CĂRȚI ÎN TURCĂ ÎN LEGĂTURĂ CU «SOKUŞMA»
Descoperă întrebuințarea
sokuşma în următoarea selecție bibliografică. Cărți în legătură cu
sokuşma și extrase din aceasta pentru a furniza contextul de întrebuințare al acestuia în literatura Turcă.
1
Türk dili araştırmaları yıllıǧı: belleten - Sayfa 188
... müfredidir ki baş kâsesinin şebekesi gibi birbirine sokuşma olan kemiklerin kıtalarına denir. Anları birbirine sokuşturup bent eden sinire "şe'n" denir . . . Kabail-i arabın her birine kabile ıtlakı bundan me'huzdur" (Asım Efendi tercümesi, III, ...
2
Türk Tarih Kurumu yayınları - Sayfa 637
Araplar'ın "kabile" terimi de aslında "kafatası kemiği" demektir; "el-kabile" kelimesini "Kamus" müellifi şöyle izah ediyor: "el-kabile safine vezninde 'kabailü re's'in müf- redidir ki baş kasesinin şebekesi gibi birbirine sokuşma olan kemiklerin ...
3
Oniki hayvanlı Türk takvimi - Sayfa 77
sefine veznindedir. kabaili re'sin müfredidir ki huş kaşesinin şebeke gibi birbirine sokuşma olan kemiklerin kıt'alarına dinür, her bir kıtasına kabile dinür; ve kabaili arabın her birine kabîleıtlakı bundan mehuzdur; ve anlar bir pederin ...
4
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 78
... eş koşma uçuşma boğuşma soğuşma kokuşma sokuşma tokuşma oluşma doluşma buluşma konuşma teklifsiz konuşma soruşma buruşma duruşma kapalı duruşma gizli duruşma açık duruşma oturuşma vuruşma koşuşma tutuşma kavuşma ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz, 2004
5
Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 222
2. ayak topunda (futbolda), sepet topunda (basketbolda), gol atmak, sayı yapmak sokuşmak • cinselilişkide bulunmak, düzüşmek sokuşturmak • 1. (yaş meyve, sebze, kuru gıdalarda çok görülen) satın alınan malda iyilerin arasına çürük, bozuk ...
6
Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 202
... snop soku somurtmak sivri soba sokulgan somut, -tu sivribiber soda sokum somya (somye) Sivrice sodyum sokur son Sivrihisar sof sokuşmak sonar sivrikuyruk sofa sokuşturmak sonat, -tı sivrileşmek sofi sol sonbahar sivrilmek sofiyane sol, ...
7
Divanü lûgat-it-Türk tercemesi - 2. cilt - Sayfa 104
Yarışmak ve başkası da böyle- dir ; ( 3lA3u-'- J j" sokuşur-sokuşmak ) . JAİ.Â^ sıkışdı: "^JLlJL-<fj\ 6c--J\ ol manga üzüm sıkış - dı = o, bana üzüm sıkmakta yardım etti". Yarış ta böyledir ; {-J^LLm 3 \j&ri sıkışur - sıkışmak) . kişi sıkışdı = halk sıkıştı, ...
Maḥmūd Kāshgarī, Besim Atalay, 1985
8
Yeni Türk lûgati - Sayfa 1003
Sokurluk [i ] Körlük, Batırmak, saplamak. Arı, görmezlik. Bir gözlülük. akrep ve saire ısırmak,iğne. sini batırmak, sançmak [e] Zarar vermek.aldatmak,iğfal *tmek. İncitmek, rencide *tmek. | | Sokuş [i ] Ba: Sokma. Sokuşmak [f] Usulle araya girmek, ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
9
XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ...
Tek gözlülük, sokurluk jJjj»>_» . (Kam. Os. XIX. 664) sokuşmak : Biri birine sokulmak, girmek. § El-ırak JlyJI [-4r.] : . . .Ağaçlar firavan olmakla urukların birbirine sokuşup v-^yti^» sık ve gür olması. (Kam. XVIII -XIX. 3, 22) soku taşı : — *□ soku.
Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin, 1971
10
Türk kültür tarihine giriş: Türklerde yemek kültürü - Sayfa 151
Ayrıca mızrağı düşmana sokmak, sokuşmak veya sokuş, vuruş, savaş da, bu söz ile anlatılıyordu. "H avamda döğmek" de, eski Türklerce, sokmak sözü ile anlatılıyordu. örnek olarak, Uygur 1 1 b kitapları, ilâç tarifleri verirler iken, şöyle ...
