Türkçe sözlükte "nabzını saymak" sözcüğünün anlamı

NABZINI SAYMAK SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

nabzını saymak

NABZINI SAYMAK SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte nabzını saymak sözcüğünün tanımı

nabzını saymak Bir dakikadaki kalp atışını saymak.

NABZINI SAYMAK SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile nabzını saymak sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen nabzını saymak sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «nabzını saymak» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 脉冲计数
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: para contar el pulso
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: to count the pulse
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: पल्स गिनती करने के लिए
• Türkçe - Arapça Çevirmen: لحساب النبض
• Türkçe - Rusça Çevirmen: подсчитать пульс
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: para contar o pulso
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: এক এর পালস গণনা
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: pour compter le pouls
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: untuk mengira nadi
• Türkçe - Almanca Çevirmen: um die Impulszahl
• Türkçe - Japonca Çevirmen: パルスをカウントします
• Türkçe - Korece Çevirmen: 펄스 를 계산 합니다
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: Count pulsa ing
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: để đếm xung
• Türkçe - Tamil Çevirmen: துடிப்பு எண்ண
• Türkçe - Marathi Çevirmen: नाडी मोजण्यासाठी
• Türkçe: nabzını saymak
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: per contare il polso
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: liczyć puls
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: підрахувати пульс
• Türkçe - Romence Çevirmen: pentru a conta pulsul
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: για να μετρήσει το σφυγμό
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: om die pols te tel
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: att räkna pulsen
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: for å telle puls

«NABZINI SAYMAK» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

nabzını saymak sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. nabzını saymak ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

Açıklamalı Deyimler Sözlüğü:

Nabzını saymak için 2. Bir kişininyada olayın o anki durumunu tespit etmek. “İlkin yayımcılara uğruyor, onların nabzını tutuyorlar.” (YGS2012) nalıncı keseri gibikendine yontmak Bkz. kendine yontmak. namalmak Yaptığı bir davranışla ...

Rahime Sönmez, 2013

Arif Nihat Asya

Avuçlannı açarak, sanki havayı tartıyormuş gibi yaptı. Çıkmaz sokaklarda, bir çaresizlik içinde olduğu belliydi. Odayı, hüzün yüklü bir sessizlik doldurdu. O esnada güzel, zarif bir hemşire, usulca içeri süzüldü. Hocanın hem nabzını saymak hem ...

Nevzat Kösoğlu, 2006

Türk Edebiyatı - 403-406. sayılar - Sayfa 55

... kuş tüyünden, Sevginin en içlisinden şeffaf saraylar yapan perilerin Ateşten gül çıkaran parmak uçlarının Nabzına ayarladım, ayarladıkça arındım... İlk kızını ben ayarttım Tanrım, saymasını bilirsin, ayartılınca arındım Benden yeşerdi ovalar, ...

Ahmet Kabaklı, 2007

Arif Nihat Asya ihtişamı - Sayfa 28

O esnada, zarif bir hemşire, hem ateşini ölçmek, hem de nabzını saymak için, usulca içeri girdi. Arif Nihat Asya'nın bileğini, sedef renkli ince, uzun parmaklarıyla kavradı. Şair hastamız, güzel hemşireyi baştan ayağa süzdükten, sonra, zarif bir ...

Yavuz Bülent Bâkiler, ‎Arif Nihat Asya, 2007

Perşembenin gelişi - Sayfa 557

3 Ocak 1990 çarşamba günü, kalemi ele aldığımda, çok önemli gelişmeler gebe bir yılın nabzını saymak, titreyişlerini kayda geçirmek kadar, günlük yaşantımıza, alışkanlıklarımıza dil sürçmelerimize ve bazı soyut değerlere de değinmek ...

İsmail Berduk Olgaçay, 1994

İngilizce çeviri tekniği - 1. cilt - Sayfa 114

O36.do wrong yanlış hareket etmek 037.drive one mad bir kimseyi deli etmek 038.eat one's lunch bir kimsenin öğlen yemeği yemesi 039.feel one's pulse bir kimsenin nabzını saymak (MO.feel one's way el yordamı ile ilerlemek 041.feel plain ...

E. Sabri Yarmalı, 1993

First Lessons in Modern Turkish - Sayfa 217

... in succession müteselsilen successively mütesebbis displaying initiative Na (negative prefix used with a few adjectives of Arabic origin) natamam incomplete namewcut nonexistent, absent nabiz pulse nabzini saymak (nabzini to count the ...

Herman H. Kreider, 1945

Nimetşinas; roman - Sayfa 109

İçten acısını anlatmaya yarar diye hastanın nabzını eline alır, saatini çıkarır, vuruşlarını saymağa başlar. Doktor, gözlüğünün altından gülerek: — Gördünüz mü Beyefendi, Hanımı ne kadar seviyor? Burada hekim varken kendisi de doktorluk ...

Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1965

Kültürün nabzını tutan: Doğan Hızlan - Sayfa 106

at yapıtının 'bireysel' ve 'kişisel' olanda kristalleştiğini yok saymaya götürmez onu. Dolayısıyla, Hızlan, eskiyle yeninin, toplumsalla bireyselin, nesnelle öznelin, kişiselle kamusalın, yukarıda kullandığım deyimle söyleyelim, kat ...

Alpay Kabacalı, 2008

Efsâneleri, destânları, hikâyeleriyle şehirden şehire Anadolu - Sayfa 341

Derviş hastaya yaklaşmış, nabzını tutarak sorular sormaya başlamış: "Derdin ne? Kimi seviyorsun? Nerede? Ne iş yapar?" Kız da çıt yok. Derken birçok meslekler saymış. Bir ara "çoban" deyince kızın nabzı şiddetle atmaya başlamış.

Mehmet Önder, 1995