Türkçe sözlükte "dostlaşmak" sözcüğünün anlamı

DOSTLAŞMAK SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

dostlaşmak

DOSTLAŞMAK SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte dostlaşmak sözcüğünün tanımı

dostlaşmak Dost durumuna gelmek, dost olmak.

DOSTLAŞMAK SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile dostlaşmak sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen dostlaşmak sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «dostlaşmak» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 交游
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: dostlaş a
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: dostlaş to
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: दोस्त बनाने
• Türkçe - Arapça Çevirmen: dostlaş ل
• Türkçe - Rusça Çevirmen: подружиться
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: fazer amigos
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: dostlaş করতে
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: dostlaş à
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: untuk dostlaş
• Türkçe - Almanca Çevirmen: dostlaş zu
• Türkçe - Japonca Çevirmen: 友達を作ります
• Türkçe - Korece Çevirmen: 친구를 만들
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: kanggo dostlaş
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: làm cho bạn bè
• Türkçe - Tamil Çevirmen: dostlaş செய்ய
• Türkçe - Marathi Çevirmen: dostlaş करण्यासाठी
• Türkçe: dostlaşmak
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: fare amicizia
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: zaprzyjaźnić się
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: подружитися
• Türkçe - Romence Çevirmen: face prieteni
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: dostlaş να
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: dostlaş om
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: träffa vänner
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: få venner

«DOSTLAŞMAK» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

dostlaşmak sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. dostlaşmak ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 309

Dostlaşma is. Dostlaşmak fiili. Dostlaşmag f. Birbiriyle dost olmak, aralarında dostluk meydana gelmek. Dostluğ is. Karşılıklı güven, rahatlık, dost olma hâli. Dostluğ ğatmag Dost olmak, dostluk etmek, dost olmaya çalışmak. Dostperest sıf. far.

Seyfettin Altaylı, 1994

XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ...

Anın ile dostlaşmak ve ulaşmak J-^JI ister idi. (Enb. XIV. 311) Div ile ulaşma *~iJ jl bazar eyleme (Nesimi. XIV. 102) Hüma eydür nazar kılgıl i(y) dâye Süreyya nicesi ulaştı aya (Işk. XIV. 67-2) Saçın girihlerine ben dolaşmışam çohdur Cefa atına ...

Ömer Asım Aksoy, ‎Dehri Dilçin, 1972

Fātih ve futūhāti - 1-2. ciltler - Sayfa 66

Bu üçüncü haçlıların dikkati çeken birnoktası da çok kötü nazarla görülen ve Kudüs'ten atılmaları bir din borcu sayılan islâmlara bir hıristiyan prenses verilerek dostlaşmak ve Kudüs'de biri müslümanlar biri de hıristiyanlar için olmak üzere ...

İsmail Hikmet Ertaylan, 1953

Atatürk ve Türk dili 3: Atatürk devri yazarlarının Türk ... - Sayfa 1660

öncül: Önden giden, birinci gelen. unmak: Şifa ve salah bulmak, terakki etmek. önmek: Gözetlemek. öğürleşmek: Dostlaşmak, kardaşlaşmak, yek diğerine alışmak. öğürmek: Hançerenin tahrişinden gelen mide bulantısı. öneç : İki yaşını ...

Kâzım Yetiş, 2005

Dergisi - 6. cilt - Sayfa 286

Moğol devrinde bu törenle dostlaşmış olanlara "anda,, denilmiştir. "Anda,, terimi Türk lehçelerinden ancak Kırgızcada "Kuda (dünür),, kelimesiyle birlikte "kuda + anda — kudanda,, (= dünür + kardeş), Kırgız - Kazakçada "kudandalı,, ( = dünür ...

Ankara Üniversitesi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 1948

Eski Türkler'de ve folklorda ant - Sayfa 286

Moğol devrinde bu törenle dostlaşmış olanlara "anda,, denilmiştir. "Anda,, terimi Türk lehçelerinden ancak Kırgızcada "Kuda (dünür),, kelimesiyle birlikte "kuda + anda = kudanda,, (= dünür + kardeş), Kırgız - Kazakçada "kudandalı,, ( = dünür ...

Abdülkadir İnan, 1948

Türk Tarih Kurumu yayınları - Sayfa 325

En eski devirlerde "ant" yukarıda zikrettiğimiz veçhile, yalnız devletler, kabileler veya şahıslar arasında yapılan kardeşleşme ve dostlaşma törenini ifade etmiştir. Bu tören, Türk folklorlarındaki tavsiflerinden anlaşıldığına göre, şöyle olurdu: iki ...

Türk Tarih Kurumu, 1968

İkinci Dünya Savaşında: 1941-1942 Berlin hatıraları - Sayfa 32

Yanında bir saat kadar kaldık; artık iyice dostlaşmış idik. Bize karşı açık konuşuyordu. Bazen bizim kadar heyecanlanıyor ve üzülüyordu. İşlerimizin iyi gitmemesinden o da memnun değildi ve kusuru Alman idaresinde buluyordu. İstanbul'daki ...

Müstecib Ülküsal, 1976

Dışışleri kavgası - Sayfa 59

yapmış insanların huzuru ile dostlaşmış bulunmaktadırlar. Tabandaki materyalizm beraberliği, onları tavanda diplomasi birliğine de götürmekte kolaylaştırıcı bir rol oynamıştır. ABD «Bana dokunmayan komünizm bin yaşasın» SSCB «Bana ...

Ergun Göze, 1975

Anılar: ömür süvarisi - Sayfa 390

“Meluf” ülfet eden, ehlileşmiş, alışmış, dostlaşmış demek. Amin Malouf'un dedeleri Osmanlı uyruğundan olan, Lübnan ve İzmir'de yaşayan “Malouf” ailesine mensup idiler. Ülfet etsem yâr ile ağyâre ne? mısraı Hicaz makamından bestelenmiştir ...

H. Hüsrev Hâtemî, 2007