Türkçe sözlükte "cilâ vermek" sözcüğünün anlamı

CILÂ VERMEK SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

cilâ vermek

CILÂ VERMEK SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte cilâ vermek sözcüğünün tanımı

cilâ vermek Aydınlatmak.

CILÂ VERMEK SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile cilâ vermek sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen cilâ vermek sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «cilâ vermek» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 给CILA
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: dar Cila
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: give cilâ
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: CILA देना
• Türkçe - Arapça Çevirmen: إعطاء CILA
• Türkçe - Rusça Çevirmen: дать CILA
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: dar Cila
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: cilâ দিতে
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: donner CILA
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: memberi Cila
• Türkçe - Almanca Çevirmen: geben Cila
• Türkçe - Japonca Çevirmen: cilâを与えます
• Türkçe - Korece Çevirmen: cilâ 을 제공
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: menehi cilâ
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: cho cilâ
• Türkçe - Tamil Çevirmen: cilâ கொடுக்க
• Türkçe - Marathi Çevirmen: cilâ देणे
• Türkçe: cilâ vermek
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: dare CILA
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: dać Cila
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: дати CILA
• Türkçe - Romence Çevirmen: da Cila
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: δίνουν Cila
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: gee cilâ
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: ge CILA
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: gi Cila

«CILÂ VERMEK» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

cilâ vermek sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. cilâ vermek ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 66

4. tat katmak cila vermek bkz. e cila çekmek cilalamak bkz. e cila çekmek cimbom a • galatasaray ve oyuncularına taraftarları tarafından takılan ad- cimbom çok şanssız bir sezon geçirdi. cimcirik a, s. bücür, kısa boylu, sıska kimse cime a ...

Bahattin Sezgin, 2013

Kim etti sana kârı teklif - Sayfa 403

Gösterdi kevni gözüme verüp sala çemen Sebze göğünde encüm-i ezhârı aşikâr İmdi, görüleceği üzre bu beyt, dokuz ayrı ... Cila vermek. Bu deyim dilde var mı? Bir hekim, gözünden şikâyetçi olan bir hastasına 'gözünüze bir cila vereyim' ...

Orhan Şaik Gökyay, 1997

Yeni Türk lûgati - Sayfa 866

Cilâ, parlaklık. Park [i ] Halkın tenef. füs ve teneZZühüne mahsus umumî bahçe. Ordu topçusunun, mühimmatının bu lunduğu ... Ziya vermek, ışıldamak, nur saçmak, pek aydınlık ve mek. fuz, haysiyet ve itibar kazanmak, temeyyüz etBirdenbire ...

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 150

Engoıdevent / Cilâ [t s-J Parlaklık § Parlatan perdah, lostra. [LttStrtt polissage.J Cilacı = Cilâ veren, cilâ süren adam. [Polis- seur-J Cilâlatna | [t -m-] Parlatmak Cilalamak! cilâ vermek. [As- figııer- ] Cilbe s-J Gem kayışı, kayış yular. [ Bridemorse- J ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Menfa: şu serlevha altında üç sene iki ay devam eden ... - Sayfa 97

Malûmdur ki tîrâkîler afyonu attıkları gibi ona cilâ vermek için biraz tatlıya muhtaçtırlar. Baklavalar hamur olursa ne ile afyona cilâ verecekler. Zira Ramazan'a ve husûsan o zamana mahsus tatlı baklava olur da o da hamur olursa buna tîrâkîler ...

Ahmet Mithat, ‎İsmail Cüneyt Kut, 1988

Tarama dergisi: Osmanlıcadan Türkçeden söz karşılıkları

Aharlamak, Kâgida cilâ vermek. Ahi, cömert, sahî. Ahihk, Cömertlik. Ahir, tstabl, tavile. Ahsum, Bedmest, mest, nadim, serhoç. Ahsun, Bedmest. Ahtaci, Baytar. Ahtarmak, Anket yapmak, istiksaf etmek, taharri etmek. Ahtik, Hafit. Ahur*, Tavile.

Türk Dil Kurumu, 1934

Uluslararası Mevlâna Bilgi Şöleni: bildiriler : 15-17 ... - Sayfa 446

Meselâ, bir müttekâ yapılmak için evvelâ kaba taslağı yontulup düzeltilerek üzerine nakış işlemek ve cilâ vermek için mâhir bir üstada teslim olunur. Bunun gibi, çilleye ikrâr veren bir cânın dahi matbah-ı şerîfte mümkün mertebe hamlığı izâle ...

Ali Osman Güzel, 2000

Türkçe-İngilizce teknik terimler sözlüğü - Sayfa 650

Kumarın — Cumarin. Kumaron — Cumarone. ~ reçinesi Cumaro- ne resin. Kumaş (dokuma) — Cloth material, fabric, stuff, textile. Kumaşa ... ~ cilâ vermek Gloss cloth (to). ~ kıvrım vermek Drape (to). Kumaş ... ~ alı Cloth red. ~ alıcı Cloth buyer.

Nuri Özbalkan, 1984

Terbiye ve ta'lîm-i etfâl - Sayfa 124

Bu san'at, butûn-ı arzdan ihrâç edilen ham maâdine cilâ vermek san'atı değil, sîne-i tabiatten çıkan gubâr-ı cehâletle mestûr dimağları, saykalı ilim ve irfânla cilâ sâz-ı kemâl kılmak san'atıdır! İşte oğlum! Yarın tutacağın mevkii, dilimin döndüğü ...

Mehmet Nadir, ‎M. Sabri Koz, ‎Enfel Doğan, 2005

Karagöz - 3. cilt - Sayfa 576

310 Adam yerine koymak (koymamak), III. 297, 428 Adam zannetmek, III. 395, 417 Adamın ağzından girip bumundan çıkmak, III. 104 Afyon budalası, II. 66; -- III. 284 Afyona cilâ vermek, II. 329 Afyonu ters yutmak, II. 287 Afyonu yuvarlamak, III.

Cevdet Kudret, 1970