CE ÎNSEAMNĂ DEHHAŞ ÎN TURCĂ?
Apasă pentru a
vedea definiția originală «dehhaş» în dicționarul Turcă dictionary.
Apasă pentru a
vedea traducerea automată a definiției în Română.
Definiția dehhaş în dicționarul Turcă
Extrem de minunat, terifiant. dehhaş Aşırı korku verici, dehşet saçıcı.
Apasă pentru a
vedea definiția originală «dehhaş» în dicționarul Turcă dictionary.
Apasă pentru a
vedea traducerea automată a definiției în Română.
CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «DEHHAŞ»
Descoperă întrebuințarea
dehhaş în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu
dehhaş și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.
Doğuracağı netice ne kadar dehhâş olursa olsun, bu milletin daha ne “dehhâş”lara alışık olduğu düşünülecek olursa, bu silahı cepte taşıyıp ateş hattına mahsus daha (aktif) silahlara güvenmek doğru olur. Milletle müttefik olduğu gün gibi ...
Necip Fazıl Kısakürek, 2014
2
Metinlerle muasır Türk edebiyatı tarihi: yazan Mustafa ... - Sayfa 97
işgal olunmuş olduğundan tevessüü ile dünyayı zapteden İngiliz ticaretinin merkezi bulunan bu dehhaş liman Londra Köprüsünden itibaren tamam iki buçuk saat mesafe imtidat eyliyor, işte dünyanın her tarafında mevrut emtiayı muhtelife her ...
3
Osmanlı seyyahlarının gözüyle Avrupa - Sayfa 212
yerıdir. Yazar, yine dehhâş bir bina olarak nitelediği Albert Hall'ün tasvirini yaparken bilhassa büyüklüğüne ve aydınlatılmasına dikkat çeker: "Albert Hall gayet vasi', üstü kubbeli, etrafı tiyatro gibi localarla muhat bir ictimagâh olup tam cephede ...
... müeyyideleştirmek gâyesini kollar ve komünizmanın aksülâmelini belirtirken, şimdi bütün zıtlarını temizlemiş olan Amerika, henüz temizleyemediği ana zıddı komünizmanın nazarî maddeciliği karşısında, dehhaş bir amelî maddecilik tavriyle ...
Necip Fazıl Kısakürek, 2014
5
Ulu Hakan: II. Abdülhamid Han
Şurası şayanı hayrettir ki, adedi on binden noksan tahmin olunmayan halk güya teneffüs bile etmiyormuş gibi bir sükutu dehhaş otuz üç seneden beri yüzünü görmemiş oldukları padişahlarını bekliyorlardı. Gördüğüm levhayı arz ve tasvir ...
Necip Fazıl Kısakürek, 2014
6
Politik Iktisat ve Adam Smith: - Sayfa 153
... vapurdan alıyorlar, vapura, sokağa, arabaya, nehre veriyorlar; yahut şimendüfer [tren] vagonlarına tahmil [yüklemek] eyliyorlar; orta yerde dehhaş [çok dehşetli] bir mübadele-i ticariyedir gidiyor; antrepolar sanki ev değil hepsi birer vapur, ...
İsmail Şiriner, Hakan Kapucu, Murat Aydın, Farhang Morady, Ümit Çetin, 2010
7
Rapor 7-8: Rapor 7 Rapor 8
Eğer Demirel 14 Ekim'de tecelli eden kısmî millet iradesini umumî olarak dehhâş bir tefsire bağlasa, vatanın öbür kısımlarındaki iradeyi dile getirse ve Halk Partisinin bugünkü mevcudunu gerçek dışı ilân edebilseydi manzara bambaşka olur ...
Necip Fazıl Kısakürek, 2014
8
Mehmed Kayalar: Zulme Boyun Eğmeyen Kahraman
Zulme baş eğmez fıtratım hasebiyle en dehhaş zalimlerin ezici zulümlerine uğradım. Tarihte misli görülmemiş cefalara, eziyetlere, merhametsiz suikastlara, yerleri gökleri titretecek iftiralara maruz kaldım. En halisane ve masumane hizmeti ...
9
Üstadın ölümü - Sayfa 176
Kızdığı vükelâya Abdülaziz Han'ın pehlivanlıkta elense denilen dehhaş tokatlar yapıştırdığı söylenir. Jöntürk diye gammazlanan Tıbbiye talebelerini Yedisekiz Hasan Paşa'nın eşek sudan gelinceye kadar dövdüğünü, mahalle arasında baskın ...
Kemal Tahir, Sevengül Sönmez, 2006
10
Biz ittihatçılar - Sayfa 230
Mamafih, ilk fırsattan istifade edecek, ilk açılacak bir kaymakamlığa veyahut daha mühim bir memuriyete isteyeceğim. Kavar meselesinde Fransızlar haksızdır. Zaten bu mesele bir afyonkeş-çünkü Çin'de, Tunkin'de bulunmuş, dehhaş bir afyon ...
İbrahim Temo, Ahmet Rıza, 2009
