki: μεγαλώνουν ηλίθια
• Tłumacz turecki - afrikaans: groei stupid
• Tłumacz turecki - szwedzki: växa dum
• Tłumacz turecki - norweski: vokse dum

KSIĄŻKI POWIĄZANE ZE SŁOWEM «SALAKLAŞMAK»

Poznaj użycie słowa salaklaşmak w następujących pozycjach bibliograficznych Książki powiązane ze słowem salaklaşmak oraz krótkie ich fragmenty w celu przedstawienia kontekstu użycia w literaturze.

Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 227

aptal, budala, saf, salak, şaşkın kimse şabanlamakar t, bkz. e şabanlaşmak şabanlaşmak - şabanlamak ar t, • aptallaşmak, salaklaşmak, şaşkınlaşmak- önceleri şaka yapıyor sanırdık ama çocuk gittikçe şabanlaştı. şabanlık a ar t, • aptallık, ...

Bahattin Sezgin, 2013

Türkleri anlama kılavuzu - 2. cilt - Sayfa 149

Bu koca kente O'nu haykırmak... Dudaklarımın önce titremesi... Sonra gözlerimin dolması... En fazla ağlamak ıslak caddelere... Elimin ayağıma dolaşması... Salaklaşmak... Farklı mı yapar benim yalnızlığımı?... Duysaydı... Belki... Duymadı.

Zeki Kayahan Coşkun, 2005

Türk argosu üzerinde incelemeler - Sayfa 37

... renksiz ve heyecansız bir ömür sürmek, hayatı tekdüze geçmek; aptallaşmak, salaklaşmak. kutsal mantar : Bir çeşit uyuşturucu madde. mantarcı : Yalancı; düzenci, dolandırıcı. mantarcılık : Yalancılık; dolandırıcılık. mantarla- : Yalan söylemek ...

Halil Ersoylu, 2004

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 426

... üreme öğelerinin tümü gerneşmek (nsz) ha. » gerinmek. gerundium [gerundium] a. Lat. dilb. *+ ulaç. gerzek s. ("geri zekâlı" dan) arg. aptal, budala, salak. gerzekleşmek (nsz) arg. gerzek bir duruma gelmek, aptallaşmak, salaklaşmak, ör.

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi - Sayfa 216

Mesleki kariyerinin daha başlamadan sona ermesini göze aldı, internetin başında iyice salaklaşmış sekreteri Nemişo'yu gafil avlayarak Başhekim'in odasına daldı. Adam çok kötü bir gün geçiriyordu. Geceki yangınla bozulan sinirleri, 216.

Ayfer Tunç, 2009

Türkçe bilen aranıyor - Sayfa 715

Züppelik havası içinde salaklaşmış oğlan, babasımn bu sözündeki niyetini sezemeden, tırnı- ğın yukarı duran sivri dişlerine ayağıylı birdenbire basınca, âletin sap tarafi havaya kalkıp oğlanın alnına çarpmasıyle aklı başına gelmiş, ve "Vay, ...

Nejat Muallimoğlu, 1999

Türk romanında aydın problemi, 1908-1950 - Sayfa 215

Asker kıyafeti içinde kusursuz olan Hakkı Bey, Selma Hanım'ın nazarında artık acaipleşmiş, salaklaşmış, kendinden ayrılıp sunileşmiş; bir zamanlar kendisine hürmet ve itaat telkin eden bu keskin ruhlu idealist, şimdi soysuzlaşan toplumun bir ...

Yunus Balcı, 2002

Cennetin açları - Sayfa 240

Kimi yaratık aklını ve Tanrının ona verdiği tekniği, kimi yaratık da kuvvetini kullanıyordu yaşamak için. İşte, şimdi gördüğümüz gibi, denizdeki yaratık hemcinsini bile yiyordu. Salaklaşmış olan Mehmed, uçkurlu donunu yukarı doğru çekti elinden ...

Mehmet Kunter, 1970