Türkçe sözlükte "plâse etmek" sözcüğünün anlamı

PLÂSE ETMEK SÖZCÜĞÜNÜN OKUNUŞU

plâse etmek

PLÂSE ETMEK SÖZCÜĞÜ TÜRKÇE DİLİNDE NE ANLAMA GELİR?

Türkçe sözlükte plâse etmek sözcüğünün tanımı

plâse etmek Kavisli ve yumuşak vuruş yapmak.

PLÂSE ETMEK SÖZCÜĞÜNÜN ÇEVİRİSİ

Çok dilli Türkçe çevirmenimiz ile plâse etmek sözcüğünün 25 dile çevirisini bulun.

Bu bölümde verilen plâse etmek sözcüğünün Türkçe dilinden diğer dillere çevirisi otomatik istatistiksel çeviri ile elde edilmiştir ve temel alınan çeviri birimi Türkçe dilindeki «plâse etmek» sözcüğüdür.

• Türkçe - Çince Çevirmen: 到塑料
• Türkçe - İspanyolca Çevirmen: al plástico
• Türkçe - İngilizce Çevirmen: to the plastic
• Türkçe - Hintçe Çevirmen: प्लास्टिक के लिए
• Türkçe - Arapça Çevirmen: إلى البلاستيك
• Türkçe - Rusça Çevirmen: к пластику
• Türkçe - Portekizce Çevirmen: para o plástico
• Türkçe - Bengalce Çevirmen: প্লাস্টিকের
• Türkçe - Fransızca Çevirmen: à la matière plastique
• Türkçe - Malezya Dili Çevirmen: untuk plastik
• Türkçe - Almanca Çevirmen: auf das Kunststoff
• Türkçe - Japonca Çevirmen: プラスチックに
• Türkçe - Korece Çevirmen: 플라스틱 에
• Türkçe - Cava Dili Çevirmen: Urutan
• Türkçe - Vietnamca Çevirmen: cho nhựa
• Türkçe - Tamil Çevirmen: பிளாஸ்டிக்
• Türkçe - Marathi Çevirmen: ऑर्डर
• Türkçe: plâse etmek
• Türkçe - İtalyanca Çevirmen: alla plastica
• Türkçe - Lehçe Çevirmen: z tworzywa sztucznego
• Türkçe - Ukraynaca Çevirmen: до пластику
• Türkçe - Romence Çevirmen: la plasticul
• Türkçe - Yunanca Çevirmen: στην πλαστική
• Türkçe - Afrika Dili Çevirmen: om die plastiek
• Türkçe - İsveççe Çevirmen: till plasten
• Türkçe - Norveççe Çevirmen: til plast

«PLÂSE ETMEK» İLE İLİŞKİLİ TÜRKÇE KİTAPLAR

plâse etmek sözcüğünün kullanımını aşağıdaki kaynakça seçkisinde keşfedin. plâse etmek ile ilişkili kitaplar ve Türkçe edebiyattaki kullanımı ile ilgili bağlam sağlaması için küçük metinler.

İngilizce-Türkçe çağdaş iş dünyası sözlüğü - 2. cilt - Sayfa 683

lirmek; işe / memuriyete koymak; (para) yatırmak, plase etmek; vermek; tayin etmek; tanımak, çıkarmak; koşuda ikinci getmek; derece almak; bırakmak, sınıflandırmak. - sb. birini tanımak / kimliğini teşhis etmek; - to sb.'s account birinin hesabına ...

Ender Gürol, ‎Ali Kılıçlıoğlu, 1994

Yabancı kelimelere karşılıklar - Sayfa 96

... yardımcılık Asistlik yardım etmek Asiste etmek yarım gün Part-time yarı sonuç Yarı final yarışım Kompetition yarışımcı Kompetitif yatırım Plâsman yatırım yapmak Plâse etmek yatırmak Plâse etmek yavaşlatılmış Rölanti, rölantide yavaşlatmak ...

Türk Dil Kurumu, 1995

Yayinlari - 49. sayı - Sayfa 42

Anonim şirket hüviyetini haiz müesseselerin, gerek sermaye temin ve tezyidi gerekse uzun vadeli envestisman kaynaklan temini maksadıyla, hisse senedi ve tahvüât çıkarmak ve plâse etmek imkânına malik olmaları küçük teşebbüsler ...

Ankara Üniversitesi. Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 1964

Ticaret sözlüğü: Türkçe, Osmanlıca, Fransızca, Almanca, ... - Sayfa 539

... arzetmek 342 Piyasaya sürmek 342 Piyasayı kapatmak 343 Piyasayı istirdât etmek 343 Piyasa yoklaması 344 Plâka 345 Plân 387 Plancılık 387 Plânlama 387 Plânlamak 387 Planör 345 Plâtin 345 Plase etmek 474 Plasman 473 Polije 55.

Orhan Hançerlioğlu, 1982

Para ve kredi sisteminin oluşumunda bir asa̧ma, Türkiye ... - Sayfa 4

4 — İhtiyaç ve imkân olduğu zamanlara münhasır olmak şartiyle : Hazine bonolarını plase etmek ve icap edince piyasadan çekmek, 5 — Memleketin tedavül-i nakdisini ve normal trafiğini murakabe, tanzim ve teshil etmek ve buna kâfi olacak ...

İlhan Tekeli, 1981

Türkiyede sermayo piyasasinin kurulmasi - Sayfa 7

Yatırım bankalarının daha ziyade Amerikada taammüm etmiş olmalarına rağmen, iş bankaları daha çok lâtin memleketlerinde yayılmıştır. Bu bankalar, bilhassa sınai teşebbüslere iştirak etmek, borsalarda senetlerini plâse etmek şeklinde ...

Iktisadi Arastirmalar Tesisi, ‎M. Orhan Dikmen, 1964

Cellat - Sayfa 56

Yetti yahu.." Tıknaz adam genzini temizleyip: "Uygun görürseniz onu plase edelim" diye mırıldandı. "Plase mi?" "Evet efendim, şayet uygun bulursanız." Plase etmek, Komite üyelerinin kullandığı özel bir deyimdi. O şahsı pasif hale getirerek, ...

Osman Aysu, 1997

Kalkınmanın neresindeyiz - Sayfa 91

Ellerindeki fonları bu rayiçlerden plâse etmek imkânları mevcut oldukça da hiç bir müessese bunun çak altında bir kâr vaadeden işe ortak olmak -ya da borç vermek- istemez. Öyleyse, bu problemin tek çözüm yolu Türkiye'de faiz hadlerinin ...

Besim Üstünel, 1966

Yayinlari - 163-164. sayılar - Sayfa 155

Devlet borçlarının para politikasının müessir bir vasıtası olabilmesi için halkta tasarruflarını hisse senedi ve tahvil alımlarına plâse etmek alışkanlığının yerleşmiş olması ve kıymetli senetlerin tedavül ettiği açık bir piyasanın bulunması gerekir.

İstanbul Üniversitesi. İktisat Fakültesi, 1965

Türk Edebiyatı - 267-278. sayılar - Sayfa 60

... plâse etmek: Fransızca placer. "Etmek" yardıma fiilinin bu tür batı kökenli kelimelerle birlikte kullanılması dilimizde giderek artmaktadır. Daha çok "gelir getirici bir işe para bağlamak anlamında dilimizde kullanılan bu kelime için Kurulumuz, ...

Ahmet Kabaklı, 1996